"Tuzak"

39 4 2
                                    

Bölüm Şarkısı: Ahmet Kaya - Baba Bugün

📢 LÜTFEN KİTABIMIZIN DUYULMASI VE OKUNMASI İÇİN OY VERİP TAVSİYEDE BULUNALIM. UNUTMAYIN Kİ EMEKLER KUTSALDIR...

📚 KEYİFLİ OKUMALAR ✍️👇

...

"Ne yaptın Kenan?" diye soran Gaye, kapıdan içeri giren adama doğru yürürken onun iyi bir haber vermesini büyük bir ümitle bekledi. Kenan, kendini bir koltuğa bırakırken:

"Merak etme, inşallah babanı buluruz!" deyince Gaye, gelip onun diğer yanına oturdu.

"Ama nasıl?"

Sırtını koltuğa yaslayıp yorgunluğunu atmaya çalışan Kenan, mutfak kapısında durup onları dinlemekte olan ve büyük bir umutla bekleyen Afra'dan habersiz bir şekilde:

"Bir dostum vardı. Eski bir ahbap... Ona gittim. Biraz derin bir adamdır. Bize yardımcı olacaktır Gaye!" derken Afra, derin bir iç çekerek içten içe:

"İnşallah!" diye fısıldadı. Gaye, derin bir nefes alıp:

"Umarım bulur Kenan, sence dayım da bize yardım eder mi?" diye sorunca Kenan, hafif bir tebessümle:

"Etmek zorunda!" dedikten sonra:

"Ne de olsa senin dayın!" dedi. Gaye umutlu gözlerle onun yüzünü incelerken Afra, onlara kahve hazırlamak için mutfağa geri döndü.

***

Maltepe'nin eski ve metruk hanelerden oluşan bir semtine gelmişlerdi; yine sadece üçü gelmiş, fazla gürültüye ve kalabalığa gerek duymamışlardı. Salih her ne kadar hasta olsa da onların peşinden ayrılmamıştı. Kaytan bıyıklarıyla oynarken Musa, ilerdeki cadde başındaki duvarlarındaki sıvanın dökülmüş eve bakarak kafasında bir şeyler kuruyordu. Salih, giderek içine kaçan sesiyle lafa girince Kaytan, istemsiz bir şekilde gülümsemişti.

"Hisam burada, efendim! Yanında Eflal de var mı, bilmiyorum. Ama muhtemelen o da burada!"

"Kaytan bıyıklı!" diyerek Kaytan'a bakan Musa, bıyıklarıyla oynayan adamın ona bakmasıyla:

"Keserim bıyıklarını, fazla oynama!" diye tıslayınca Kaytan, bir kaşı havada:

"Sende yok diye kıskanıyor musun?" diye sordu.

"Kökü bende, istersem bırakırım. Konu bu değil lan!"

Güldü Kaytan, Salih de acımsı bir şekilde tebessüm ederken Musa, etrafa şöyle bir göz attıktan sonra:

"Sakin bir şekilde eve yaklaşalım, zaten kimse yok gibi görünüyor. Sakin ve sessizce halledelim!" dedi.

"Merak etme reis! Bıyıklarıma güvenebilirsin!" diyen Kaytan,

"Bıyıklarına tüküreyim!" diyen Musa'ya bakıp başını sallayınca Musa, belinden silahını sıyırıp sürgüyü çekti. Ateş alır şekilde hazırladı ve Kaytan'ın da öyle yapmasını bekledi. Birlikte araçtan inerken Salih de inmek için hamle yaptı ama Musa, camdan eğilerek:

"Sen kal burada!" dedi. Salih mecburen kaldı. Musa ve Kaytan, gecenin karanlığından ve sokağın da karanlık oluşundan faydalanarak hızla eve doğru adımlarını attı.

Kırılan kapının ardında simsiyah, karanlık bir salon karşıladı onları; karanlık salonda yanıp sönen kırmızı bir ışık huzmesiyle muhatap olmuşlardı, Kaytan etrafına bakınırken Musa, salon kapısına iyice yaklaşıyordu. Bir patırtı duyunca durdular. Kaytan fısıldadı.

HAYATIMIN GAYESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin