"Pars Vurulmuş"

73 15 31
                                    

Arabadan inen Yorgo, silahın sürgüsünü çekip hızla onlara doğru yürümeye başladı; Hamdi, kendinden geçmiş gibi gözlerini eve dikmiş, Gaye’nin feryatları dinmek nedir bilmiyor ve ev, alevler içerisinde nerdeyse kül yığını haline gelmeye başlıyordu. Yorgo, öfkeden burnundan soluyordu. Hamdi’nin gözleri, onun gelişine takıldı. Elindeki silaha baktı. Anladı ki Yorgo, onu öldürmek için geliyordu. Silahını bile çıkarmadan bekledi. Gaye, gelen Yorgo’ya baktı. Gözlerinden yaşlar akıyor, salyası sümüğü karışmış bir şekilde inleyip duruyor ve feryatları dinmiyordu. Yorgo geldi ve onların karşısında durdu. Silahını, yavaşça Hamdi’ye doğrulturken Gaye, yaşlı gözlerle ikisini izlemeye başladı.

“Sen ölmek…”

Hamdi, derin bir nefes alıp:

“Sen zaten öldürdün beni Yorgo! Evladım bildiğim adamı öldürdün, daha nasıl öldüreceksin?” deyince Yorgo, ona ifadesiz gözlerini dikti. Gaye, hıçkırıklar içerisinde yanan eve odaklandı. Kenan oradaydı, yanarak ölmüştü, parçalara bölünmüş ve küle dönmüştü. İçi, bunları düşündükçe daha da bir acıdı; Kenan’ın yokluğu, onun ölümü, onun yok olması düşüncesi, Gaye’yi yaktı eritti. Yorgo’nun parmağı, yavaşça tetiğe kayarken Hamdi, gözlerini kırpmadan ona bakıyordu.

İvana, keyiften ölecek gibiydi; ağzı kulaklarına varmış, sevinci tüm yüzüne yansımış ve ışıldayan gözlerle manzarayı seyrediyordu. Karşısındaki adama bakmadan:

“Kartala sor, hazır mı?” deyince adamı, elini kulağına dayayıp:

“Hazır mısın kartal?” diye sordu.

Yerinde kamufle olmuş ve dürbünle ortamı izleyen nişancı, elini kulağına götürmeden:

“Hazırım!” dedi.

“Uygun olduğun anda, harekete geç!”

“Anlaşıldı!” deyip dürbüne iyice eğilen ve hedef dairesini, tam Hamdi’nin üstüne getiren nişancı, gözleri iyice göremediği için kanasın lazerlerini açmayı uygun gördü. Gerekli hazırlıklarla uğraşarak hedefine odaklandı.

“Beni öldüremezsen, bil ki ben seni öldürürüm Yorgo! Yunanistan ve pazarı, zerre umurumda değil!” diyen Hamdi, Yorgo’nun suratını inceledi. Parmağı tetikte duran Yorgo, derin bir nefes alarak:

“Ölmek sen…” diye fısıldadı. O sırada bir ses, ortama bomba gibi düştü.

“Hemen karar verme Yorgo!”

Gaye, irkilerek yerinden sıçradı; Hamdi, sesin geldiği yöne dönüp baktı ve Yorgo, gözleri yuvalarından çıkacakmış gibi irileşti. İvana da arabadayken geleni görmüştü, şaşkınlıktan yüzü bumbuz kesildi ve sanki nutku tutuldu. Nasıl olur, bu nasıl olur diye düşünürken yutkundu ve gelene baktı.

Kenan, Hamdi’nin tam yanında durduğunda Gaye, sevinçten ne yapacağını bilemez bir şekilde diz çöktü. Şimdi de sevinçten ağlıyordu, gözyaşları sele dönerken Kenan, göz ucuyla yanmakta olan eve baktı ve tekrar Yorgo’ya döndü.

“Ölmek sen… Sen ölmek…” diye sayıklayan Yorgo, gözlerini Kenan’a dikti; Kenan, acımsı bir tebessümle ona bakarken Hamdi, şaşkın bir tavırla Kenan’a dönerek:

“Nasıl olur, evde değil miydin sen?” diye sorunca Kenan, derin bir nefes aldıktan sonra:

“Dışarı çıkmıştım. Geldiğimde de sizi gördüm. Evde değildim!” der demez Gaye, her iki elini havaya kaldırıp:

HAYATIMIN GAYESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin