Berna telaşla mutfağa girmişti.Kendisine kahve dolduran Didem'in yanına gitti.
" Dido ?" derken sesi titriyordu.
Didem ne olduğunu anlamadan , Berna'ya gülümsedi.
" Günay.. " deyip, devamını getiremedi.Berna'nın bembeyaz kesilmiş yüzünü kaplayan korku ve paniği görüp, korktu. " Berna ? Noldu ? Hortlak gibisin."
" Felaket..facia.." diye geveledi Berna." Çağıl..Çağıl yok."
Didem kupayı eli ayağı titreyerek tezgaha bıraktı. " Ne ? Nasıl yok ?"
" Basbaya yok. Sabah sabah Sedef'i gene erkenden kaldırmasın diye odasına gittim. Kız ne zamandır uyumuyor biliyorsun. Azıcık uykusunu alsın istedim ama Çağıl yoktu yanında."
" Yatağına götürmüştür belki gece."
" Yok oraya da baktım. Yatağında da değil."
Teo mutfağa girmişti. Berna yanlarına gelen kocasına korkuyla baktı. Teo da onun gibi korkmuş olsa da sakin kalmaya çalışarak kafasını salladı.
" Yok, üst katlara baktım. Odaları tek tek kontrol ettim. Banyolara bile baktım.Yok hiçbir yerde."
Berna panik atak geçirmeye başlamıştı." Terasa baktın mı ? Balkonlara filan ?"
" Baktım. Kapıları kapalıydı."
" Ay Allahım ya. Nereye gider bu çocuk ?" diyen Berna'nın gözleri korkuyla dolmuştu.
Didem atıldı." Koray belki yanına almıştır. Uyanıp, sesini duyduysa."
Koray bahçeden içeri telaş içinde girmişti. Umutla kendine bakan Teo'ya bakıp, iç geçirdi.
" Yok bahçede."
Berna dizlerinin bağı çözülerek, sandalyeye çöktü. " Orda da yoksa nerede bu çocuk? Nereye gitti ?"
Didem parmaklarını alnına bastırıyordu." Ya gidemez ki ? Daha doğru dürüst yürümüyor bile. Kalkıp yataktan inecek ,bir de evden mi çıkacak?"
Berna adeta iniltiye benzer bir ses çıkarmıştı. "Ya yaptıysa? Günü gününe uymuyor ki çocukların. Ya yürüdüyse ..merdivenlere geldiyse..Aman Allahım ya düştüyse.."
Teo omzunu sıktı sevgiyle. " Dur bir sakin ol Berna. Felaket senaryosu yazdın. Düşse ses duyardık mutlaka."
" Eee nerde o zaman bu çocuk?"
Didem doğrulmuştu." Baştan bir daha arayalım evle bahçeyi. Iyice her köşeye bakalım.Teo ve sen evi arayın. Koray seninle ben de bahceyi arayalım."
Berna ayağa fırlamıştı. " Sitenin havuzuna filan da bakın. Bahçeden çıktıysa oraya gitmiştir." derken ağlamaya başlamıştı. " Içine düştüyse.."
Hepsi bir anda olanaksız ama mantıklı görünen bu ihtimalle buz kestiler. Aynı anda dışarı fırladılar ve sitenin ortak havuzuna doğru koştular.
Korkudan ölecek halde oraya ulaştıklarında Berke havuzdan yeni çıkıyordu. Kendisine doğru bembeyaz kesilmiş yüzleriyle koşan dörtlüyü görünce duraksadı. Onlar da Berke'yi görünce duraksamışlardı.
" Günaydın, yangın filan mı çıktı? Ne bu telaş ?"
Teo sakin ama meraklı bir şekilde havlusunu alan Berke'ye baktı.
" Günaydın. Sen havuzdasın! "
" Anlaşıldığı üzere." diyen Berke güldü. Didem gözlerini devirip, kafasını çevirmişti. " Su çok güzel. Sabah da tenha oluyor havuz da siz neden böyle telaşlısınız ? Didem ?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CILEKLI PASTA #wattys2019
Romance" Bana öyle bakmaya devam edersen, şeytan bile tövbe edecek ,sevgilim " " Ya sen ? " " Ben tövbekar değil, günahkârım.Şeytanın bile yüzünü kızartacak günahlara çağırıyor bakışların ve tövbe mi bekliyorsun benden? " " O halde beraber yanalım "