Not: Bölümde kullanılan fotoğraflar temsilidir, karakterlerin uzaktan yakından alakası yoktur.
Önümdeki profiterolü de büyük bir keyifle kaşıklarken karşımda beni gülümseyerek izleyen sevgilime bakamıyordum. Yolda acıktığımızı fark edince gördüğümüz bir restorana girmiştik. Aslında çok acıkmamıştım ama canım tatlı isteyince bu fırsatı kaçırmak da istememiştim açıkçası.
"Bu da bitti kalkalım mı?"
3 saatlik yolumuz burada bir saattir durduğumuz için 4 saat olmuştu ama Yağız'ın zerre kadar şikayeti yoktu.
"İstiyorsan başka bir tatlı daha ye."
"Yok Yağız şiştim valla çok yedim."
"Tamam güzelim öyle diyorsan. Hesabı halledip geliyorum."
"Bekle ben de geleyim." diyerek peşinden giderken o cebinden çıkardığı parayı kasaya teslim edip elini bana doğru uzattı. Gözlerimi devirip çıkardığım cüzdanı yerine koyarken elini tuttum.
Cüzdanımı çıkardığımı fark etmemişti büyük ihtimal ama olsundu. Yolda canım sıkılır diye aldığımız şeyleri ben ödeyince suratını asmıştı. Böyle şeyleri sevmediğimi yolda kırk sefer anlattığım içinde benden önce davranmıştı. Hain köfte!
El ele karlar içinde yürüyüp arabaya ilerledik.
"Pamuk şeker mi o?" İlerde gösterdiğim pamuk şeker satan adamı fark edince gülümseyerek bana döndü.
"Sen arabaya doğru yürü ben alıp geliyorum."
Onu onaylayıp buz ve karla kaplı yolda dikkatle yürürken Yağız havalı bir şekilde eli kabanının cebinde yaşlı adama doğru yürüyordu. Vay anasını arkadaş ya.
Ben penguen gibi yürüyeyim buz üstünde çocuk karizmasından bir parça kaybetmesin. Allah'tan reva mı bu?
Arabanın kapısına yönelip açmaya çalışırken açamayınca gözlerim devrildi. Kilitli arabayı açmaya çalışıyordum. Kafam neredeydi acaba?
"Güzelim."
Uçuşan saçlarımı önümden çekip arkadaki sevgilime dönerken gördüğüm renkli balonlarla konuşmak için açtığım ağzımı kapadım. Gülümseyerek ona yaklaşırken "Ama bunlar." diyerek bir sürü balonu işaret ediyordum.
En son balonu ne zaman aldığımı hatırlayınca irkildim. Tövbe bir daha düşünmeyecektim.
Pamuk şekeri elime tutuşturup pembe , beyaz, sarı , parlak gri ve pembe kalpli balonları kibarca avucuma bıraktı. Sıkıca tutup teşekkür ederken elini belime sarıp beni kendine çekmişti.
Burnumun üstünü öpüp "Balon hayalin vardı değil mi? Ama bunları onun için almadım. O hayalini de havalar güzelleşince gerçekleştiririz." dedi.
Pamuk şekerimi ve balonlarımı sıkıca tutup kollarımı boynuna sararken yanağına peş peşe birkaç öpücük bıraktım.
El ele arabaya yürürken restorandan ailesiyle çıkan küçük kız balonlarımı fark edince kocaman gözleriyle bize koşmaya başladı. Endişeyle Yağız'ın elini bırakıp ona adım atarken babası yerlerin kaygan olduğunu fark edip kızını kucağına almıştı bile.
Rahat bir oh çekerken Yağız ne düşündüğümü anlamış gibi adımlarını onlara yöneltti.
"Merhaba, ister misin?"
"Gerçekten mi, anne alabilir miyim?"
Annesi bana bakıp gülümserken babasının kucağındaki kızının saçlarını okşayıp "Al tatlım teşekkür etmeyi de unutma." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BÖĞÜRTLEN
Romanzi rosa / ChickLitBöğürtlen dikenler arasında yetişen nadide bir meyvedir. Dikenler arasından türlü zorluklarla sahip olursunuz onun lezzetine. İnsan umut ettikçe yaşardı. Ecrin'in tek dayanağı umuduydu. Ama öyle bir gün geldi ki... "Herkes benden umudu kestiğinde b...