"Müstakbel Damadın"

466 68 1.4K
                                    

“Baba yapma!” diye bağıran Gaye, Kenan’ın ekmeğine yağ sürdü; ani ve çevik bir hareketle dönen Kenan, Bünyamin’in elinden silahı kaptı ve ona bir kafa darbesi hediye etti. Bünyamin, dengesini yitirip sırt üstü düşünce diğer adamlar, silahlarını Kenan’a doğrulttu. Kenan, elindeki silahın şarjörünü çıkardı, namluya mimlenmiş mermiyi çıkarmak için sürgüyü hızla çekip merminin havaya fırlamasına neden oldu ve mermiyi, Hamdi’nin keskin bakışları arasında havada yakalayıp ilk üç parmağıyla tuttuktan sonra Hamdi’ye gösterdi.

“Eğer ben sandığınız veyahut düşündüğünüz gibi zararlı ve kötü biri olsaydım Hamdi Bey, şu an bu kurşun, elimde değil de vücudunuzun herhangi bir yerinde olurdu!”

Bünyamin, ona saldırmak için hamle yapmak istedi ama Hamdi, elini kaldırıp onu durdurdu.

“Seni araştıracağım delikanlı! Eğer devletle, en ufak bir bağlantın dahi varsa, bir daha karşıma dikmem, mezarına taş dikerim!”

Kenan, boş silahı yere atıp:

“Araştırın beni Hamdi Bey! Ama şunu unutmayın! Devletle geçmişte bir bağım vardı, şimdi yok! İsterseniz şimdi mezarıma taş dikin, isterseniz sonra gelin Fatiha’mı okuyun!” dedi.

“Bana kimliğini ver!”

“Memnuniyetle!” diyen Kenan, ceketinin cebinden cüzdanını çıkardı. Gaye’nin gözleri, onların üzerindeyken Kenan, cüzdanından kimliğini çıkarıp Hamdi’ye uzattı. Hamdi, kimliği aldı ve Bünyamin’e uzatarak:

“Al şunu! Kimlik numarasını not et!” dedi. Bünyamin, onun dediğini yaparken Hamdi, gözlerini Kenan’a dikmiş bakıyordu.

“Anlat bakalım delikanlı! Devletle geçmişteki bağın ne?”

Kenan, bir ara dönüp Gaye’ye baktı. Sonra bakışlarını Hamdi’ye çevirerek:

“Eski özel harekatçılardan biriyim! Şırnak Cudi Dağı’nda görev yaptım! Bazı özel nedenlerden dolayı ihraç ettiler. Ama o özel nedenleri de anlatmayayım!” dedi.

“Hâlâ görevde olmadığın ne malum? İçimize sızmaya çalışmadığın ne malum? Sana neden güveneyim?”

“Bana güvenip güvenmemek, size kalmış!” diyen Kenan, uzatılan kimliğini aldı. Bünyamin, ters nazarlarla onu süzerken Kenan, kimliğini cebine kattı.

“İçinize de sızmak gibi bir derdim yok! Ben insanlık namına, size kızınızı sağ salim getirdim! Müsaadenizle!”

Hamdi, hareket eden adamı durdurdu.

“Teşekkür ederim yine de!”

Kenan, tebessüm ederek:

“Ettiniz zaten Hamdi Bey! Silahlarla, ithamlarla ve nahoş hal ve tavırlarla, çok güzel teşekkür ettiniz!” dedi. Hamdi, derin bir nefes alınca Kenan, başka da bir şey söylemeden arabaya doğru yürüdü. Gaye, nemli gözlerle onun arkasından bakıyordu. Aracına binen Kenan, son defa dönüp Gaye’ye bir bakış attı ve aracına binip kapıyı kapattı. Araç çalışırken Hamdi, evin kapısına doğru adımladı. Aracın hareket edişi, Bünyamin’in sert bakışları arasında gerçekleşiyordu.

“Ya baba, senin bu yaptığın kabalıktı, biliyor musun? Ya adamın hiçbir mecburiyeti yokken, beni korudu kolladı! Bana sahip çıktı! Ama sen ne yaptın? Sanki o suçluymuş gibi silah doğrulttun!” diye cırlayan Gaye, Hamdi’nin koltuğa çöküşünü izledi. Sesini çıkarmayan Hamdi, Gaye’nin daha da parlamasına neden oldu.

HAYATIMIN GAYESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin