"Hay bin kuduz kunduz ! Naptın kızım sen ya."
Kalkmaya çalışmamla oda fırıl fırıl döndüğü için yatmam bir oldu. Kafamda balyozlar ritmik şekilde beynime beynime indiriyordu. Hız treninde gibiydim. Pencereden süzülen güneş ışığı gözüme gözüme girince vampir gibi örtüyü kafama çekip söylendim.
'' Hay senin parlamana başlıyacağım . Sen de bir dönme fırıl fırıl, bir frene bas yahu. ''
Bir anda belimden kavrayan güçlü ve kurşun gibi ağır bir kolun yatakta beni sağ tarafa doğru çektiğini fark ettim. Sımsıkı çember içine aldığı bedenim sımsıcak, mermer sertliğinde bir bedene yaslanmıştı. Panik atağım tanıdık limon çiçeği ve pipo tütününün harmanlandığı maskülen kokuyla ikiye katlandı. Tamamen ayılmıştım.
'' Cidden çok kıpırdanıyor ve çok söyleniyorsun. Her sabah böyle mi uyandıracaksın beni sen ?''
Derinden gelen bu hırıltılı ve seksi ses tonunu tanımamamın imkanı yoktu. Bu dünyada yaşayan hiç kimse lapis lazuli dışında tüm bedenimi böylesine uyaramazdı.
'' Kesin gene rüya.. o aptal rüyalardan biri..kahretsin..gene mi ya. ''
Aptal bendim. Aptalın teki olmasam kafamdan geçeni neden yüksek sesle söyleyeyim ki.
'' Hımm aptal rüyalarından biri demek ?''
Boynumda gezinen dudakları sersemleştirmişti bir an beni.
'' Böyle mi devam ediyordu ? '' deyip, kulağımda gezindi dili.
Tenimin derinlerine yumuşak dalgalar halinde akan ürperme ve titreşimler nabzımın maestrosu damarın üzerindeki dairesel temasla tsunami gibi cozuttu. Kendimden gelen hırıltılı davetkar çağırıyı tanıyamadım.
Panikle kalkmaya, uzaklaşmaya yeltendim ama zayıf direniş hamlem beni geri çeken kolların arasında,m gözlerime dikilen lapis lazuli gözlerin derininde cılız bir kıvılcım misali sönüp gitmişti.
'' Nereye gittiğini sanıyorsun sen acaba ?''
Kıpırdadığımı hissedip, avını kıstıran bir puma gibi bedenimi kollarının arasına kilitlemişti. Bacaklarının arasında sımsıkı kapana aldığı bedenim teslim bayrağını çekmiş, keyifli bir kedi yavrusu gibi sırnaşmaya dünden razı, heyecanla gelecek bir sonraki hamleyi bekliyordu.
'' Neden burdayım ben ?'' dedim soğuk bir sesle.
Sorulabilecek en salakça soruyu sormamı zaten bekliyormuş gibi gülümsedi.
'' Sızdın. Yine. Buraya getirmemi istedin ayılır gibi olunca. Yine.''
'' Buraya getirmeni istedim .Yok artık.''
Alaycı davranmaya çalışıyordum. Çok fena bir duruma sokmuştum kendimi, Bedenimin onunkine neredeyse birmişiz gibi yakın olması farkında bile olmadığım derinlerde bir yerlerimi uyandırmış, fark etmemesi için içimden yalvardığım noktalarımda önüne geçemediğim sımsıcak, akışkan bir dalga silsilesiyle titreştirerek yıkayıp geçiyordu.
'' Benimle gelmek konusunda baya ısrarcıydın diyeyim. Tehdit ederken cidden korkutucu oluyorsun biliyor musun ?''
'' Ne yaptım, ne yaptım ?''
Afallamıştım. Ares, gülerek saçımı yüzümden çekti
'' Eğer seni yanımda götürmezsem bir daha suratıma bakmayacağını söyledin. Hatta dur hatırlatayım tam olarak şöyle demiştin. '' Eğer bir geceyi daha sensiz geçirirsem bundan sonra ölüsün benim için.''
Napabilirdim ki ? riski göze alamadım."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
CILEKLI PASTA #wattys2019
Romance" Bana öyle bakmaya devam edersen, şeytan bile tövbe edecek ,sevgilim " " Ya sen ? " " Ben tövbekar değil, günahkârım.Şeytanın bile yüzünü kızartacak günahlara çağırıyor bakışların ve tövbe mi bekliyorsun benden? " " O halde beraber yanalım "