Servis elemanları ve mutfak personelinin işlerinin ehli olduklarını görmek beni rahatlarsa da kokteyl bitene dek tam olarak gevşeyemeyeceğim farkındaydım.
Çorbaları servis edeceğimiz shot bardaklarını, ordövr tabaklarının sunumunu, tatlıların ve pastaların son rötuşlarını aynen benim ve kızların gösterdiği şekilde hızla hazırlamaları içimi rahatlatmıştı. Tek tek servise gönderilmeden kontrol etme görevini kimseye bırakmak istemesem de otelin baş şefi ve yardımcı şeflerinin benim kadar titizlenmeleri sayesinde dizginleri onlarla paylaşmaya razı olmuştum.
Menünün ve servis sıralamasının üzerinden bir kaç kez geçip, servis elemanları mutfaktan çorbalarla dolu tepsilerle bahçeye doğru geçmeye başladıklarında onları bahçede bekleyen Didem ve Berna'ya haber verip, içimden duaları sıralamaya başladım.
Kızlara güvenim tamdı. Daha önceki partilerde ve davetlerde işi gayet güzel kotarmışlar, hem servisin akıcı şekilde ilerlemesini sağlayıp, hem de konuklarla birebir ilgilenip,geri bildirimlerini, istek ve şikayetlerini anında bana ileterek işlerin sorunsuz şekilde halledilmesine çok büyük katkıda bulunmuşlardı.
Bir de Didem habire kulaklığıma kokteyle gelenlerle ilgili gıybet yapmayı kesse neredeyse kusursuz bir profesyonellikle işimizi yapabilecektik.
Ama durur mu hiç. Dakika başı beni Ares'in her attığı adım, konuştuğu kişiler, kimlerle basına poz verdiği, ağzının içine düşen kızların saçı başı makyajı ve kıyafetleriyle ilgili bilgi bombardımanına tutuyordu.
" Didem, paparazzileri geçtin. Bir nefes al.''diye en sonunda uyarmak zorunda kaldım.
"Orada servisi takip etmek için varsın. Ares'i değil."
"Ayyy Allahın paçozuuu.."
Irkilmiştim bir an. " Efendim ?"
" Sana değil canımın içi. Ares'in gözüne gözüne kavun kadar göğüslerini süveyş kanalı gibi dekoltesiyle sokan siyahlı paçozu kastediyorum. Dudaklarını nasıl büzüyor konuşurken küreğin tersini bi yapıştırıcan görecek gününü."
Berna da kendi kulaklık mikrofonundan atılmıştı.
" Ama seninki çok klas. Bir kere bile gözü kaymadı dekoltesine. "
"Evet Sedef. Hiç bakmadı. Maşallah yani burdaki her dişi gözleriyle seninkini muz gibi soyuyor, cilveleşip flörtleşiyor ama adam çok klas ve zarif kızım."
Dayanamadım. " Orda servis için bulunuyorsunuz Sherlock ve Watson. Acaba biraz da o kısımla ilgili mi geri bildirim verseniz."
Orda olmamak zaten kötüydü. Dün geceden beri Ares'i görmemiştim. Sabah da gelmemişti kafeye. Açılış için otelde yoğun bir tempoda olduğundan bu normaldi. Partiye kadar göremeyeceğim aşikardı ve diğer taraftan da ayrılırken söyledikleri yüzünden tuhaf bir çekingenlik gelmişti.
Görmek için ölüp bitiyordum. Ama korkuyordum da. Konuşacağız demekle ne kastetmişti ki.
Kesin bi kendine gel, çok kaptırdın kendini bu oyuna,daha fazla işler karışmadan bitsin bu oyun diyecekti. Bunu duymak istiyor muydum ? Hayır. Düşünmesi bile kalbimi bin parçaya bölüyordu.
"Yok artık ama ya." Didem cırlamıştı.
" Ne oldu ? Çorbada olmadık birşey çıktı, şikayet geldi demeyin."
"Çıktı çıktı da çorba da değil. Ortaya çıktılar. Şunlara bak şunlara. Yüz kilo makyaj, bir ton botoks..ayyy hic olmuş mu o Michael Kors senin çubuk kraker bacaklarına. Hayret bir şey. Öbürü desen kalmış solaryumda beş bin seans,suratına tüp patlamış gibi geziyor. Ayy yapmacık yapmacık şuhum ben beni öldürüyorsun gülmekten, ne komiksin Aresss..ayyy deme öyle Berkeee... Bu ne şimdi.. ahtapot gibi girdiler çocukların koluna micik micik yapışmış poz veriyorlar."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CILEKLI PASTA #wattys2019
Romance" Bana öyle bakmaya devam edersen, şeytan bile tövbe edecek ,sevgilim " " Ya sen ? " " Ben tövbekar değil, günahkârım.Şeytanın bile yüzünü kızartacak günahlara çağırıyor bakışların ve tövbe mi bekliyorsun benden? " " O halde beraber yanalım "