Felaket

17.8K 1.3K 301
                                    

Adil olmayan bir baba evladını kör eder.



"

Günaydın..."

Masaya her gelene günaydın, diyordum. Normalde babamla yalnız  başıma  kahvaltı  yapardım. Babam çoğunlukla şehir dışında olduğunda  ise her zaman ki gibi  yalnızlığa  mahkum olurdum. Hep bir kardeş isterken yalnızlığimı paylaşabilecegim insanlar çoğalmıştı. Özellikle  Kayra'yı kendimi daha yakın buluyordum. Ne de olsa bir kadını  başka bir kadından başka kim anlayabilirdi.

Babam masaya gelip baş köşeye oturunca  merdivenlerden aşağıya  Güven, inmeye  başladı. Onu görünce  heyecanım bir kat  daha artarak kalbim hızlanmıştı. Tıpkı ilk günkü gibi olmuştum. Onu ilk  gördüğüm  arkadaşlarıyla  maç  yapıyordu. Ben o zaman yalnızca  seyirciyken şimdi  kardeşi oluvermiştim.

g diyorum  bazen şu geçen  zamanda karşısına geçip  kendimi sevdirebilseydim. Şimdi  kardeş olmadığımızı bile söyleyemiyordum. Okan günaydın dediğinde  Volkan abim hariç  herkes  günaydın demişti.

Güven bu evde hiçkimseyi sevmezken Volkan abim Güven'e karşı  tavırlıydı. Okan'a karşı  nötrken neden Güven'i hiç sevmemişti. Acaba birbirlerini kendilerine rakip olarak mi görüyorlardı.

"Şirketeki birkaç  işimi  hallettikten sonra Azerbaycan'a uçacağim. Bugün  siz üçünüz benimle geleceksiniz. Ben yokken şirket  size emanet olacak." Babam kahvaltısina devam  ederken konuşmuştu. Volkan abimse öne atılarak  gözün arkada kalmasın baba, demişti.

"Öyle bir söyledin ki sevgili baban gidince  tahtına  sen oturacaksın..." Güven  sinirli bir şekilde  konuşurken ortalık  bir  anda gerilmişti. "İhtiyar sana baştan söylüyorum ben bu adamın  hiçbir  söylediğini  yerine getirmem."

"Bana bak sen çok fazla oluryorsun. Babamla  ayarında konuşacaksın." Biz Kayra ile birbirimize bakarken Güven bakmazsam ne olur, demişti.

"Kesin sesinizi! Sokak köpekleri  gibi  kavga etmek yerine kardeşlik bağlarınızı güçlendirin. Eğer  gitmek  zorunda olmasam zaten  gitmezdim. Şimdi  herkes kahvaltısını yapsın  birazdan  çıkacağız."

Babam ilk defa sesini  yükseltirken olduğum yerde irkilmiştim. Hemen yanımda oturan Okan'a baktığımdaysa bana göz kırpmiştı. Evde sevecen birinin olması gerçekten  çok güzeldi. Ondan gözümü alıp  diğerlerine götürdüm. Birbirlerine  düşmanca bakışlar attıktan  sonra  kahvaltıya  devam ettiler.

Ben üçünüde çözümleyemiyordum. Üç  kardeşte birbirinden zıt karaktere sahipti. Volkan  abim her şekilde  olgunluğunu belli ediyor biraz  ağır takılıyordu. Yaşça büyük olmasından dolayı  otoritesini ortaya koymak isteyeşini anlıyordum.  Öyle ki Kayra doktor olmasına  rağmen abimin yanında  ağrılığini koruyordu. Hatta gerekmedikçe konuşmuyordu. Belki de olacakları bileceği için  abimden çekiniyordu.

Güven'e gecelecek olursa  çok  fazla asiydi. Sanki hırçın deniz gibi sürekli önündeki sert kayaları  ezip geçmeye  çalışıyordu. Onun gözünün  karalıği lafını  esirgememesi tıpkı babamı anımsatıyordu. Onunla baş etmek nerdeyse imkansız gibi görünüyordu.

Okan'a gelecek olursak bence tıpkı  annesine  benziyordu. Uysal sakin bir kişiliği  vardı. Ama şöyle bir şey de vardı.  Acısı derinden olanlar gülerek  her şeyi  şakaya vurarak acısını ört bas etmeye çalışırmış. Bana kalırsa  şuanlık görmesemde Okan'ın tersi pisti. Bu izlenime nerden kapıldım bilmiyorum ama damarına basılırsa iki abisinide geçecehini düşünüyordum.

KAYIP İZ  🚬 BİZE SEN KALA 5Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin