"Ben Sizi Uçururum"

50 7 8
                                    

***

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

***

Akşam ilerlemiş, vakit geceye tekabül etmişti; hava daha da soğumuş, rüzgâr daha da şiddetlenmiş ve kış, daha bir kendisini göstermişti. Arada bir gürleyen gökyüzü, beraberinde duyulan homurtular ve çakılan şimşekler, gecenin ortasında yağacak yağmurun, dolunun veya karın sinyalini veriyordu.

Beykoz’da bir restoranda gelmişti Musa; üstündeki gergin hal, kendisini baya belli ediyordu, kaşları çatık ve gözleri ufka bakar gibi derin bakıyordu. İçinde türlü muhasebeler kol geziyordu. Mamoste’nin izini bulamamanın verdiği sıkıntı, alenen yüzünde belli olurken Gaye’nin de emrivaki çağırması, onun endişesini kat be kat arttırıyordu. Nihayet beklediği restorandın kapısı açıldı, önde Gaye ve arkada Kenan içeri girince Musa, derin bir nefes alarak hem kendisini belli etmesi hem de sıkıntısının geçmesi için yavaşça ayağa kalktı. Kalkarken de devlet terbiyesinden dolayı ceketinin önünü kapatıp düğmelerini ilikler gibi yapıp sadece önünü kapalı tuttu. Gaye’nin yüzünde acımsı bir tebessüm, Kenan’ın suratında bir endişe ve Musa, kendilerine doğru gelenlere bakıp derin bir iç geçirdi.

“Dayı?” diyerek Musa’nın elini sıkan Gaye, aniden Musa’nın kendisine doğru çekişiyle boşluğa düşer gibi sallandı ve Musa’nın göğsünde kendine yer buldu.

“Yabancı gibi durma!” diyen Musa, Gaye’nin saçlarına dudaklarını gömerken Kenan’la göz göze geldi ve göz kırptı. Kenan tebessüm ederken Gaye, Musa’dan ayrıldığında:

“Sizi tanıştırmama gerek yok, zaten tanışıyorsunuz!” deyince Musa, Kenan’ın uzanan elini sıkarken gülümsedi. Gaye de gülümseyerek sandalyeye kuruldu. Kenan bir sandalyeye otururken Musa, kendi yerine oturup sırtını sandalyeye yasladı ve direk konuya girdi.

“Mesele nedir?”

Derin bir nefes alan Gaye; Kurul’dan bahsetmeden sadece babasının dün gece bir toplantı için evden çıktığını ve bir daha da dönmediğini kısa ve öz bir şekilde dile getirdi. Musa, göz ucuyla Kenan’a bakarken Kenan, ifadesiz bir şekilde Gaye’yi süzüyordu.

“Benden tam olarak ne istiyorsun kızım?” diye soran Musa, su bardağını kavrarken:

“Nasıl yardımcı olabilirim sana?” diye sorusunu pekiştirdi. Gaye, Kenan’a bakıp tekrar Musa’ya dönerken:

“Sen devlet adamısın dayı! Devlette elin kolun uzundur senin! Babamı bul lütfen!” deyince Musa, bardaktaki sudan bir yudum aldıktan sonra:

“Babanın onca adamı var. Nüfuzlu bir işadamı kendisi! Gücü, kudreti yerinde ve dostu ahbabı çok, diye biliyorum. Yanlış mıyım?” diye sordu. Gaye, Musa’nın imasını anlamamıştı. Saf bir şekilde:

“Doğru söylüyorsun ama ne dostu, ne ahbabı ne de kimse onun nerde olduğunu biliyor. Nüfusu etki etmiyor. Gücü ve kudreti desen, kendisiyle birlikte kayboldu diyebilirim. O yüzden sana geldim dayı!” diyen Gaye, Kenan’a bakıp sen de bir şey söyle der gibi göz süzünce Kenan, konuşmak için boğazını temizledi ama Musa, ondan evvel lafa girip Kenan’ı susturdu.

HAYATIMIN GAYESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin