La Luna

1.4K 95 43
                                    

" Didem ..Dido "

Yok duymuyordu. Elinde porselen çay fincanı, heykel gibi hiç kıpırdamadan oturuyordu.
Berna'nın ısrarı üzerine otelden çıkıp, Floransa' yı ucundan keşfetmeye karar vermiştik. Mina ve Sophie gelene kadar biraz da olsa bu büyülü kentin tadını çıkartmak, kahvaltıyı meydandaki hayata karışarak etmek istemiştik.

Irili ufaklı taşlarla örülü ortaçağ romansı kokan meydanda biraz gezinip, sanat eseri gibi işlenmiş duvarları olan masalsı binaların arasında dolaştıktan sonra küçük bir kafede kahvaltı molası vermiştik.

Didem'in morali ne o zaman ne de enfes italyan pita ekmeği eşliğinde yaptığımız mükellef kahvaltı servisi sunan şirin kafenin sardunyalarla ve begonvillerle süslü bahçesinde düzelmişti. Tabağındakilere neredeyse hiç dokunmamıştı.

" Didem. " diye yüksek sesle tekrar seslendi Berna. "Hadi asma suratını artık. Bak Floransa'dayız.Birazdan gelinlik bakacağız sana."

" Hı, damat adayının dünden beri kayıp olduğu düğüne hazırlanalım biz."

" Aramadı mı daha ?"

" Hayır. Otele bıraktı o kadar. Ne aradı ne mesaj attı. Yuh yani diyorum."

Fincanını sıkıntıyla tabağına bırakıp,iç geçirmişti. Haline dayanamadım."Ya arar canım. Demek ki müsait değil şu an."

Didem tek kelime etmedi. Biz de ne söyleyeceğinizi bilemeden oturuyorduk.

" Eee sen ara bir." diye sessizliği bozdu Berna. "Ara sor herşey yolunda mı diye ?"

" O beni getirdi ta buraya. Ben mi arayacağım ?"

" Kızım adamla evleniyorsunuz. Ilk kim arayacak bakalım diye inatlaşmak mı önemli ? Iletişim kurman mı ?"

Didem duraksamıştı." Iyi de onun arayıp durum nedir, ne yapacağız haber vermesi gerekmez mi ? Annesiyle ne zaman tanışıyorum? Şu ajansa ne zaman gidiyoruz ? Nişan yapıyor muyuz ? Ne bileyim nasıl bir prosedür olacak .Hiçbirini konuşamadık ki ? "

Haklıydı aslında. Berke'nin aramaması tuhaftı yani. Didem 'in telefonu çalınca irkildik. Heyecanı ekrana bakınca sönüp gitmişti.

"Al işte görün. Herhalde Mina'yla evleniyorum ben."

Arayan Mina'ydı. Otele gelmişlerdi bizi almak için. Hesabı ödeyip, geri döndük. Mina otelin önünde Sophie'yle bizi bekliyordu. Bizi görünce ikisi de yüzlerinde güller açarak gülümsediler.

" Merhaba, bu güzel gelin ve güzel nedimeleri için alışverişe hazır mısınız kızlar ?"

Sophie heyecanla Mina' nın ağzından almıştı lafı."Bu moda ev..siz bayılacak. Orası düğün için en iyi yer. Florentin en iyi. Öyle çirkin kıyafet yok. O en iyi tasarım ev bu konuda."

Didem keyifsiz gülümsüyordu

" Siz öyle diyorsanız öyledir. "

Mina irkilmişti ama Sophie hiçbirşey anlamamıştı. Heyecanla koluna girmişti Didem'in

" Orda iş bitsin biz Soledad gidiyor.Öğle yemek buluşma. Bir sürü şey yapmış bile. Gösterecek hepsi. Sen istediklerini anlat. "

Didem kaşlarını çattı. " Berke'ye de e posta atarız artık. "

" Yok o orda gelecek ajansa."

" Harika. Birine haber vermiş en azından."

Mina, Berna ve bana bakıp, fısıldadı.

" Herşey yolunda mı?"

" Kuzenin olacak beyfendi bir zahmet ortaya çıkarsa olacak. " diye tısladı Berna.

CILEKLI PASTA #wattys2019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin