"Terbiyeci"

47 11 2
                                    

"İndir silahını da, öyle konuşalım!" diyen Kenan, adamın ikna olması için gözlerini kısarak:

"Arkadaşına da söyle, bir halt yemesin!" diye tısladı. Adam, gülümseyerek:

"Zorluk çıkarma, bizimle geleceksiniz!" dedi.

"Geleceğim ama yalnız ben geleceğim! Kadının gelmesine gerek yok!" diyen Kenan, silahın kafasını tutup yavaşça aşağı doğru indirdi. Adam, ikna olmuşa benziyordu. Başını sallarken gözleri kısılıyordu.

Telefonunu çantasına katan Gaye, yanında duran Kenan'a ve onun yanındaki adama bakıp:

"Ne oluyor Kenan?" diye sordu. Kenan, kadının sakin olması için ellerinden tutup:

"Bir şey olduğu yok gülüm! Sen otele git, ben yarım saate kadar geleceğim! İnşaatla ilgili bir sorun çıktı, halletmem gerek!" deyince Gaye, pek yemese de yemiş gibi göründü ve:

"Oldu, dikkat et!" dedi. Kenan, başını salladı ve arkasında duran adama bakıp gidelim dercesine kapıyı işaret etti. İkisi giderken Gaye, onların arkasından bakıyordu ve Gaye'nin arkasında duran adam da onları takibe geçince Gaye, iyice bir işkillendi. Derin bir nefes alarak etrafına bakındı.

Arabaya bindiklerinde bir adam, Kenan'ın belindeki silahı aldı; Kenan, gülümseyerek etrafını incelerken araba, o sırada kapıdan çıkmakta olan Gaye'nin bakışları arasında hızla oradan uzaklaştı. Gaye, merkezin karşısındaki taksi durağına doğru ilerledi.

Ticari taksiye bindiği gibi:

"Şu aracı takip edin!" diyen Gaye, şoförün hareket edişini izledi. Şoför, dikiz aynasını düzeltip Gaye'yi biraz inceledikten sonra yola adapte oldu. Ticari taksiyle adamların arabası arasında başlayan takibat, ilçenin durgun çehresine ışıltı olarak yansımıştı. Dönemeçten dönen araba, ticari taksiden habersiz bir şekilde anayolda hızla ilerlerken Gaye, endişeli bir şekilde inşaatın aksine başka bir yöne ilerleyen araca bakıyordu. İçinde biriken endişe, telaş ve heyecan, ona bunu yaptırtmış ve Kenan'ın kızacağını bildiği halde bunu yapmaktan imtina bile etmemişti. Kenan'ı yalnız bırakamazdı, eğer bir sorun varsa beraber halledecek ve birlikte üstesinden geleceklerdi. Kendi kendine:

"Anca beraber kanca beraber!" diye sayıklarken şoförün:

"Efendim abla!" demesine aldırmadı ve gözlerini önündeki araçtan almadı. Şoför de üstelemedi ve önüne döndü. Adamların arabası önde, ticari taksi arkada takibat sürüyordu.

***

İSTANBUL

Maltepe...

Pervanesi, göğün perdelerini yırtarcasına dört dönerken sesi, bulutların kulaklarını tırmalarcasına esip gürlüyor ve kocaman gövdesi, yerçekimine ayar verircesine dalga geçiyordu. Açık olan kapısında duran adam, dockalı ve makinalı tüfeğin namlusunu yere doğrultmuş; kendisine hedef arayan gözlerle her tarafı izliyor ve kolaçan ediyordu. Taktığı güneş gözlükleri, onun göz rengini örtbas ederken etrafta kimselerin olmaması, nedense onun garibine gitmişti. Ekibin arabalarını görmüştü, her taraf sakin görünüyordu ve adam, elini kulağına götürüp:

"Kimse yok!" diye bilgi vermekten kendini alamadı. Şahin'in sesi:

"Nasıl yok lan?" diye duyulunca adam,

"Bas baya başkanım, kimse yok!" der demez bir sessizlik oldu. Adam, pilota bakıp etrafta dolan dercesine ve sanki çay bardağını karıştırırcasına bir el hareketi yaptı.

HAYATIMIN GAYESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin