35.Bölüm Kırık çerçeve
Seni düşündüğüm için seni bıraktım Yağız Tuna. Ve bizim için en iyisi sana bir daha dönmemem olacak.
*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*
Bunca zaman size hep Yağız'la mısınız yoksa kimlesiniz diye sordum. Ama bugün Ecrin açısından da bakış açınızın değişeceğini ona hak vereceğinizi düşünüyorum. Ya da öyle umuyorum.
*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-
-Aylar sonra-
Camın önünden dışarıyı izleyen Yağız'ı biri görse onu tek bir kelimeyle anlatabilirdi. Paramparça.
Ecrin'in havaalanına girdiğini gördüğü günden beri iyi değildi. Ona neden onu terk ettiğini sormuştu tekrar ve tekrar. Ama Ecrin o güzel gözlerini ondan saklamayı tercih etmiş sorusuna cevap vermemişti.
Anlamıyordu, bunu hak edecek ne yapmıştı? Ecrin sebepsiz yere gitmezdi bunu biliyordu. O zaman sebebi neydi? Onunla konuşmaya bile tahammül edemezmiş gibi davranmasını anlamıyordu. Ona git derken bile kal diyen kalbine söz geçiremiyordu.
"Yağız hadi oğlum uçak saati geliyor." Annesinin sesiyle hüzünle gülümsedi genç adam.
Abisi evlenmişti, saatler sonra ablası da sevdiğiyle evlenecekti. Kendini ailenin tek bekar kalanı olarak ifade ediyordu artık.
Ecrinden başka biriyle nasıl evlenirdi ki? Onun haricinde birini hayatına nasıl alırdı? Aklı almıyordu gerçekten de. Bir kere çok kırılmıştı, arkada bırakılmak sevgisine yapılan ihanet kalbini gün geçtikçe karartıyor aşkı yerini büyük bir nefrete bırakıyordu.
Aşkta kazanamadıysa kariyer yapardı tıp kazanmıştı sonuçta. Ecrin ile okuyacağını hayal ettiği üniversiteye tek başına gidecek olsa da sıkı sıkıya sarılacak ona ardında yıkılmış biri bırakmış olmasının sevincini yaşatmayacaktı.
Annesine bir şey fark ettirmemeye çalışarak geçti sürücü koltuğuna. Önce şirkete uğrayıp babasını alacak sonra da havaalanına gideceklerdi. Bu akşam son kez mutlu taklidi yapacağını umuyordu.
Geçen yıllar boyunca aşkını kalbine gömüp bir tek işiyle ilgilenecekti genç adam çünkü biliyordu giden geri dönerdi.
Ecrin geri döndüğünde eskisinden güçlü durmalıydı karşısında. Onu bir daha yıkmasına müsaade etmemeliydi.
*_*_*_*_*_*_*_*_*_*_*_* 9 YIL SONRA LONDRA *_*_*_*_*_*_*_*_*_*_-Yağız-
Üstümdeki takım elbiseye aynada son kez çeki düzen verirken yan odadan çıkan Arın elindeki telefonla direkt olarak yanımdan geçmiş ve kapıya yönelmişti.
"Arın?"
"Efendim?"
"Nereye gidiyorsun?"
"Seminere ineceğiz ya hadi hazır değil misin?" diyerek kafasını kaldırdığında ellerini beline sabitlemiş dik dik ona bakan benle karşılaştı. "Kafanı neden telefondan kaldırmıyorsun peki?"
"Kerem'in maçı başladı onu izliyordum." kaşlarım havalanırken "Kazanıyorlar mı?" diye sordum ilgisizce.
"Hıı Kerem baya iyi oynuyor." ilgisinin bende olmadığına emin olduğum için tekrar aynaya dönüp iç çektim, yakışıklı görünüyordum. Saatimi düzeltip ona döndüm.
"Hadi gidelim." odadan çıktığımızda otelin alt katındaki konferans salonuna ilerlemeye başladık.
"Seminer bitince ne yapacaksın?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BÖĞÜRTLEN
ChickLitBöğürtlen dikenler arasında yetişen nadide bir meyvedir. Dikenler arasından türlü zorluklarla sahip olursunuz onun lezzetine. İnsan umut ettikçe yaşardı. Ecrin'in tek dayanağı umuduydu. Ama öyle bir gün geldi ki... "Herkes benden umudu kestiğinde b...