Panzehir

1.1K 93 10
                                    

MINA'NIN VLOGU

Nefes almaya bile çekinerek binlerce plan kurduğum hayalimin gözlerimin önünde gerçek olmasını izlerken sersemlemiş gibiydim.

Berke benden sadece bir kaç adım önde yerine çivilenmiş gibi kıpırdamadan duruyordu. Ne yapacağını bilemeyen aptallaşmış bir hali vardı. Ileri adım atmaya korkuyordu. Büyülenmiş halde gözlerini dikmiş bakarken nefes almaya adeta korkuyordu.

Abimin de ondan aşağı kalır hali yoktu. Gerçeklikle  tüm bağı kopmuş, dünyada hayal bile edemeyeceği harikulade bir mucizeye baktığına inanamıyor gibi nefesini kesen minicik birebir kopyası yüze bakıyordu. Yüzünde öyle bir kendinden geçmiş, haz dolu, şaşkın ve mutluluktan patlayacakmış gibi bir ifade vardı ki  heyecandan dizlerimin bağı çözülmüştü.

Gözleri önünde cereyan eden bu mucizesine sırılsıklam aşık olmuş, ruhuna ve kalbine kor gibi ateş düşmüş bir kara sevdanın gönüllü esiri olmuş gibiydi.

" Tanıştırayım sizi artık bence. Geç bile kaldınız ama geç olsun güç olmasın değil mi ? " diyen Teo ikili pusetten önce Çağıl'ı çıkarttı.

Üzerinde mavi beyaz çizgili tişörtü ve kot salopetiyle tam yemelikti Çağıl. Melek kadar güzel yüzü, kocaman lapis lazuli gözleri, minicik burnu ve böğürtlen dudakları ile tam bir poster bebeği olan yeğenime kalbimi sımsıcak dolduran bir sevgiyle, hayranlık ve gururla baktım. Tombul kolları, bacakları ve küçücük elinin üstündeki çukurlarıyla ballı badem ezmem benim o. Teo onu tam abimin karşısına getirmişti.

" Çağıl, dayıcığım bak bu adam senin baban." dedi.

Abimin nefesi resmen kesilmişti. Gözleri dolarak ağlarken gülecek halde oğluna büyülenmiş gibi bakıyordu.

" Merhaba Çağıl." diyebildi.

Çağıl merak dolu gözlerini onun gözlerine dikmişti. Yabancıları yadırgayıp, yaygarayı koparttığı için tedirgin onlara yaklaşmıştım. Ilk karşılaşmalarının kusursuz geçmesini istiyordum çünkü.

Abim tüm kozmosu yakacak kuvvette parlayan mutluluk dudaklarına sirayet ederek
Çağıl'a eğilmişti.

" Merhaba bebeğim."

Bir an Çağıl'ın irkilmesine gerildim.  Salya sümük ağlamazdı inşallah. Abim uzanıp, sevgiyle ve tüy gibi hafif bir şefkatle tombul eline dokununca dikkatle babasının temasını izlemişti.

Onu korkutmamak için elini çekecekken abim kalp krizi geçiriyormuş gibi sarsıldı. Çağıl onun parmağını kavramıştı. Küçük parmakları abimin parmağı etrafında dolanmıştı. Anime karakteri gibi yuvarlak ve kocaman lapis lazuli gözleri abimin gözlerine dikilmişti.

Tam o an abimin ona sonsuza dek tüm kalbiyle mühürlendiği tepkiyi verdi. Gülümsedi. Abimi tam kalbinden vurmuştu. Onun yüzünde parlayan tebessüm ve gözlerini mutlulukla dolduran yaşları görünce benim de ağladığımı ayırt ettim. Ilk görüşte aşk yaşıyorlardı.

" Almak ister misin kucağına ?" dedi Teo.

Abim rüyada gibi irkilmişti.

" Alabilir miyim ?"

" Seni sevdi. Kan çekiyor işte. Ilk kez gördüğü herkese bırak gülümsemeyi suratına bakmaz. Ciyak ciyak ağlar ama sen herkes değilsin."

Abim gözlerini oğlundan alamıyordu.

" Daha çok isteyeceğim bir şey olamaz."

Ellerini heyecanla uzattığı anda Çağıl tüm bedeniyle ona doğru uzandı. Kucağında daha da minnak görünen bedenin sıcak yumuşaklığı ve kokusunu alan abim dünyanın en kırılgan ve en nadide hazinesi gibi oğlunu büyülenmiş gözlerle seyredip, sımsıkı bastırmıştı. Kokusunu içine çekerken ölmüş de cennette uyanmış gibi mutluluk ve heyecan dolu bir hazla gözlerini kapatmıştı.

CILEKLI PASTA #wattys2019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin