"Yediler'in Yedincisi"

38 8 2
                                    

Bilmem kaç metre önlerine düşen koca mermi, tozu dumanı birbirine katarak patlarken Kaytan, geriye savrulup yere yapışmış, bir iki elemanı da yere kapaklanmıştı. Sanki kolları yokmuş gibi kendini zeminle yapışık bulan Kaytan, kulağında gezinen uğultuların beyninde çınlamasına bir şey yapamadı; elinden bir şey gelmedi, ne sesleri bertaraf edebildi ne de o seslerden kurtulabildi. Yüzü gözü toza dumana bulanmıştı, şakağından aşağıya kanlar damlarken gözleri kapalı, bilinci yerinde değil gibi soluk alışları yavaştı. Dünya dönmüyordu, yer ve zaman mefhumu bilincinden reset edilmişti ve Kaytan, boğazına dolan kan tadını yutkunarak bastırmak istedi ama olmuyordu.

Kaytan’a gitmek istedi Musa; vızıldayan mermilerden fırsat bulsa, kendini onun başına atacaktı ama Salih’le birlikte bir çıkmaza düşmüştü. Bütün militanlar, ikisini hedef almış gibiydi. Salih yerinden çıkamıyor, Musa mevzisine gömülmüş bir şekilde kıpırdayamıyordu. Gözleri Kaytan’da olan Musa, yutkunarak gözlerini yumdu. Yanaklarına inen birkaç damla, yüreğinden kopup gelen ıstırabı söndürmeye muktedir değildi.

“Efendim, sıkıştık kaldık!” diyen Salih, Musa’nın:

“Ölüm hücumu Salih, ölesiye hücum etmeye hazır ol!” demesiyle:

“Her zaman efendim!” dedi. Musa, şarjörünü kontrol etti. Son beş mermisi kalmıştı. Adamına döndü. Salih, çıkarıp sonda kalan şarjörünü uzatırken Musa,

“Sende kaç mermi var?” diye sorunca Salih, şarjörü çıkardı. Kalan dört mermiye bakıp derin bir iç çeken Salih, cevap vermedi. Musa, aldığı şarjörü geri iade ederken:

“Allah bize yeter!” diye fısıldadı. Tam yerinden çıkacaktı Musa, hışımla hareket ederken gözleri Kaytan’a takıldı. Ayağa kalkmaya çalışıyordu. Üstü başı toz duman içindeydi; zor bela kalktığı her halinden belliydi, silahını tuttuğu gibi namluyu balkona doğrulttu ve gür sesi, ortamda bir bomba etkisi gibi çınladı.

“Namerdin mermisiyle ölürsem, bıyıklarıma yazıklar olsun lan!”

Hızla tetiğe asıldı, Musa ve Salih de aynı anda hücuma geçti ve diğer elemanlar da hücuma geçti.

Balkondaki adam, rokete başka mermi yerleştirmeye çalışırken Musa’nın mermisine kurban giderken bahçedeki bir iki militan da yere düşmüş, Salih’in hışmına uğrayan sol taraftaki militanlar, vücutlarında yer edinen mermilere kucak açmıştı. Kaytan’ın gözleri, yaralı bir şekilde inleyen adamlarına kaydı; öfkesi katlandı, burnundan soludu, hızla atağa kalktığında iki militanı yere sermesini bildi ve bir ağaca sırtını dayayıp gözlerini ileriye dikti.

Evin arkasından çıkmışlardı; Mamoste, arkasını kolaçan ederken Çömez dediği adamı, hemen aracın kapısını açarak başkanına yol gösterdi. Mamoste binerken Çömez, hızla şoför mahalline geçmeye çalıştı.

“Adamlar ne olacak başkanım?” diye soran Çömez, hızla aracı çalıştırırken Mamoste, etrafta gözlerini gezdirerek:

“Bizde adam tükenmez Çömez, bas oğlum gaza!” dedi. Çömez, hızla gaza basarak aracı yola düşürdü. Mamoste, arkasında kalan eve bakıp tebessümler saçarken Çömez’in gözleri yoldan ayrılmıyordu.

El bombasının pimini çeken Salih, hızla yerinden çıkıp ileriye fırlattı; Musa kendini korumaya alırken Kaytan, bombadan korkmadan adımlarını hızla atarak yanındaki adamlarıyla hücuma kalktı. Bombanın ansızın patlaması, militanlardan birkaçını yere yapıştırınca Kaytan, silahlarındaki şarjörler boşaldığında durmuş ve kendini mevzie almıştı.

HAYATIMIN GAYESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin