Pencerenin kenarındaki rahat deri koltuğa kurulmuş, her zamankinden daha yakın ve parlak görünen ayın ,mavimtrak güzelliğini izliyordum.
Biriyle saatlerdir aynı odada olup, tüm hücrelerinize kadar açlığını çektiğiniz kisiyi yokmuş varsaymak imkansızdı ama inadım tutmuştu bir kez.Ares'in tam arkadaki yatakta olduğunu bilmek işkenceden farksızdı.Bedenimin her zerresi yoksunluk krizindeki bir bağımlı gibi onu istiyordu ama bir heykel gibi inadına sabit, uzak duruyordum.
Sessiz odadaki nefes sesi ve teninden yayilan baştan çıkartıcı kokusu,bir kuklacı gibi kalbimin iplerini çekiştirirken domuz kulağı kıvamında bir aldırmazlık duvarını aramıza çekmek tüm bedenimi germişti.Uyuduğu anda o lanet anahtarı alıp, çıkacaktım bu odadan ama hiç niyeti yokmuş gibi, açmış kitabını okuyordu.
Diğerlerine de bravo doğrusu, biri bile beni kurtarmaya gelmemişti bunca saattir.
Gene ıslık çalmaya başladığını duyunca, ya sabır çektim.Kedinin yemeden önce fareyle oynadığı gibi dalga geçiyordu benimle.Ama tepki vermeyecektim.Kitabı kapattığını duydum.Bakmasam da tüm dikkatim ondaydı.
Yataktan kalkmıştı.Yanıma gelip, pencere pervazının içine oturdu.Tam karşımdaydı.Gözlerini yüzümde hissediyordum ama sanki yokmuş gibi gözlerimi aydan ayırmamıştım.
Nefes alış verişimi kontrol altında tutmaya çalışıyordum.Yanıma yaklaşmaya başladığı andan itibaren titrek sektelere uğrayan soluk alışverişimin, onu ne kadar çok istediğimi itiraf etmesine izin veremezdim.'' Neden herşeyi arapsaçına çeviriyorsun ? Neden bu kadar çok korkuyorsun ?''
Milim kıpırdamamıştım.Iç geçirdi.
'' Konuş benimle.Tek istediğim bu Sedef.Yanılıyorsam üstüne gelmeyeceğim.Hayatım boyunca yapmayı hayal bile etmediğim şeyleri yapıyorum senin yanında.Zorla bir kadını odaya kapatıp, konuşması için yalvaracak bir adam değilim. Vazgeçmeye karar veriyorum ama sonra sende öyle birşey görüyorum ki, sil baştan umutlanıyorum.Sende hissettiğim herşey, beni istemediğine, reddettiğine ikna etmeye çalışan bana ters köşe yapıyor.Yaklaşıyorum, sana geliyorum ama o kadar canla başla kaçıyorsun, benden kurtulmak için o kadar istekli davranıyorsun ki, kendimi ısrarcı, gurursuz bir adam gibi hissediyorum.Açıkça soruyorum evet veya hayır dediğin anda ,bir daha bu konu açılmamak üzere kapanacak ya da kapanmamak üzere açılacak.Sen ve benim bir şansımız var mı?''
Nefesim kesilmişti.Ona bakmak zorundaydım ama yapamıyordum.Iç geçirerek kalkacaktı ki fısıldadım.
'' Bilmiyorum ''
Geri oturmuştu.Yüzüme bakıyordu.
'' Istiyor musun olmasını?''''Bilmiyorum ''
''Bilmiyorsun..bana karşı ne hissettiğini biliyor musun ? ''
Sessizliğim onu bezdirmis gibi , işaret parmağının ucuyla çenemi usulca kendine çevirdi.
'' Lütfen birşey söyle ''
Sesi o kadar yumuşak çıkıyordu ki ,dayanamayıp ona baktım.
'' Sen ve benim bir geleceğimiz olacağını sanmıyorum. ''
Irkilmisti. '' Istemediğin için mi, şüphelerin mi olduğundan böyle düşünüyorsun?''
'' Başka ülkelerdeyiz. Birbirimizi aslında iyi tanımıyoruz. Sonra sen ve ben çok farklı dünyalara aitiz ,farklı yaşamlara.Senin gibi birine benim gibi biri olasılık dahilinde bile olmayacak bir kombinasyon.Hiçbir zaman yanında ve hayatında olması gereken o doğru kadın ben olmayacağım.Bunu görmemek, hissetmemek için saf olman gerekiyor.Boyle bir olasılık bile çok yıpratıcı olur senin için de benim için de.Gözlerini, kulaklarını kapatarak yaşayamazsın.Sen yapsan bile ben yapamam.O yaraları tekrar kanatamam, o kahrolası yere geri dönemem.O yüzden sen ve ben diye birşey olamaz.Al sana gerçekler ''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CILEKLI PASTA #wattys2019
Romance" Bana öyle bakmaya devam edersen, şeytan bile tövbe edecek ,sevgilim " " Ya sen ? " " Ben tövbekar değil, günahkârım.Şeytanın bile yüzünü kızartacak günahlara çağırıyor bakışların ve tövbe mi bekliyorsun benden? " " O halde beraber yanalım "