BÖĞÜRTLEN

49

Bölüm Şarkısı : Berkay Altunyay- Bir Bilsem
*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-

Küçük boşluktan elimi uzattım, anında minik eli parmağımın çevresine sarılırken gülümseyerek izlemeye devam ettim onu.

Annesinin durumu kontrol altında tutuluyordu ama bu minik çok güçlüydü. Bir süre daha burada tutacaktık sonra annesinin yanına götürecektik yani öyle umuyordum.

"Hocam durumu iyi merak etmeyin. Görevli doktor arkadaş da başından ayrılmıyor zaten biz saat başı bilgilendiririz sizi de." 

"Teşekkürler Sema. Ben gidip annesine bakayım tekrar uğrarım buraya." ona gülümseyip arkamı dönünce camın arkasında beni gülümseyerek izleyen sevgilimi fark ettim.

"Güzelim."

Kollarını etrafıma sararken derin bir nefes alıp ona sarıldım. "Ne oldu sorun ne?"

"Annesinin durumu kötü, eşi de iş seyahatindeymiş kadının henüz burada değil.  Kontrol altında tutuyoruz bakalım. Of ya annesine bir şey olursa daha minicik nasıl dayanır ki"

"Daha bir şey olmuş değil, kötü düşünme kendini de üzme. Hadi odana gidelim betin benzin atmış ne çabuk etkileniyorsun." 

Kolları arasında odama döndüğümde masanın üstündeki tabaklarla minik bir gülümseme kondu suratıma.

"Kaç saattir aklıma gelmemiş bile teşekkür ederim." ona dönüp kollarımı boynuna sardığımda boynuma öpücük kondurdu.

"İyi ol güzelim benim. Bunu seçerken biliyorduk ve böyle şeylere ne yazık ki hazırlıklı olmalıyız."

"Ne olursa olsun ellerimden kayıp giden canlara hazır değilim."

"Hadi otur yemekler soğumasın." beni koltuklara yönlendirince dudağımı büküp onu onayladım.

Birlikte yemek yiyip hemşire tarafından çağırılan sevgilimi gönderdim odadan. Günün geri kalanında ikimizde fazlasıyla yoğunduk ama benim son randevumdu bu.

Cansu'nun kapıyı çalıp içeri girmesiyle önümdeki raporlardan kaldırdım kafamı. "Efendim Cansu."

"Güzin hanımın randevu saati geldi alayım mı içeri?"

"Kapıda mı bekliyor alsaydın keşke."

Bir şey demeden çıkıp kadını çağırdığında gülümseyerek kalktım ayağa. Beyaz önlüğümü düzeltip kapıdan siyah saçlı oldukça bakımlı genç bir kadın gülümseyerek odaya girince gülümseyerek elimi uzattım.

"Merhaba Ecrin hanım. İsminizi o kadar çok duydum ki son zamanlarda mutlaka gelmem gerek diye düşündüm." 

"Hoş geldiniz Güzin hanım buyurun lütfen." onu koltuklara yönlendirirken yorgunlukla kendi sandalyeme çöktüm.

"Evet sorun nedir diye başlamak istiyorum."

O anlattı, anlattıkça ufak notlar aldım. Çocuk sahibi olmak istiyordu, buraya kadar sorun yoktu.

"Gittiğim doktorların hepsi imkansız olduğunu söyledi. Ben de eşimde bunu çok istiyoruz bir çaresi olamaz mı?"

"Güzin hanım öncelikle sizden birkaç test isteyeceğim aynı zamanda eşinizden de. Bakalım yapabileceğimiz şeyler var mı kesin konuşmamız için sonuçlara bakmamız gerek."

Beni onaylayıp elinde testlerin yazılı olduğu kağıtla dışarı çıktığında kapım tekrar çalındı.

"Evet?"

"Hocam bunlar size gelmiş." Cansu'nun elindeki çiçekleri ve küçük koliyi aldım. Elimde sallayıp ne olduğunu anlamaya çalışırken o çıkmıştı odadan.