Bölüm Şarkısı: Selena Gomez - Fetish ft. Gucci Mane
*-*-*-*-**-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*---*-*-
Ambulansın sesi beynimde yankılanırken gözlerim değerleri gösteren cihazla adam arasında gidip geliyordu.
"Değerler normale dönmüyor hastaneye ne kadar kaldı?"
"Birazdan orada olacağız." diyen görevliyi onaylarken derin bir nefes alıp baygın halde yatan adama çevirdim. İsmini sormak aklıma gelmemişti ama sorunsuz bir şekilde uyanacağını umarak o zaman soracağımı düşündüm.
"Nabız düşüyor." endişeli bir şekilde onlara dönerken aracın durup kapıların açılmasıyla rahatladım. "Acilen EKG çekilsin, her ihtimale karşı da bir ameliyathane hazır tutulsun." diyerek ambulanstan inerken birkaç doktor çoktan sedyedeki hastanın başına geçmişti.
"Siz kimsiniz?"
"Doktor Ecrin Mertoğlu. Hastaya ilk müdahaleyi o yapmış uçakta." diyen ambulans görevlisine baktım teşekkür edercesine. Şu an açıklama yapmakla uğraşmak istemiyordum.
"Ali hocayı çağırdınız mı?" yanımdaki yaşlı kadın endişeyle bana bakarken onu da yönlendirdim sedyenin peşinden içeri girerken.
"Endişe etmeyin en iyi şekilde ilgileneceklerdir."
Kadını acilin girişindeki koltuklardan birine oturturken içeri girip duruma göz attım. Henüz ilgili doktor gelmemişti sanırım.
"Ali hoca nerede?" yanımdan geçen hemşire telefondaki diğer hemşireye bunu sorarken buradaki yoğunluğa asla anlam verememiştim. Ne kalabalık bir hastaneydi burası.
"Geliyor." diyen hemşireyle içeri kır saçlı bir adam koşturarak girdi. Yanımdaki hemşire damar yolundan tahminimce doktorun dediği ilaçları verirken uzaktan durumu kontrol ediyordum.
Kalp cerrahı olduğunu hemşireden öğrendiğim adam gelir gelmez hasta EKG için götürülmüştü. Nefesimi üfleyip onları güvenli ellere teslim ettiğime inanarak acilden çıktım.
Kapıdaki kadını görünce gülümsemeye çalışarak yanına oturdum. "Eşim, o iyi mi doktor hanım?"
"Doktor arkadaşlara teslim ettim onu. Ellerinden geleni yapacaklardır eminim." telefonum çalınca özür dileyerek kalktım yanından.
"Efendim Bukre?"
"Gittin mi çok merak ettiğin bayıldığın Afrika'ya?"
"Hayır." etrafıma bakış atıp duraksadım.
"Nasıl hayır!?" telefonu kulağımdan çekerken yüzümü buruşturarak oturdum koltuğa. "Gidemedim çünkü uçakta bir adam fenalaştı zorunlu iniş yaptık."
"Ee sonra müdahale ettin tabi adama. Hangi ülkedesin, bilet alalım mı?"
"İstanbul'dayım. Bilet almak için biraz bekleyeceğim adamın durumunu merak ediyorum." koridorda oturmuş insanları izliyordum.
Bazen Londra'da yapardım, kimin ne derdi var acaba diye düşünürken bulurdum kendimi. İnsan başkalarının dertleriyle meşgulken kendi dertlerini unutuyordu.
Bukre'nin şaşkın sesini işitirken dikkatimi ona verdim.
"İstanbul' da mı, hangi hastanedesin? Hemen kalk gel yanıma hadi."
"Önce sakin oluyoruz Bukre, gelirim tamam. Hastanenin adını bilmiyorum bir dakika bakayım Medihospital yazıyor duvarda."
"Tamam gel konuşuruz ama Ecrin.." duraksayınca alnımı ovalayıp hasta yakını olan kadına baktım. Etrafına şaşkın şaşkın bakıyordu. "O burada, yani onu görmeni istemiyorum dikkatli gel."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BÖĞÜRTLEN
Chick-LitBöğürtlen dikenler arasında yetişen nadide bir meyvedir. Dikenler arasından türlü zorluklarla sahip olursunuz onun lezzetine. İnsan umut ettikçe yaşardı. Ecrin'in tek dayanağı umuduydu. Ama öyle bir gün geldi ki... "Herkes benden umudu kestiğinde b...