Bölüm 48

7.2K 660 495
                                    

Bu şarkı sevmeyi bilen ama hiç sevilmeyen herkese gelsin...


"Hira Hanım beni duyabiliyor musunuz?"

Güç bela işittiğim sesle birlikte gözlerimle etrafı taradım. Başımda duran hemşireyi gördüğümde serumu kontrol ettiğini görmüştüm. Bir kez daha seslendiğinde başımı hafif şekilde sallayarak duyduğumu belirtmek istedim. Hemşire uyandığınızı ailenize haber vereceğim dediğinde yüreğim hoplamıştı. Şimdi aileme nasıl bir açıklama yapacaktım. Kapı açıldığında dışarıda uğuldamalar duydum. Tekrar kapı kapandığında sesler kesilmişti.

Kimin geldiğini görmek için kıpırdandığım da bütün uzuvlarımın parçalara ayrıldığını hissettim. Görüş alanıma Okan girdiğinde kızarmış gözleri beni ürkütmüştü. Sormaya halim olmasa da bana ne olduğunu iyi biliyordum. Okan usulca yanıma geldiğinde uzanıp elimden tutmuştu. Ona bir açıklama yapmam gerekecekti ama o benden bunu istemedi. Yalnızca dinlen demişti. Uzun bir süre yüzüme baktıktan sonra elimi bırakıp gitmişti.

Onun ardından içeriye tek tek abimler girdi. Neler olduğunu anlatmasam da seslerini çıkarmamışlardı. Doğan abim söylenerek bütün belaları çekiyorum demişti. Bu yıl bana uğursuz geldi dediğinde üstüme alınsam da Bade yengem üstüne alınma diyerek Zeynep den yanağımı öpmemi istemişti. Küçüğüm öpmeyi bilmese de yüzümü dudaklarını kondurup ağlamaya başlamıştı. Aradan saatler geçtikten sonra Okan herkes gitti diyerek koltuğa oturdu.

"Sormayacak mısın?" Sonunda kendimi güçlü hissederek konuşabilmiştim. Onun cevabı ise çok geç olduğunu söylemek olmuştu. Benden uyumamı isteyince başımı çevirerek gözlerimi kapattım. Artık bir bebeğim yoktu, olmadığı gibi bundan sonrasında ise neler olacağına dair herhangi bir fikrimde yoktu.

Yeni bir güne merhaba dediğimde günaydın diyerek varlığından haberdar etmişti. "Okan dışarıda birileri var mı?" Hayır, dediğinde tuvaletimi daha fazla tutamayacağımı anladım. Keşke yengemler olsaydı desem de Okan bana yardımcı olabilirdi. "Beni lavaboya götürür müsün?" Cevap vermek yerine kalktığında bende elimle üstümü açtım. Üstümdeki ameliyat elbisesini görünce içimde burukluk oluşmuştu. Okan dikkatli şekilde kaldırarak lavaboya kadar yardım etti. İşim bittiğinde tekrar yanıma gelerek yatağa götürmüştü.

"Biraz böyle kalabilir miyim?" Az da olsa oturmak istiyordum. Bir şey söylemeden yanımdan gideceği sırada uzanıp kolundan tuttum. "Yanıma oturur musun?" O sormasa da ben anlatmak istiyordum "Hira henüz iyileşmedin konuşacak çok zamanımız olacak." Ben şimdi anlatmak istiyorum. Üstümdeki ağırlık çok fazla... Lütfen dediğimde yanıma oturduğunda bende bakışlarımı çıplak ayaklarıma çevirdim. Her şeyi en baştan en ince ayrıntısına kadar anlattıktan sonra gözlerine baktım.

"Okan ben bu bebeği çok istedim. Amacım sana sürpriz yapmaktı ama hayat bana en acı günümü yaşattı. Ben yalnızca bir çocuğun babasız büyümesini istemedim. Ben babamı annemi kaybetmişken bir başka kadının hayallerini çalmak istemedim."

"Keşke bunu evlenirken düşünseydin." Bu sözü öyle çok ağrıma gitti ki gözlerim dolmuştu. Her gerçek can yakarmış benimkini de yakmıştı. "Ben o gün seni sevmiyordum... Okan evlenmeden önceki benle evlendikten sonra ki ben arasında uçurumlar var. Keşke bebeğimiz..."

"Şuna bebeğimiz diyip durma. O bir bebek değildi az kalsın katilin olacaktı..." Bir anda parlayıp ayaklanınca ağzım açık kaldı. Pişman olup ellerini başıma götürdüğünde yüzümü göğsüne dayadım. O sırada kapı çalınmış bizim için kahvaltı gelmişti. Kahvaltıdan sonra da doktor gelerek genel bir muayene etti. Şükür ki ilerde anne olabilecektim. Bu habere çok sevinmiştim. Doktordan sonra abimler gelerek bu defa hesap sorar nitelikte konuşmuşlardı. Ardından da Kemal Bey gelerek yarın bizde kalacaksınız demiş abimlerse onlarda alacağımı söyleyerek aralarında tartışmaya girmişlerdi.

KAYIP İZ  🚬 BİZE SEN KALA 5Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin