"Ben Senin Halefinim"

64 11 3
                                    

“İkiniz de gelin, şöyle karşıma oturun!” diyen Hamdi, Kenan’la Gaye’nin bakışmasını böldü; Gaye, babasının sesiyle irkilip bakarken Kenan, çıkıp çıkmamak arasında bocalıyordu ama Hamdi’nin:

“Gelin dedim!” diye diretmesiyle, derin bir nefes alarak denileni yaptı. Gaye de Kenan’ı takip ederek, mahcup ve bir şey kırmış bir çocuk edasıyla babasının karşısındaki koltuklardan birine oturdu. Kenan, bir koltuğa kurulup Hamdi’nin konuşmasını bekledi.

“Birbirinizi sevmeniz, beni mutlu eder ve buna saygı duyarım! Ama her şeyin bir üslubu, usulü ve adabı vardır çocuklar! Kaç gündür yaşadığımız sorunlar, bizi epey yıprattı, doğru! Birbirimize olan bağlılığımız, sevgimiz bizi ayakta tuttu! Sen, Kenan!”

Hamdi’nin ona bakışı, kırgın haline set çekmişti; çünkü babacan, cana yakın tebessümüyle onun yüzünü inceliyor ve az önceki çıkışın önünü kapatmayı düşünüyordu. Kenan, sakin olması gerektiğini biliyordu. Hamdi, derin bir iç çekerek:

“İzam denilen adama silah sıkmaman, onun eli bağlıyken öldürmemen, senin aslında ne kadar şerefli olduğunu gösteriyor. Çünkü sen, onun gibi değilsin! Asla olamazsın da! Benim oradaki tavrım, sana çıkışmam, şahsına değil, aslında oradaki üyelere yönelikti! Yani dedim ki onlara; bana karşı nankör olursanız, bana ihanet ederseniz, sonunuz bu olur!” deyince Kenan, anladığını belirtircesine başını salladı. Hamdi, kızına dönerek:

“Sen de kızım, bendinden taşan aşkına sahip çık! Oraya buraya sıçramasın! Tamam, masum bir aşk seninki! Ama adamlar var, evin hizmetçileri var ve en önemlisi kızım, baban var. Bunları unutma! Saygılı ve seviyeli olun ki, saygınız ve seviyeniz eksilmesin! Zaten aklımda, sizi nişanlamak var!” dedi. Gaye, babasının ‘nişan’ lafıyla irkilirken Kenan, çenesini sıvazlayıp bakışlarını onlardan kaçırdı. Gaye, onun bu tavrına bir anlam veremezken Hamdi, Kenan’ın böyle yaptığını görmemişti. Hamdi, sırtını koltuğa yaslayıp:

“Ama Kenan’ın, Viranşehir’e gitmesi gerek!” deyince Gaye, gözleri iri bir şekilde Kenan’a bakarak babasına:

“O yalnız gidemez baba!” derken Hamdi, yerinde doğrulmak zorunda kaldı. Kenan, gülümseyerek:

“Buyur buradan yak!” diye mırıldandı. Hamdi, bir kaşını kaldırıp:

“Neden?” diye sordu.

“Ben de gitmek istiyorum baba! Hem bir değişiklik olur, hava değişimi olur falan! Lütfen baba!”

Kenan, Hamdi’nin izin vermeyeceğini düşünürken Hamdi, az önce yaptığı hataları göz önüne alarak:

“Olur, git kızım! Hem hava alırsın, hem değişiklik olur! Ben de buradaki işleri rayına koyar koymaz, ilk fırsatta yanınıza gelirim!” deyince Kenan, iri gözlerini Hamdi’ye çevirdi. Gaye, ellerini çırparak sevinçle babasına koştu ve ona sarılıp yanaklarına öpücükler kondururken Kenan, derin bir nefes alarak:

“Al sana viran şehir!” diye fısıldadı.

***

Şile…

Sandıktan kocaman bir defter çıkardı, yaklaşık üç karış ebadı vardı defterin ve sayfaları sarımtırak renkteydi. Yazıları koyu siyah, göz yakmayan bir özelliğe sahipti. Defteri kucaklayıp yatağa oturan Nazım, viskinin verdiği sarhoşlukla zor baş edebiliyor ve ayakta zor durabiliyordu. Defterin ilk sayfasını açarken irkildi. Kapkara harflerle, kalın puntolarla yazılmış isme baktı. KURUL

HAYATIMIN GAYESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin