" Ilk ben gelmemiş olayım. Lütfen ilk gelen ben olmayayım."
Buluşmak için sözleşilen marina tarafındaki balık restoranına doğru ilerlerken rahatlamaya çalışıyordum. Bilerek ağırdan almıştım ve sırf gecikmek için taksiden inip,yürümüştüm.
Mina'yı ve Berke'yi yeniden görecek olmak beni geriyordu. Berna'nın aramasına bu kez dönmedim. On dakikada bir sıkıştırıp durmuştu beni. Geldim işte.Restoran plajın ucunda, neredeyse denize sıfır konumda, küçük ve rum meyhanesi konseptinde şirin bir mekandı. Içerideki birkaç masa haricinde bahçesinde renkli fenerlerin altında masalar vardı. Bir kaç tane de denizin içine kurdukları, en çok talep gören masalar. Ayağınızı denizin serin sularına sokup, Egenin öteki yakasındaki dostlarımızın müzikleri eşliğinde birbirinden lezzetli mezeler, balıklar ve deniz ürünleri yanında rakı ve şarap içilebilecek, dostlarla sohbetin tadını çıkarabileceğiniz enerjisi ve ambiansı çok rahat ve güzel bu mekânın buluşma noktası olarak seçilmesi isabet olmuştu.
Derin bir nefes aldım. Üzeri kiraz baskılı uzun keten beyaz elbisem, kot montum ve espadrillerimle gayet de mekanın ruhuna uygun giyinmiştim. Belki bir kaç aksesuarı azaltabilirdim ama genel görünümümden memnundum.
Bahçeye çıkar çıkmaz, en uçtaki masada oturan grubu gördüm.'' Sedef. Sedef burdayız.''
Mina anında beni görerek seslenmiş, hatta sevinçle kalkıp,yanıma gelmişti.
'' Nihayet ya. Gözümüz yollarda kaldı. ''
Sımsıkı sarılmış, gülüyordu. Gerginliğim ve kafamdaki karşılaşma senaryoları uçup gitmişti bile. Gevşeyip, ben de ona sarıldım.
'' Merhaba.''
Biraz geri çekilip, gülerek beni süzdü .
''Sana da merhaba. Ne kadar özlemişim seni ya. Ne güzel olmuşsun.Yeni tarz yapmışsın galiba ama muhteşem olmuş.''
'' Teşekkür ederim. Sen de harika görünüyorsun.''
Gerçekten de öyleydi. Saçlarını bob tarzı katlı ve modern bir tarzda kestirmişti. Bronz teninin üstünde giydiği beyaz spor gömlek ve sigaret pantalon klas ve şık duruyordu. Dore bileklik ve zinciri parisyen bir zerafet katıyordu görünümüne. Boşuna moda ikonu lakabını vermemişti basın Mina'ya.
'' Değişiklik olsun istedim. Uzun süre aynı tarz sıkıyor beni. Aman boşver şimdi bunu.Yeniden bir aradayız. Geçen sefer yapamadığımız planları bu kez mutlak yapıyoruz anlamam.''
'' Iyi olur.'' diyebildim.
Mina bir an birşey diyecek gibi oldu bana gülümserken ama o ifade hemen kayboldu.
'' Gel hadi masaya geçelim.'' dedi.
Masaya yaklaşırken Berke kalkmıştı bu kez. Kocaman bir kucaklamaya sarıldı bana.
'' Sedef midem yapıştı kızım ya, nerde kaldın ? ''
Gülerek ben de ona sarıldım.
'' Sana da merhaba. Yanlız kemiklerim bana lazım. Istersen kırma, sağlam kalsın.''
Gülerek bıraktı beni. '' Pardon ya. Özleyince ayarı kaçırıyorum. Kaç ay oldu.Tatile gitmeden yazın başında gördüm sizi.''
'' Şu en yakın arkadaşımızı kız arkadaşın olarak çıkartıp, evlenme teklifi yaptığın tatil.''
Kahkahayı bastı. '' Tek tatilimiz o. Ve o arada derede bu arkadaşınız benim nasıl aklımı başımdan aldıysa artık, yaptım öyle bir delilik. ''

ŞİMDİ OKUDUĞUN
CILEKLI PASTA #wattys2019
Romance" Bana öyle bakmaya devam edersen, şeytan bile tövbe edecek ,sevgilim " " Ya sen ? " " Ben tövbekar değil, günahkârım.Şeytanın bile yüzünü kızartacak günahlara çağırıyor bakışların ve tövbe mi bekliyorsun benden? " " O halde beraber yanalım "