"Afra'nın Pars'ı"

33 3 1
                                    

Bölüm Şarkısı: Eylem Aktaş - Söyleyemedim

📢 LÜTFEN KİTABIMIZIN DUYULMASI VE OKUNMASI İÇİN OY VERİP TAVSİYEDE BULUNALIM. UNUTMAYIN Kİ EMEKLER KUTSALDIR...

📚 KEYİFLİ OKUMALAR ✍️👇

...

Topraklar atılırken Afra'nın üstüne; yüreklerde onun acısı, dillerde onun için dökülen dualar ve içten içe bir hüzün çökmüştü sinelere

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Topraklar atılırken Afra'nın üstüne; yüreklerde onun acısı, dillerde onun için dökülen dualar ve içten içe bir hüzün çökmüştü sinelere. Hele de özellikle Hamdi'nin yüreği korlar içinde yanıyordu; kader, yine ona aynı oyunu oynamış, tam mutlu olacak ve mutlu edecek birini bulmuşken ölüm gerçeği, ikisini birbirinden koparmıştı. Onu asla unutmayacaktı Hamdi; kendi kendine böyle söz vermişti, zira onunla aynı yatağı paylaşmış ve ona yakınlaşmıştı. Resmi de olmasa onu karısı gibi görmüştü ama işte ilk karısını ondan alan düşmanları, daha resmiyette evlenemeyen ve evlenmek için niyet eden Hamdi'nin sözde ikinci karısını da çekip koparmıştı. Buna içten içe kahroluyordu. Şimdi de imam duaları okurken Hamdi, siyah gözlük çektiği gözlerinden yaşlarını döküyordu; yanında Kenan durmuştu, o da mahzundu, Afra için üzülüyordu ve onun gibi masum birinin bu şekilde ölmesine kahroluyordu.

Kadınların olduğu taraftaydı Gaye; kafasına çektiği siyah şalın uçlarıyla gerdanını kapatıyor, saçlarının ucu gözükse de mezarlığa saygısızlık olmasın diye kafasını örtmüş gibi görünüyordu. Hemen yan tarafında Zenan durmuştu; o da teselli olsun diye gelmiş, Gaye ve babasını yalnız bırakmamak için cenazeye iştirak etmişti.

Hamdi'nin bütün dostları, masa arkadaşları ve Kurul'daki bütün üyeler gelmişti; onu yalnız bırakmak, masaya saygısızlık olur raconuyla cenazeye gelmişler ve Hamdi'ye destek oluyorlardı.

Dualar bitti; millet sıraya girip birer ikişer baş sağlığına ve taziye faslına geçmişlerdi. Hamdi, elini sıkan herkese zor bela başını sallayıp karşılık veriyor, dostlar sağ olsun fısıltısıyla uğurluyordu.

Tabiat, bugüne torpil geçmişti; cenaze merasimine hürmeten güneş doğmuş, ılık bir hava her yeri kuşatmıştı. Mart'ın kapısını çalmaya başlayan zaman dilimi, Şubat'ın sonlarına doğru hafif nazlanır gibiydi. Rüzgâr bile esmiyor, bulutlar hafif bir dağılmış ve mavi bir gökyüzü oluşa gelmişti.

Herkes gitmişti; mezarın başına çökmüş bir Hamdi, sağ tarafında durmuş bir Kenan, sol tarafında durmuş bir Gaye ve Gaye'nin yanında durmuş bir Zenan... Afra'yı yalnız bırakmamışlardı. Elini ıslak ve çamur lapasını andıran toprağa süren Hamdi, nemli gözlerini örten güneş gözlüğüne inat hıçkırık dolu bir sesle:

"Benim lanetim, seni de buldu Afra!" diye sayıkladı. Kenan duydu lafını, Gaye de duydu ve derin bir iç çekip sessiz kaldı. Hamdi devam etti.

"Bana değen, gölgeme sığınan herkes, bu lanetten payını alıyor. Üzgünüm Afra, üzgünüm! Sana bu ölümü reva gördüğüm için..."

HAYATIMIN GAYESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin