"Tastaki Zehirli Su"

25 4 2
                                    

Bölüm Şarkısı: Eylem Aktaş - Bir Fırtına Tuttu Bizi

📢 LÜTFEN KİTABIMIZIN DUYULMASI VE OKUNMASI İÇİN OY VERİP TAVSİYEDE BULUNALIM. UNUTMAYIN Kİ EMEKLER KUTSALDIR...

📚 KEYİFLİ OKUMALAR ✍️👇

...

Bostancılar'daki toplantı yerinde bu sabah gerilim, damarlara enjekte edilen bir aşı gibi kol geziyor; birbirlerinin suratına bakmak zorunda kalan düşmanlar, Payidar ve Mestan gibi, aynı masada oturmuş ve birbirlerine öldürücü gözlerle bakıyorlardı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bostancılar'daki toplantı yerinde bu sabah gerilim, damarlara enjekte edilen bir aşı gibi kol geziyor; birbirlerinin suratına bakmak zorunda kalan düşmanlar, Payidar ve Mestan gibi, aynı masada oturmuş ve birbirlerine öldürücü gözlerle bakıyorlardı. Mestan'ın öfkesi burnunda tüterken Payidar, sinirli gözlerle onun yüzüne bakıyor; Samet'le Tayfun'un anlamaya çalışan bakışları etrafta fır dönerken Jargon ve Kelpeten de oralı değilmiş gibi görünmeye çalışıyordu. Bahri'nin de aklı başka bir yerdeydi; geçen gün Kenan'ın kolundaki saat öttüğünde Kenan, neden öyle panikle atağa gelip düğmeye basmıştı? İşte Bahri de bunu merak ederek derin düşüncelerle boğuşuyordu. Pars ve Kenan daha gelmemişlerdi. Ortam, köşedeki odun ve kömür sobalarıyla ısıtılmaya çalışılıyordu. İki sobanın ateşi, hararetli bir şekilde yanıp ısısını ortama yayıyor; odun ve kömür kokusu, ateşin sıcağıyla demlenip dimağları okşuyordu.

"Rahatsız olmayın beyler!" diye önden lafını yollayan Hamdi, arkasında Kenan'la birlikte içeri girerken masadakiler, kendilerine çekidüzen vererek yerlerinde doğruldular. Yerine geçip kurulan Hamdi, arkasında duran Kenan'ın varlığını hissetmiş gibi rahat bir şekilde:

"Nihayet geldik, yerimizi aldık ve işimizin başındayız!" diyerek lafa girdi.

"Sen yokken Pars!" diyerek lafa giren Payidar, gözlerini zor bela Mestan'dan alıp Hamdi'ye çevirdi ve lafına devam etti.

"İşler ters yüz oldu. Ayaklar baş, başlar ayakaltına alındı. Çöp kadar ederi olmayan, bit gibi ürer oldu Pars! Hükmüne muhtaç kaldık, hükmüne aç kaldık!"

Mestan bir şey demeden onun lafını bitirmesini bekliyordu. Hamdi, bir kaşı havada Payidar'ın lafının bitmesini bekledikten sonra:

"Hüküm benim değil, Kurul'un ve Pars'ın hükmüdür, Payidar!" dedi. Mestan'ın durgun sesi duyuldu.

"Zora gelen adam, madam olur derler; erkek dediğin, zora geldi mi etek giymez, etek altına saklanmaz derler."

Masadaki gerilim, herkesi otomatik etkiliyordu. Kenan bile etkilenmiş, katı gözlerle Mestan ve Payidar arasında dönüp dolaşıyordu. Hamdi'nin sıkıntıyla aldığı derin nefes,

"Her şeyden haberim var," diye burnundan dışarı kaçarken Mestan, kaşları çatık bir şekilde Payidar'ı izliyordu. Payidar'ın bakışları, Hamdi'ye kenetlenmişti.

"Payidar'ın yaptıklarından, Mestan'ın verdiği karşılığa; Mestan'ın yaptıklarından, Payidar'ın verdiği karşılığa kadar her şey, benim radarıma takıldı beyler! Ben size dedim ki; aranızdaki husumet, masaya yansımasın, Kurul'a aks olmasın dedim. Ama siz ne yaptınız? Kendi husumetinize, Kurul'un işlerini de alet ettiniz! Alya5000 gemisindeki silahlar, Kurul için değerliydi; hakeza Kıllı Tores de bizim için değerliydi. İkisini de polise yem ettiniz, Payidar yem etti demiyorum bak, ikiniz de ettiniz! Her hamle, mislini doğurdu; her adım, felakete tekabül etti. Ne oldu? Olan kime oldu? Kurul'a... Peki şimdi ne olacak?"

HAYATIMIN GAYESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin