10

107K 3.1K 366
                                    

Saçlarımı elimle kabartıp üstümü düzelttim aynanın karşısında. Dudaklarıma çok açık tonda bir ruj sürmüş parfümümden de sıkıp çantamı alarak odadan çıkmıştım.

"Ecrin?"

"Sen çıkmadın mı?" Kerem'in odasına girerken merakla baktım suratına. Gömleğinin düğmelerini ilikliyordu, bana bakıp kafasını iki yana salladı.

"Sabah derslerine girmeyeceğim antrenman varmış, bekle beni birlikte çıkalım."

"Çıkışta işin var mı?" tekrar kafasını iki yana sallarken yatağının üstüne oturmuş ellerimi de arkaya uzatıp bacaklarımı birbiri üstüne atarak onu izlemeye başlamıştım. Bir dokunsa yatağa düşecek şekilde oturuyordum yani.

"Kravatımı kaybettim galiba, sonunda." bu dediğine gülerken sandalyenin üstündeki kazağının altından gözüken kravatı işaret ettim. Nefesini üflerken "Keşke o günleri de görsem." dedi.

"Sevmiyorsan takma."

"Gömlek giymeyi seviyorum sorun kravatta." önümde durup bana eğilince doğrulup yakalarını havaya kaldırdım ve kravatı geçirdim. Hızlıca bağlarken fazla sıkmadım, daralıyordu sevmezdi öyle şeyleri.

"Antrenmanlarını izlemeye gelebiliyor muyuz?"

"Tabi ne zaman istersen." onu onaylayıp ayağa kalktığımda annem gözüktü kapıda. Elindeki tabaktan bir böreği benim birini de Kerem'in ağzına tıkarken "Sabahları kahvaltı yapmadan çıkmanıza sinir oluyorum ama geç kalacaksınız. Çabuk olun." dedi.

Böreği yutmaya çalışırken getirdiği şeftalili meyve suyunu alıp içtim. Kerem elimden aldığı bardağı kafasına dikerken annem üstümüze ceket almamızı söyleyip çıktı odadan. Yerimden kalkıp "Alıp geleyim sen de hazırlan o sırada, saatini unutmuşsun." dedim ve çıktım odadan.

Dişlerimi tekrar fırçalayıp makyaj yapmadığım için bugünü şanslı günüm ilan ettim hemen. Boynumdaki kolyeyi düzeltip giyinme odasına geçerken çok fazla düşünmeden kot ceketimi aldım. Bugün birkaç test kitabımı daha yanıma almıştım, sınavlar için çalışıyordum bırakamazdım.

"Dershane için ne düşünüyorsun?" Kerem kolunu omzuma atarken dudağını büktü. "Basketbolda devam etmeyi düşünüyorum ama üniversite de okumalıyım, derslerden geri kaldığım için mecburum galiba."

"Ben de eksiklerimi tamamlamalıyım, yazılsak mı?"

"Senin eksiğin var mı ki?" şaşkın şaşkın bana bakınca güldüm, annem babamla konuşmasını kesip bize dönünce "Bizi dershaneye yazdırmalısınız." diyerek gülücük attım onlara.

"Aa ben hallettim onu ama daha sınıfınız falan belli değil yeni konuştuğum için. Özel öğretmen gerekiyorsa onu da ayarlayalım Ecrin?"

"Şimdilik gerek yok sanırım, dershane iş görür."

"Tamam canım sorun olursa konuşuruz tekrar, bu akşamda dershane detayları belli olur."

Onları onaylayıp evden çıktığımızda Kerem "Bugün senle geliyorum." dedi, sorgulamadan kapının önündeki arabama binerken arka koltuğa bıraktım elimdeki ceket ve çantayı.

"Son zamanlarda arabanı kullanmıyorsun çok."

"Bakıma gidecek bugün bir daha onunla uğraşmayayım diye Ahmet abiye bıraktım, o götürecek."

"Anladım." arabayı çalıştırıp evin kapısında bize bakan annem ve babama kornayla selam vererek açık bahçe kapısından çıktım.

Sabah trafiğinin etkisinden çabuk çıkıp Batı Kolejinin önünden geçerken Kerem gözlüklerini hafifçe indirip etrafa bakındı. "Dingil Orkun gözükmüyor ortalıkta, çabuk geçelim şuradan."

BÖĞÜRTLENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin