Beyaz Tavşanı Izle

1.8K 140 85
                                    

Tabi ki her şeyi hatırlıyordum. Kafamda zonk zonk zonklayan başağrısına rağmen  ve midemde at koşturan çılgın kelebeklerim sayesinde Ares'le yaşadığım gecenin tüm ayrıntılarını ve o muhteşem, seksi öpüşmemizi hatırlamak şöyle dursun, en ince ayrıntısıyla tekrar tekrar kafamın içinde oynatıyordum.

Allah biliyor ya tüm vücudum ateşim tavan yapmış gibi yanıyordu beni nasıl öptüğünü düşünürken. Bel kemiğimden aşağıda sürekli daha fazlasına açlık duyan kıpır kıpır, muzip,obur bir oyuncu uyanmış,  Ares'i baştan çıkartıp kışkırtmam ve onu derinlerimde,tenimin en kuytusunda hissetmem için beni dürtüp,  kıvrandırıyordu.

Pişman değildim. Hem de hiç.Oturup sadece beni öperek zirveye çıkarabilen,acayip yakışıklı ve seksi bu adamla oynaştığım için suçluluk duymayı bırak, kendimi hayat enerjisiyle dolmuş, bastan çıkartıcı seksi bir kadın gibi hissetmenin keyfini yaşıyordum.

Beynim tamamen fettan oyuncu bir modda biraz eğlenmeye karar vermişti bile. Hem bu Ares'i şaşırtıp, onu baya bir kışkırtacak, kıvrandıracak eğlenceli bir oyun olacaktı. Kesin unutacağımı sanıyordu ya varsın öyle sansındı. Böylece unutmuş gibi davranıp, ne tepki vereceğini masum bir kuzu gibi beklerken,gizliden onu kışkırtıp, nerede pes edip, kontrolünü kaybedeceğini görmekten daha zevkli ne olabilirdi.

Beni dün gece istediğini hissettiğim kadar istiyorsa elbet bir hamle yapmak zorunda kalacaktı. Bu kez bekleyip,iradesi nerde kırılacak ve nasıl işleri o noktaya getirecek diye sabırla bekleyip, saftirik ayağına yatmak çok eğlenceli olacaktı.Artık oyun tahtasını kuran ben olacaktım. Hadi bakalım Ares Karadağ, ne kadar dayanıklısın göreceğiz.

Sabah kahve almak için uğrayacağını bildiğimden ilk hamlemi yapıp, gardrobumda diplere sakladığım açık sarı askılı elbisemi giydim. Kalp yaka kesimi ile güzel bir dekolte görünümü veriyordu. Ne çok açık ne cüretkar ama kesinlikle davetkar. Madem böyle elbiseler ellerini benden uzak tutmayı işkence hâline getiriyordu, öyle olsun.

Kafeye girince beni ilk fark eden Berna ıslık çalıp, sırıttı

"Aa Sedef sen misin bu..kızım bu ne güzellik. Dido, baksana şu Sedef'e resmen kadın kadın olmuş "

Didem tepeden tırnağa süzüp gülümsedi " Senin elbisenin hikmeti "

"Kızımız kendini buluyor nihayet."

Berna beni süzüp kıkırdıyordu. Didem'le gözgöze geldik. Sanki kafamdaki fettan planları anlamış, konuşacağız der gibi bakıyordu. Saf ayağına yatıp, gülümsedim.

Kapıdaki rüzgar çanı yeni gelen müşteriyi haber verince gülümsemem genişledi. Burun deliklerim artık tanıdık olan parfümü algılamıştı. Tüm sinir uçlarım galeyana gelmiş, kışkırtırken sevimli ve neşeli bir tebessümle masum ve konuksever bir işletme sahibi gibi tezgahın arkasına geçtim. Kahve makinasıyla ilgileniyor gibi davrandım. Sırtıma odaklanmış bakışların yaydığı elektiriğin tenimin altında çaktırdığı kıvılcımları göz ardı etmek için inanılmaz bir irade savaşı veriyordum.

"Gerçekten de anlattığınız kadar varmış burası."

Ares'in tok ve derin tınılı sesi yerine Berke Karadağ'ın dışarıdaki güneşli mayıs sabahı kadar neşeli ve aydınlık sesi doldurdu ortamı.

"Günaydın hanımlar. Güne şu meşhur kahveniz ve çilekli pastanızla başlamak için geldim kuzenime takılıp. Ama bu kadar iç acıcı güzelliklerle başlamak da ayrı bir zevk."

Berna ağzı açık kalmış, Ares'in yanındaki Berke'ye bakıyordu. Gene enerji ve hayat doluydu sabah sabah. Takım elbise giymiş, Armani modeli yunan Tanrısı kusursuzluğunda   dikilen Ares'in yanında salaş beyaz renk keten gömleği , kargo şortu ve dağınık saçlarıyla sörfçü bir parti çocuğu gibi gülümseyen Berke'nin sevimli çocuksu hali ve enerjisi Berna'yı gülümsetmişti. Didem'in zaten ağzı neredeyse kulaklarındaydı ve tüm beden dili flörtce'ye geçmişti.

CILEKLI PASTA #wattys2019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin