Dilin kantarı olsaydı

827 72 4
                                    

Bazen söylenmedik ne varsa söylenen kelimelerin paravanı  ardına gizlenir. Belki cesaret edilemez. Belki de asıl söylemek istediğinin farkında değildir kişi veya istediği şeyi söylediğini fark edememiştir zaten dile getirdiğinde.

Berke felaketle sonuçlanan yemeğin verildiği masadan kalkıp, Sedef'in peşinden giden Didem'i takip etme niyetindeyken o gece ilk defa babası Sedat beyin sesini duyunca duraksamıştı.

" Didem'le beraber misiniz artık? Boşanmaktan vaz mı geçtiniz?"

Sophia'nın sinirleri bozuk halde çıkarttığı  hoşnutsuz sesiyle alaycı sözleri dile geldi.

" Hiç şaşırmam  doğrusu. Ne oldu da barıştınız? Didem de gene hamile kaldı de tam olsun."

Vedat bey hışımla dönen Berke'den önce çıkışmıştı bile.

" Sophia hadsizlik yapıyorsun."

" Oğlumu  ve Berke'yi ellerinde tutmak ve soyadına, parasına, tüm imkanlarına sahip olmak için sürekli hamile kalıp duran o kızlar değil de onların sinsi planlarının ve fesat beyinlerindeki kadınca tuzakların farkında olan ben gerçekleri söyledim diye hadsizlik  ediyorum öyle mi ?"

Berke dayanamayıp, amcasından önce söze  girmişti.

" Ergen değiliz Sophia. Beraber olunca olabilecek her şeyi fazlasıyla biliyoruz. Ne Ares ne de ben aşık olduğumuz kadınlar hamile kaldı diye hayatımızı onlarla devam ettirmek zorunluluğu hissetmiyoruz. Tam tersine Sedef ve Didem gibi çok özel iki kadın bizim çocuklarımızın anneleri olma fırsatını bize verdiği için inanılmaz şanslı adamlar olarak sadece mutluyuz ve ömür  boyu baba olmak gibi ender bir şansı ve  bu güzel  duyguyu bize yaşattıkları için minnettar kalacağız." deyip babasına bakmıştı.

"Soruna gelince baba evet barıştık. Evliliğimize bir şans daha vermeyi kabul etti Didem."

Sedat bey nedense şüpheli gözlerle süzmeye devam ediyordu.

" Umarım bu sefer berbat etmezsin."

" Etmeyeceğim. Hatalarımdan ders aldım. Benim yanım karımın ve kızımın yanı. Artık sırf onlar için yaşayacağım ve mutlu olmaları için herşeyi yapacağım. Şimdi  izninizle karımın  yanına  gidiyorum."

Berke kararlı adımlarla çıkınca Sedat bey omuzlarından bir ton ağırlık kalkmış gibi rahatlamıştı.

" Nihayet şu çocuğun aklı başında bir hareketini gördüm ya ölsem de gam yemem."

Sophia adamın tam tersine içi hazımsızlıkla dolu halde yüzünü asmıştı.

" Kesin hamile kalmıştır o da." diye katı hükmünü deklare
edip devam etti. " Yoksa boşanma kağıtlarının imzalanmasına dek gelen durum neden tam tersine dönsün ki."

Sedat bey ise sakindi. " O zaman çifte güzel haber  olur bu."

" Hah, evlenmek için hamile kalmak gibi gurursuz hareketler yapmak bu durumu ne kadar avamlıktan kurtarabilir ki?"

Koray için  bu kadar yetmişti. Daha fazla oturup bu kibirli, hoşgörüsüz ve kötü niyetli kadının kuzeni ve Sedef için dediği zehir zemberek sözleri dinlemeyecekti.

" Sizlere afiyet olsun. Nazik davetiniz için teşekkürler."

Sophia bakışlarıyla keskin bıçaklar attığı Koray'ın varlığını o anda hatırlayarak gelir gelmez patlattığı bomba haberi zihninde ön plana çıkarmıştı.

" Bahsettiğiniz kızımla alakalı durumu yarın mutlaka konuşacağız genç adam. "

Mina da ayaklanmıştı.

CILEKLI PASTA #wattys2019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin