Bölüm 14

6.8K 573 149
                                    

Zeynep Bastık - Dayan Yüreğim


  Sakin...Sakin... Sakin ol! Yalnızca  kahveleri dökmeden götüreceksin. Yalnızca  kahveleri verecek ve geri çekileceksin. Elim titrerken yüreğimi dizginlemeye çalışıyordum. Heyecana gerek yok  onlarda insan senin gibi onlarda insan! Estella  bir gayret  diyerek  başımı  kaldırmadan  ilk kahveyi babama götürdüm.

"Eline sağlık kızım." Afiyet  olsun, dedikten sonra arkamı dönerek beyaz saçlı  adama kahvesini uzatmıştım. Aynı şekilde ona da afiyet  olsun dedikten sonra sıra Kartal'a gelmişti. Ona kahvesini verirken göz ucuyla bakmıştım. Yara izi o denli itici durmuyordu. Beni ürküten  yalnızca keskin bakışları olmuştu. Acaba Kartal'lar da avlarına böyle mi bakıyordu.

"Eline sağlık." Kendimin dahi zor duyabileceği bir ses tonuyla afiyet olsun demiştim.. Sırasıyla  abime verdikten sonra sıra  Güven'e gelmişti. Yine  yüzüme  bakmazken kalbim  bir kez daha cız etti. Bu kısa süre zarfında  ona bu kadar çok  alışmış mıydım? Benimle konuşmaması yüzüme  dahi bakmamasi zoruma gidiyordu. Sırasıyla  herkese kahvesini verdikten  sonra elimde tepsiye  kenara çekildim.

Kartal'ın hemen yanındaki adam söze girince  başımı öne eğmiştim. Allah'ın emriyle diye başladığında kalbim göğüs kafesimden çıkacakmış gibi atıyordu. Babam direkt  cevap vermek yerine bana fikrini  sormuştu. Bende sen nasıl uygun görürsen demiştim. Babam verdim  dediğinde herkes ayağa kalktı. Babam elini Kartal'a  uzattığında öpmek yerine  elini sıktı. Bende ilk önce  babamın sonra da diğer adamın  elini öpmüştü. Kartal herkes ile tokalaştiktan sonra tatlılar ikram edildi.

Utançtan mı bilinmez kıpkırmızıydım ve kimsenin yüzüne  doğru düzgün bakamıyordum. Babam ve Kartal çalışma odasına çekildiğinde bende diğer ikramlar için mutfağa geçtim. Bir nevi  bahane olsun diye kendimi oraya atmıştım. Şükran abla hayırlı olsun derken içimde büyük bir burukluk var.

Kayra da mutfağa gelince iyi olup olmadığımı sordu. Ona iyiyim diyerek gülsem de içimde  büyük bir boşluk vardı. Tarifini edemediğim boşluk beni derinden sarsıyordu. Sırf oyalanmak adına  ikramlara yardım etmiştim. Salona tekrar girdiğimde söz için belli bir tarih belirlenmişti. Önce  söz aradan çok geçemededen de nişan yapılacaktı. Kısaca  birkaç  ay içinde gelin olup gidecektim.

Misafirlerimizi kapıya  kadar uğurdağimızda gözden kaybolmalarıni bekledim. Onlar arabalarını bindiğinde ise koşarak  odama çıktım. Merdivenlerden öyle bir hızla çıkmıştım ki az kalsın yuvarlanıp bir yerlerimi sakatlayacaktım. Kendimi yatağa yüz üstü attığımda hiçkirarak ağlamaya başladım.

"Kızım benim baban... Içeriye girebilir miyim?" Yataktan doğrularak elimle  yüzümü sildim. Burnumun direği sızlasa da kapıyı  mecburen açıp  babamın yüzüne dahi bakmadan yatağıma oturdum. Kapının kapanma sesiyle babam ilk defa yatağıma oturarak elimden tuttu.

"Benim güzel kızım ban kırgın mı?"

Başımı olumsuz anlamda sallayarak babama bakmıştım. "Sana hiç  kızgın olur muyum, sen benim babamsın. Şu hayatta beni senden çok seven  biri olmadı olamayacakta... Yoluna canım feda olsun..."

"Can parçam seni çok seviyorum. Bu evliliği de gelceğin için istiyorum. Yalnızca senin geleceğin için dersem  sana karşı bencillik yapmış olurum. Ben abinlerinden güvenliğini düşünüyorum. Ilerde  olacaklar  için  kendimizi korumaya  alıyoruz. Iki aile birleştiği an her şey daha güzel olacak."

"Açıklama yapıp kendini yormam babam bütün olacakları  ezbere  biliyorum.  Ve hiç  merak etme başını asla öne eğmem." Babam alnıma öpücük bıraktıktan sonra  ayağa kalktı.

KAYIP İZ  🚬 BİZE SEN KALA 5Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin