Bölüm şarkısını öyle bir şey seçtim ki bölümle zerre alakası yok ya
*-*-*-*-*-**-*-*-*-*-*-*-*-*-***-*-*KeremMertoğlu
Büyük el çantamı omzumdan sallandırıp ağır adımlarla ıslık çala çala havaalanının dış hatlar çıkış kapısına ilerliyordum. Şansıma bugün İstanbul yağmurluydu ama neyse ki arabamı getirtmiştim evden.
Annemin haberi yoktu ama çalışanlar sağ olsun arkasından güzel iş çeviriyorduk. Telefonumu çıkartıp şapkamın altından etrafa göz attım. Arabamın parıltısı buradan bile dikkatimi çekerken telefondan Ecrin'i aradım.
"Merhaba Ecrin Mertoğlu'nun telefonu ben Cansu asistanıyım, nasıl yardımcı olabilirim?"
"Ben Ecrin' in kardeşiyim de Kerem ismim neyse ne zaman müsait olur acaba?" arabamın anahtarını Ahmet'ten teslim alıp teşekkür ederken "Şu an içeride hastası var çıkınca telefonunu verebilirim kendisine." diyen kıza "Tamam siz hiç aradığımı söylemeyin ben konuşurum onunla." dedim.
"Peki, iyi günler." telefonu kapatırken hemen diğer numarayı seçtim. "Efendim Kerem, toplantıya giriyorum bir şey mi oldu?"
Gözlerimi kısıp "Ne oluyor ya herkes bir meşgul bugün?" diye kızarken arabayı çalıştırıp trafiğe karıştım. Trafik dediğim havaalanı trafiğiydi resmen daha iki gıdım yol gitmeden trafik başlamıştı.
"Bu saatte aramazsın sen normalde hayırdır?"
"İstanbul'a geldim, menajerimle görüşmem lazım. Bir bakmışsın yeni sezonda buradayım."
"Emin misin?" Çınar'ın az önceki acelesi gitmiş merakla konuşurken "Bilmiyorum ya tek başıma sıkılıyorum orada ne yapacağıma karar vermedim. Ecrin'i aradım ama asistanı açtı neler oldu anlatsana sen." dedim.
"Yağız'la barıştılar, birkaç gün oldu işte iyiler görünüşe göre. Daha da bozulurlarsa ikisini de pataklayarak kendilerine getireceğiz artık, bıktım. Neyse sen şimdi nereye gidiyorsun?"
"Bizim sarışın yarım saate müsait olur onun yanına gideyim yemeğe kaçırırım onu sonra da akşama kadar onun evde oyalanır akşam bizim eve geçerim. Bugün bir şey yapmayı düşünmüyorum adam olana çok bile."
O gülerken kornaya basıp önümde sürekli duraklayan taksiye tepki gösterdim. Durakları varken böyle her gördükleri insanda durup taksi lazım mı diye sormaları çok sinir bozucuydu. O kenara yanaşırken yanından hızla geçip sonunda anayola girdim.
"Akşam buluşalım, şirketten çıkarken ararım."
"Tamamdır babama söylersen de anneme bir şey çaktırmasın tembihle."
"Merak etme ben hallederim burayı." telefonu kapatıp keyifle çalan şarkıya eşlik etmeye başladım. Sarışın iyiydi, sevgilisine kavuşmuştu ailemin keyfi yerindeydi. Kariyerim çok iyi gidiyordu, iyiydik yani.
Bozulmasından korkacağım çok şey vardı ama bundan sonra burada olacaksam izin vermezdim. Kimsenin üzülmesine daha fazla izin vermezdim.
Gördüğüm bir diğer sarışınla arabayı yavaşlattım. Ömür ağır aksak adımlarla hastanenin tam tersi istikamete yürüyordu. Kaşlarımı çatıp onun asık suratına bakarken biraz da dikkatle bakınca ağladığını fark ettim.
Arabayı bulduğum ilk yere park ederken hızla ona yaklaşıyordum. "Ömür!"
ÖmürYalçın
(Yaklaşık 2 saat önce)
Karşımdaki Tolga'dan bakışlarımı çekip bilgisayarın ekranında göz gezdirdim tekrar. İşim başımdan aşkındı şu an niye geldiğine dair en ufak bir fikrim de yoktu ayrıca.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BÖĞÜRTLEN
ChickLitBöğürtlen dikenler arasında yetişen nadide bir meyvedir. Dikenler arasından türlü zorluklarla sahip olursunuz onun lezzetine. İnsan umut ettikçe yaşardı. Ecrin'in tek dayanağı umuduydu. Ama öyle bir gün geldi ki... "Herkes benden umudu kestiğinde b...