Kendimi Ecrinin avukatı ilan ediyorum..
Ben ilk defa böyle bir karakter yazıyorum. Tüm yükü omuzlayan bir kadın karakter. Ecrin'e birkaç konuda hayranım bunu en son açıklayacağım her şey bittiğinde...
Kafanızda çok soru işareti var biliyorum tahminen 6 bölüm sonra çözülecek bazı şeyler.
*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-
Aynadaki aksime bakıp bitkin görünen suratımı toparlamak için biraz vaktim olduğunu düşünüyordum. Eve geçince biraz toparlanmam şarttı.
"Arın sen kızlarla mı döneceksin?"
"Yok ya seminere geldim ben biraz daha buradayım." onu onaylayıp camdan dışarı kafamı çevirirken "Eve mi gidiyoruz şimdi?" diye sordum Çınar'a.
"Evet kızlar gelince gider alırız daha erken havaalanına gitmek için."
"Angela gelmek istiyordu arayayım kızlar geldiğinde getirsinler onu da."
Eve yaklaşırken yorgunlukla esneyip annemin mesajlarına cevap verdim. Sonunda evin bahçesine girdiğimizde Arın ve Çınar'ı beklemeden indim arabadan. Evin dağınıklık durumunu hiç bilmiyordum. Dün ve bugünü hastanede tamamlamıştım resmen.
Kapıyı açıp içeri girerken peşimden sohbet ederek gelen ikili Çınar'ın yönlendirmesiyle oturma odasına geçti. Üstümü değiştirmek için odama giderken kısaca etrafa göz atıyordum. Annem çıkmadan önce her yeri derlemiş toplamıştı anlaşılan etrafta en ufak bir şey yoktu.
Üstümü değiştirip kabanımı ve botlarımı kapının yanındaki vestiyere bırakarak mutfağa geçtim. "Aç mısınız yoksa kahve mi yapayım?"
"Sen ameliyata girdiğinde yedik biz kendine hazırla bir şeyler. Kahve yaparım ben." ikisi de mutfağa girerken onları onaylayıp buzdolabından annemin hazırladığı yemeklerden çıkardım. Kendime bir tabak hazırlarken Arın'ın dediklerine odaklanmıştım.
"Kerem'in maçını izledin mi baya iyi gidiyor."
"Evet sakatlık olmadan bu sezonu atlatırsa çok iyi olacak."
"En son ne zaman görüştünüz Ecrin?" kafamı kaldırıp düşündüm. "Çift maç haftasından önce iki gün gittim yanına."
"Çok özledim onu ya bir ara gideceğim ben de." ona gülümserken arkadaşlıklarının bu derece bozulmuş olmasına yine üzüldüm.
Arın genel olarak köprü görevi görüyordu aslında. Yağız ve hepimiz arasında. Yağız'ı herkese bağlayan kişi oydu son dönemde.
Hasta olduğum zaman ilk önce İngiltere'ye gelmiş burada eğitimim için gerekli sınavlara girdikten sonra İsviçre'ye gitmiştim. Tedavim boyunca herkes destek olmuştu. Arkadaşlarıma anlatamamıştım ama onlar da benden öğrenmemiş olsalar da öğrenmiş ve tedavi süresince beni yalnız bırakmamışlardı. Sonra her şey bitti derken en başa dönmüştüm. Birkaç kez daha aynı döngüye girdiğimde psikolojik olarak bitmiştim sanırım.
Daha yeni yeni atlatıyordum, saçlarım yeni yeni uzuyordu ve hala aynada kendime bakamıyordum. Bu şekilde bırakın arkadaşlarımı kimseye faydam dokunmazdı. Ben de geri dönmektense bildiğim, tanıdığım bu şehirde yeni bir hayat kurmuştum.
Yağız'ın sevgilisi olduğu haberini aldığımda yaşadığım yıkımı anlatacak tek bir kelimem dahi yoktu. O gün arayıp gerçek mi yalan mı öğreneceğim tek insan Arın'dı. Doğruluğunu onaylamış ama hiçbir şeyin bildiğim gibi olmadığını oraya gidip öğrenmemi istemişti.
Halbuki zaten dönüyordum. Dönüş biletimi orada bırakıp burada bir hayat kurmaya o gün karar vermiştim. Yoksa son kemoterapimi aldıktan sonra ilk işim geri dönmekti. Çünkü artık bıkmıştım ağzımdaki o ilaç tadından, sevdiğim adamdan bunca zaman kaldığım ayrı zamandan yaşadıklarımdan. Ama geri dönememiştim işte.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BÖĞÜRTLEN
ChickLitBöğürtlen dikenler arasında yetişen nadide bir meyvedir. Dikenler arasından türlü zorluklarla sahip olursunuz onun lezzetine. İnsan umut ettikçe yaşardı. Ecrin'in tek dayanağı umuduydu. Ama öyle bir gün geldi ki... "Herkes benden umudu kestiğinde b...