Nasılsınız?
Bölüm Şarkısı: Duman- Haberin Yok Ölüyorum
Siz anladınız onu 🤷♀️
Çok çok yoruuuum bekliyorum hadi öptüm
*_*_*_*_*_*_*_*_*_*Telefonu bir kez daha meşgule atıp üstümdeki hırkaya sarıldım. Kendimi evden üstüme geçirdiğim tayt ve tişörtle atarken son anda aklıma gelmişti bu hırka. İyi ki de almışım yağmur çiselemeye başlamıştı. Havanın soğukluğu yetmiyor muydu cidden?
Her şey ters gitmek zorundaydı zaten.
Saat 2'ydi tam yarım saat sonra her şey bitecekti. Nikah saati belliydi öylece onu bekliyordum ben de.
Titredim hava da hiç olmayacağı kadar soğumuştu. İçim alev alevdi dışarısı soğuk olsa ne olurdu gerçi? Bugün kendi doktorumla görüşeceğim için izin yapacağımı hastaneye bildirmiştim neyse ki. Acil bir şey olmazsa beni çağırmayacaklardı.
Soğuktan kızaran burnumu çektim Çınar birazdan bulurdu beni zaten. Sabahtan beri arayıp duruyordu. Şu an gerçekten kimseyle konuşmak istemiyordum anlamak zor değildi bence.
Sahilde de tek tük insan vardı. İnsan korkuyordu yani biraz, çok azıcık.
Elimdeki yüzüğe baktım, bileklik ve kolyeye henüz kıyamamıştım. Açıkçası onları bir yere kapatmayı düşünüyordum ama yüzük.. Dakika sayıyordum resmen nikah saati geçer geçmez yüzükten kurtulacaktım. Tam burada denizin dibini boylayacaktı.
Onu sevsem de evli bir adam oluyordu Yağız. Bir karısı belki gelecekte bir de çocuğu olacaktı. Yani artık onu sevmem hiçbir şey ifade etmiyordu.
Yüzük son kez parmağımda yerini alırken gözümden düşen yaşı silmedim. Sürekli silmekten yara olmuştu gözlerimin kenarı bu son ağlayışım olabilir miydi artık?
Ne hayaller kurmuştum, hepsi gördüğüm bir haberle yerle bir olmuştu. "Tuna Holdingin varisi genç kalp cerrahı Yağız Tuna nişanlandı."
Nişan, birine verilmiş bir söz vardı ortada. Tamam evlilik gibi değildi kolayca bozulurdu ama..
Yok yok cidden kolay bir şey değildi düşündükçe kafayı yiyordum ya. Olaya bak, ben onu babam gibi bekler sanmıştım. Babamın anneme baktığı gibi bana bakıyor sanmıştım.
Dönememiştim ki! Nasıl dönecektim hem, karşısında dimdik ayakta duracak gücüm var mıydı? Hala yoktu.
Ama geri dönmüştüm hala kimseye tam anlamıyla ait değilken bir kez olsun onu görmek istemiştim. İstemeyerek gelmiş olsam da isteyerek kalmıştım burada geç kaldığımı çok sonradan fark etmiş olsam da tekrar gözlerinin içine bakmıştım, tekrar değişmiş olsa da kokusunu içime çekmiştim.
Ben çok özlemiştim onu, kısa bir zaman değildi 9 yıl kimse kimseyi beklemek zorunda değildi tabi ki. Ondan beni beklemesini asla isteyemezdim. Zaten o yüzden sessiz kalıyordum, istediğini yapması için ona alan yaratıyordum. Hayatında bir etkim olmamasını sağlıyordum çünkü ona bunu borçluydum.
O zaman üzülmesin istemiştim, üzmüştüm ama benimle birlikte perişan olmamıştı en azından. Şimdi de kuracağı yeni hayata karışmıyordum zaten beni hala sevse, hala bana karşı ufacık bir şey hissetse bu evliliği gerçekleştirmezdi.
Demek ki kafasında bitirmişti, kalbi de buna ayak uydurabiliyorsa elimden bir şey gelmezdi. Hastalığımı anlatarak onu yanımda tutamazdım bu kadar gurursuz değildim, bencil değildim ben.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BÖĞÜRTLEN
ChickLitBöğürtlen dikenler arasında yetişen nadide bir meyvedir. Dikenler arasından türlü zorluklarla sahip olursunuz onun lezzetine. İnsan umut ettikçe yaşardı. Ecrin'in tek dayanağı umuduydu. Ama öyle bir gün geldi ki... "Herkes benden umudu kestiğinde b...