Çoğu masal prensin prensesi öpmesiyle mutlu sona ulaşır. Hiçbir masalda prens, prensese şok edici bir itirafta bulunmaz.Prensesin tek hazırlıksız yakalandığı şey prensin evlilik teklifi olabilir.Bazı masallarda ise kadın kahraman zaten prenses değildir ve bazen mutlu sona ulaşamaz.
Grimm kardeşlerin orjinal masalındaki kırmızı başlıklı kız gibi.Ormanda tesadüfen karşısına çıkan o kurt,aslında onun aşık olduğu ve kendisine aşık olduğuna tüm kalbiyle inandığı aşığıdır. Ve onun aşkına inanan ve sonsuza dek beraber olacakları hayalleri kuran kız aşığıyla ormanda gizli gizli buluşur.O kadar aşıktır ki kendini teslim etmede bir beis görmez çünkü aşığı onu ertesi gün alıp götürecektir.Ancak aşığı asla gelmez buluşma yerine ertesi gün ve daha sonraki günlerde.
Ve okuduğun, seni en çok etkileyen hikaye bazen aşkta kaderini belirler derler.Buna gülüp geçmiştim ilk duyduğumda.O halde neden şimdi aynını yapamıyordum ki ?
Sanırım ertesi gün hevesle artık sadece kalbine değil, bedenine de sahip olmuş aşkına koşup, ormanda onu boşu boşuna beklediği kafasına dank eden kırmızı başlıklı kızın yaşadığı kafa karışıklığı gibi bir karmaşa içindeydim. Algılamaya çalışarak, kendi kurdumun tam karşımdaki yüzüne bakıyordum.
Çatal elimde kalakalmıştım.Hakan'ın endişeli ses tonu çalındı kulağıma
" Birşey demeyecek misin?"
Ne dememi bekliyordu.Çatalı yavaşça masaya bırakırken,gözüm arabaya ilk bindiğimde, bana verdiği güle takıldı.Şarap kadehine gitti elim ve ısrarla denemem için sipariş ettiği, adını telafuz edemediğim,üç aylık dükkan kirası eden pahalı şaraptan kocaman bir yudum aldım.Önümdeki kobe bifteğinin sanat eseri gibi servis edilmiş görüntüsüne takıldı bakışlarım.Ardından da ambiansı ile son dönemin en gözde ve en pahalı restoranında, mum ışığı eşliğinde yemek yiyen şık ve mutlu insanlara.
Sorduğu soru mütevazı tişörtüm, kot pantolonum ve converselerimle bu şık mekânda sırıtan ben kadar kel alaka kaçıyordu.
"Sedef ?Birşey demeyecek misin?"
Diyeceğim tabi de beynim bir idrak etse.Eli uzanıp, elime değince,gözlerine baktım.
"Şaka filan mı bu ?"
Iç geçirdi.Gözlerinde bir an üzüntü ile karışık iç sıkıntısının yansıması mı yoksa boğazını temizleyip,yutkunması mı beni aydı bilmiyorum.Kalbim sıkışarak,elimi çektim.
" Değil, di mi ?"
" Biliyorum bir anda şok edici oldu senin için "
"O biraz hafif kaçar da."
"Haklısın. Ama bizim en sevdiğimiz tarafımız birbirimize dürüst davranmamız. Sana yalan söyleyemezdim.Sana ne kadar değer verdiğimi biliyorsun.Bunca zamandır beraber olunca.."
" Önce özlediğimi söyleyip, çiçek vereyim.Sonra bu kadar şık bir yerde harika bir yemek ısmarlayayım dedin ve tatlıya geçmeden de dur bir şu Sedef ben ara vermek istiyorum.Duygularımı ve bu ilişkinin gidişatını düşünmek için zaman verelim,düşünelim bir konuşmasını araya sokuşturayım diye mi düşündün "
" Hayır,öyle değil tam olarak..yani nerde yaparsak yapalım can sıkıcı bir konuşma olacaktı. "
Yutkundum. " Ne zaman karar verdin buna ? Hiç belli etmedin de "
"Aslında hep kafamın bir köşesinde vardı. Seninle lisede çıkmaya başladık.Üniversitede de beraberdik.Sonra iki yıl geçti.Birbirimize iyice alıştık.Heyecanı kalmadı ilişkimizin.Birbirimizin ne diyeceğini, ne tepki vereceğini biliyoruz.Süprizi kalmadı, sen de biliyorsun bunu.Hatta sen sikayet ediyordun bundan.Seni şaşırtmadığımdan bahsediyordun,hatırlasana, "
"Maşallah bundan daha çok şaşırtamazdın "
Gözlerimin dolduğunu hissediyordum.Dudağımı ısırdım ağlamamak için
"Artık beni sevmiyor musun ?"
"Yok öyle değil. Sana karşı hislerim bitmedi.Öyle kolay değil. Sadece ilişkimiz keyif vermiyor "
"O halde heyecan katmak için birşeyler yapalım bizde.Kestirip atma hemen"
"Kestirip atmıyorum.Sadece...bilmiyorum Sedef ya, nasıl eski heyecanı yakalayabiliriz ki? Yani birbirimizin hoşlandığı şeyleri sevmiyoruz.Zaten yoğunuz da..Yani ne yapabiliriz ki ?"
"Zaman yaratırız "
"Nasıl olacak o? Babam daha fazla sorumluluk almamı istiyor.Bu da daha çok çalışmam, daha çok seyahate gitmem demek.Sen kafe işini büyütüyorsun. Zamanımız daha kısıtlı olacak."
"Biz de beraber geçirdiğimiz zamanı eğlenceli kılarız "
Çaresizce çözüm öne sürdüğümün farkındaydım.Hakan'ın herşeye itiraz ederken, konuyu kapatmaya çalıştığının da.
" Hep yaptığımız şeyler dışında napıcaz ki.Onlardan da ortak keyif almıyoruz Sedef biliyorsun"
Içim acıyordu.Karşımda beni ikna etmeye çalışan adamın soğukkanlı hali, çoktan kararını vermiş ama kibarlıktan konuşmaya devam ediyor oluşu canımı yakıyordu.Şarabın geri kalanını tek dikişte bitirdim.Kendimden nefret etmek istemiyordum ama engel olamadan ağzımdan çıkıverdi.
" Belki de ilişkiyi bir sonraki aşamaya geçirebiliriz "
Iğrençsin Sedef, gurursuzsun.At kafasına tabağı çanağı yürü git ama yok.Adama kalsın seninle diye yatağına girerim mi diyorsun.
O kadar girişimde bulundu kaç yıldır, ilkem var bekleyeceğim diye ahkam kes , ayrılalım deyince kendin öner. Pes ki ne pes.Hakan da şaşırmıştı.Tek kaşı kalkmış beni inceliyordu.
"Düşündüğüm şeyi mi söylüyorsun?"
Ürperdim bir an.Pazarlık yapıyormuş gibi hissettiriyordu bakışları ama yaptığım bu değil miydi zaten
"Ah..evet..galiba "
Arkasına yaslanıp bir an beni inceledi.
"Emin değilsin ki"
"Eminim " Sesim titremişti.
" Değilsin.Yarın sabah pişman olup uyandığında, kendimi canavar gibi hissedeceğim.Sen pişman olmasan gene bu konuşmayı yapıcaz. Belki yarın değil ama başka birgün.Ben kendimi kötü hissedeceğim."
Her halikarda gidecekti yani.Masa örtüsüne baktım utanç içinde.
"Başka kız olsa, senin kadar değer vermediğim biri tamam derdim ama sensin..Sadece zamana ihtiyacım var.Ayrılalım demiyorum.Ara verelim.Kendimizi tartalım.Hayata bir defa geliyoruz.Mutlu olmak için yaşayalım."
"Benim kendimi tartmaya ihtiyacım yok..Seninle mutluyum ben.Seni seviyorum "
Taş gibi susuyordu.Mideme tekme yemişim gibi kalakaldım.Nefesim kesilmişti.Gözyaşlarımı tutamayacağımdan emin, kalktım.
"Sedef, gitme..kendimi çok kötü hissediyorum Otur konuşalım, sakinler öyle gidersin.Ben bırakırım seni evine "
"Farklı birşey söyleyecek misin kalırsam? "
Gene susuyordu.Çantamı aldım
" Tatmin etmiştim. "
Ardıma bakmadan kendimi dışarı attım.Nereye gittiğimi bilmiyordum.Gözyaşlarım kurduğum barajı yıkıp geçmişlerdi.Bir süre nereye yürüdüğümün farkında olmadan sokakta ilerledim.Haykıra haykıra ağlamak istiyordum.Sokakta cinnet geçirdiğimi fark etmesinler diye, bir taksi çevirip, arka koltuğa gömüldüm.
Eve varana dek hıçkırıklarımı bastırmaya çalışsam da, pek başarılı olamamıştım.Halime endişelenen taksi şoförü iyi olup olmadığımı sorduğunda, cevap bile veremedim.Cehennem azabı gibi uzayan yol, nihayet evimin önünde bitince, taksiden apar topar çıkıp eve attım kendimi.Kapıyı kapayıp, yere çöküp kaldığımı hatırlıyorum.Sonra kendimi tamamen perişanlığıma teslim ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CILEKLI PASTA #wattys2019
Romance" Bana öyle bakmaya devam edersen, şeytan bile tövbe edecek ,sevgilim " " Ya sen ? " " Ben tövbekar değil, günahkârım.Şeytanın bile yüzünü kızartacak günahlara çağırıyor bakışların ve tövbe mi bekliyorsun benden? " " O halde beraber yanalım "