Karışıklığın anası bu olsa gerek.Savaş alanına dönen geniş mutfaktaki tezgaha yorgunluktan bitmiş halde yaslandım.Cara ve hizmetli kızlar arı gibi bütün gece belirlediğim düğün menüsündeki yemekleri ,mezeleri ,kanepeleri ve salataları hazırlamak için canla başla uğraşmışlardı.Hala apar topar ilan ettiğimiz düğün için hazırlanıyor olmamıza şaşkındılar ama heyecanları da ağır basıyordu.Dünyanın neresi olursa olsun, kadınlar için düğün en romantik ve en mutluluk verici, özel bir andı.Bunun gerçekleşmesine katkıda bulunmak, yorgunluktan canları çıkmasına rağmen onları ciddi ciddi enerjik bir mutluluk böceğine çevirmişti.
Bir yandan da Cara başta olmak üzere, şüpheyle yaklaşıp, sıfır beklentiyle yaklaştıkları benim hazırladığım yiyeceklerin tadına baktıkça, gözlerinde ve yüzlerindeki beğeni ve takdirle karışık şaşkınlık beni gülümsetiyordu.Ummadıkları taş baş yarmıştı.
Hele ki Cara tadına baktığı her yemekten, mezeden sonra aynen Ares,Mina ve Berke gibi, artık ona en kıymetli ve özel bir anı olan Nanasının el lezzetini yeniden tatmaktan dolayı, aşırı mutlu olup duygusallaşmıştı .Habire gülümseyip, sevgiyle sırtımı sıvazlıyor ve gözleri dolu dolu iç geçiriyordu.
" Sen çocuk..bana nanayı geri getirdi.Aahhh ben çok özledi onu.Onun yemek aynı senin yemek.O hortladı.Burada mutfakta şu an bellisima.Çok yaşa sen çocuk.Ben çok mutlu, çok ." deyip bağrına basmıştı beni.
" Afiyet olsun Cara "
Geri çekilip sevgiyle beni süzmüş, yanaklarımı avuçlarının arasına alıp, kocaman öpücüklere boğmuştu.
" Bu kız, piccola bir melek.
Nana' nın yemek bunlar "Mutfaktaki kızlara italyanca dediklerini tekrar ederken, kocası Marcelo ,avın kokusunu alan tazı gibi havayı koklayarak ,şaşkın ve şüpheli mutfağa girmişti.
" Nana..? L'odore 'di questo ( bu onun yemeklerinin kokusu) e' venuto dalla tomba ( mezarından geri mi geldi ) per l'amor di Cristo ( Yüce Isa aşkına) "
Cara gülerek kafasını salladı.
" Sedef yaptı yemekleri ahmak adam "
Beni işaret ediyordu.Marcelo şaşkın bana baktı.
" Sen yaptı?"
" Evet " dedim gülerek.
" Tat aynı?"
" Kendin tat bence " deyip,tabağa çorbadan koydum.
Tezgaha ilişip heyecanla kaşık daldırmıştı. Fırından pişen pastayı çıkartıp, süslemek üzere tezgaha yerleştirmiştim ki, Marcelo'nun gür sesi ve kahkahası ortalığı çınlattı.Irkilerek, ona bakmıştık.O, bana gülerek kafasını sallıyordu.
" Senin içine nana kaçmış.Aynı. Yirmi yıl var.Nana öldü.Yemek onun yok.Şimdi var. Bellisima.Tanrı seni kutsasın çocuk. "
" Afiyet olsun. "
Iştahla yemeye devam ederken, ben de pastaya geçmiştim.Tabi ki tek seçenek vardı. Bu kadar mutlu olaya sadece çilekli pasta yakışırdı.Cara ve kızların benim için bulduğu sera çilekleri, mutluluk sihrim için yeterliydi.Kremayı karıştırmaya dalmıştım ki, Marcelo'nun sesine irkildim.
"Ares, gel, gel Nana burda.Aynı onun yemek yapmış piccola.Gel de ye sen ."
Ares kapıya yaslanmış, kollarını göğsünde çapraz kavuşturmuş, izliyordu.Ne zamandır oradaydı ki ? Yüzünde çözemediğim karmakarışık bir ifade vardı. Cara gülerek atıldı.
" Sedef nana aynı yemek yapıyor. El lezzet aynı biliyor sen ?"
Ares gülümser gibi olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CILEKLI PASTA #wattys2019
Romance" Bana öyle bakmaya devam edersen, şeytan bile tövbe edecek ,sevgilim " " Ya sen ? " " Ben tövbekar değil, günahkârım.Şeytanın bile yüzünü kızartacak günahlara çağırıyor bakışların ve tövbe mi bekliyorsun benden? " " O halde beraber yanalım "