Okuldan çıktığım gibi tabiri caizse koştura koştura buz pistine gelmiştim. Yarışlara çok kısa süre kalmıştı ve bana kalırsa asla yetişmeyecektik. Senelerce birlikte çalışan insanlar bile sürekli antrenmanlarla hatta hayatlarının çoğunluğunu pistte geçirerek hazırlanıyorlardı.
Bizim işimiz zordu.
Kendimi sadece buna verecektim artık bir süreliğine. Üstümü değişmiş bir süredir buzda kayarak kendimi alıştırmaya çalışıyordum. Partnerimin gelmesine bir yarım saat daha vardı sanırım. Telefonumun melodisi kulağıma ulaşırken o tarafa yönelip kenarda duran telefonumu aldım.
"Efendim?"
"Neredesin güzelim bitti mi antrenman?"
"Hayır daha başlamadık bile. Sen ne yapıyorsun?"
"Dershane işini halledip birkaç not çıkarttım. Çocuklar şimdi derse girdi ben de ablamın yanına geçeceğim şirkete sonra seninle buluşuruz diye düşündüm."
"Olur ben bittiğinde ararım ortak bir yerde buluşuruz. "
"Tamam sevgilim dikkat et."
"Sen de canım haberleşiriz yine." gülümseyip şu huzurlu havanın dağılmaması için dua ettim. Her şey normale dönmüştü.
-3 ay sonra-
Kafama tutturduğum kalemin çekilmesiyle önümdeki kağıtlardan kafamı kaldırdım.
"Kerem bu sefer doğru olduğuna emin misin?"
"Evet valla doğru aldım." diyerek önüme kahveyi bırakırken dışardaki manzaraya kısaca göz gezdirdim. Bu kütüphane manzarasıyla sanki ders çalışma otur etrafı izle diye kurulmuştu. Ders çalışmak için manzaradan bakışlarınızı çekmeniz gerekiyordu.
"Son 6 gün 8640 dakika 518400 saniye sonuncusunu söyleyince daha çok gibi gelmiyor mu tamam ya sakin sakin takılalım." diyen Alaz'a gülümseyip telefonuma baktım. Yağız sabah geç uyandığı için yanımızda değildi.
Birkaç kez aramıştım ve sonunda tabi ki o telefon açılmış uykulu içimi kıpır kıpır eden sesiyle "Günaydın sevgilim." demişti. Gel de kız bu çocuğa.
"Ecrin yine rüyalara daldı dokunmayın çok derinlerde." diyen Ceren kıkırdarken Bukre yanındaki Ömür'ün kolunu dürtüp telefonunu gösterdi.
"Karışmayın bana ya, hayal kuruyorum."
Çantasını sandalyeye atan Tuna Bukre'nin yanındaki boş sandalyeye çökünce Bukre kafasını bize çevirdi. Hala konuşmuyorlardı ya ne garipti.
Olayların üstünden birkaç ay geçmişti. Onların arasında olan olayların üstünden neredeyse üç buçuk ay. Tuna ne yaparsa yapsın Bukre onu affedemiyordu. Haklıydı da yıllarca acı çekmişti onun yüzünden. Ben ona bunun olacağını söylemiştim.
Buz pateni yarışmasında dördüncü olmuştuk. Zaten o kötü dönemlerde başarılı olacağıma pek inanmasam da eski öğretmenimi de kıramamıştım.
Ve malum T olayı. Kız olduğunu düşünmemizi sağlayan kişi ortaya çıkmıştı. Bir grup kızın başının altından çıkan olay sonucu az kalsın disipline gidiyorduk. Ama başlarına ne geldiyse hak etmişlerdi onlar yüzünden kaç gece uykusuz kaldığımı ben bilirdim. Yağız'ın deliye döndüğü zamanları düşündükçe gülüyordum. Kıskandığı insanlar bir avuç kızdı.
Saçlarını tutup yolduğum anı keyifle hatırlarken yanağıma konan öpücükle gözlerimi açıp kafamı çevirdim.
Yağız Tuna tüm yakışıklılığıyla önümdeki manzaradan bile çok dikkat çekiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BÖĞÜRTLEN
Genç Kız EdebiyatıBöğürtlen dikenler arasında yetişen nadide bir meyvedir. Dikenler arasından türlü zorluklarla sahip olursunuz onun lezzetine. İnsan umut ettikçe yaşardı. Ecrin'in tek dayanağı umuduydu. Ama öyle bir gün geldi ki... "Herkes benden umudu kestiğinde b...