"Hayatını Kaybettin"

42 12 1
                                    

Aniden beliren siyah panelvan, Kenan’ı şüpheye düşürmüştü; uzaktan onlara doğru gelmekte olan aracı işaret ederken, bir yandan da silahının emniyetini açmış ve ateş alır hale getirmişti. Musa ve Kaytan da silahlarını sıyırırken panelvanın orta kapısının açık olması, Emin’in irkilerek diğerlerine bakmasına neden oldu.

Orta kapı, Kenanları görecek şekilde cephe almıştı, bir makineli tüfeğin tetiğine dayanmış eldivenli parmaklar, mermi şeridini elleyen bir elin sahibi tarafından hücuma geçecek gibi duruyordu. Panelvanın durmasıyla eldivenli parmakların tetiğe yapışması bir oldu. Ateş alan her mermi, kendilerini yerlere atarak mevzi tutan Kenan ve diğerlerine doğru fırlıyordu. Kenan, yerde taklalar atarak bir kayanın arkasına geçerken Musa, Nazım’ın yattığı tümseğin arkasına geçerek mevzi almıştı; Kaytan ve Emin, aksi yönlere koşarak koca kayalara sığınırken makineli tüfekten fırlayan her mermi, yerdeki tozu dört bir yana savururcasına sekip duruyordu. Makineli tüfeğin tetiğine asılan adamın kafasındaki siyah maske, şeklini şimalini örtbas etmişti. İri kara gözleri, hedeflerine aç bir kurt gibi bakarken namlulardan fırlayan mermiler, tiz sesler çıkararak Kenanların cephesine ilerliyordu. Kenan, çıkıp ateş etmek için fırsat kolluyordu ama bir türlü fırsatı olmuyordu; Musa, bir iki deneme yapsa da geri çekilmek zorunda kaldı ve Emin’le Kaytan’ın sorar bakışlarına bakıp derin bir nefes aldı. Panelvanın şoförü de mevzilenirken Kenan, alıp verdiği derin nefeslerle gözlerini yummuştu. Birden makinelinin sesi kesildi. Kenan, bulduğu fırsatı değerlendirmeye aldı. Hızla yerinden çıktı ve üst üste ateş ederek panelvana doğru koştu. Şoför, aracın kaputundan seken mermileri umursamadan aracı hareket ettirmek istedi ama lastikleri patlatan mermiler, ona bu fırsatı vermemişti. Şoförün tekrar hamleye girişmesi, alnına saplanan mermiyle boşa çıkmıştı. Makinelinin başındaki adam, şeridi değiştirmekle uğraşıyordu. Kenan’ın hızla yaklaşmakta olduğunu görünce kapıya uzandı ve hızla çekti ama Kenan, o kapıya uzandığı anda onu hedef seçti ve kolundan vurdu. Acıyla bağıran adam, diğer kolundan medet umdu ama Kenan, bu sefer de o kolu vurarak adamın emeline engel oldu.

Panelvanın arka kapısının açılmasıyla Kenan, mecburen kendini yere atmak zorunda kaldı; inen iki adam, silahlarını ateşleyip Kenan’ı uzaklaştırmak için harekete geçmişken biri, Kaytan’ın mermisine meze oldu. Diğeri, bu sefer de Emin’i hedef alırken Kenan, yerinde takla atarak ona ateş etti ve kafasından vurdu. Makinelinin şeridini değiştirmeyi başaran adam, tetiğe asılmak için heves ederken Musa, aniden önüne dikilerek onun hevesini kursağında bıraktı. Makinelinin tetiğini kavrayan ele ateş edip silahın namlusunu onun alnına dayadı.

“Rahat dur!” diye tıslayan Musa, yutkunan adamın gözlerine bakıp başını salladı. Kenan, Emin ve Kaytan da gelirken Musa, adamın maskesini hızla tutup yukarı çekti.

“Bir şey diyeyim mi size? Bittiniz siz!” diyen adam, Kenan’ın:

“Ben de sana bir şey diyeyim mi? Sen artık yoksun!” demesiyle:

“Mamoste, size bilmediklerinizi öğretecek!” deyince Kenan, Musa’nın katı bakışları arasında:

“Muhakkak onun da bilmediği bir şeyler vardır lan!” dedi. Adam, Kenan’ın yüzüne uzun uzadıya baktıktan sonra bakışlarını Musa’ya çevirdi. Ona da öyle uzun baktı, Kaytan’a ve Emin’e de baktıktan sonra:

“Mamoste, sizin kaydınızı silecek!” dedi. Kenan, Musa’ya dönerek:

“Lazım değilse, alabilir miyim şunu?” deyince Musa, adamın alnına silahın namlusunu yapıştırıp:

“Konuş lan! Nerde bu Mamoste denilen it?” diye sordu. Adam, hızla Musa’nın eline yapışıp kendisi tetiğe basınca olan oldu. Silahtan çıkan mermi, adamın alnını delerken Kaytan, ağzı açık bir şekilde Musa’ya baktı. Emin’le Kenan’ın bakışması, Musa’nın yutkunarak:

HAYATIMIN GAYESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin