Okan

6.6K 614 374
                                    

"Lanet olsun!"

Beddua etmekten yamulup kalacaktım. Resmen bu kadın benim sinir raylarımla oynuyordu. Deri bir nefes alarak tekrar saate baktım. Bozuk plak gibi aynı nakarat üstünde dönüp duruyordum. Ne adam akıllı ders çalışabildim ne de Hira Hanım eve teşrif etmişti. Hayır, bu kızın saat kaç olduğundan haberi yok muydu? Abisinde gece yarısına kadar oturacak mıydı?

Kapı açıldığında Hira diyecektim ama gelen abimdi. Güven abim içeriye girince kapıyı çekti. "Okan karın hala gelmedi mi?" Abim bile fark ettiyse benim sinirlenmem normaldi. "Yok, abi ama birazdan gelir." Ne diyebilirdim ki karımla kavga mı ettim. Abim ellerini cebine sokup tipik hareketiyle kaşlarını çattı.

"Sen hayırdır hiç iyi görünmüyorsun?" Dersler falan desem de pek inanmış durmuyordu. "Oğlum ben senin ciğerini bilirim. Bir hata yapıp evlendin şimdiden kızdan nasıl kurtulsam diye dört dönüyorsun. Tamam, başlarda hepimiz kızdık en çokta ben karşı çıktım. Yine de bunlar evli olduğunu değiştirmez şimdi ara karını evine gelsin. Tek başına gece yaralarına kadar dışarıda duramaz."

"Doğan abisinin yanında yoksa bende izin vermezdim."

"Okan karına sahip çık. Hira nasıl desem fazlasıyla saf birazda masum. Dışarıda bin bir türlü insan var. Karını kolaylıkla kandırabilirler. Mümkün olduğu kadar onu yalnız bırakmamaya çalış." Abim özetle kocalık vazifeni yerine getir diyordu. Hemen arıyorum dediğimde iyi geceler dileyerek çalışma odasından çıktı. Demek neymiş Hira Hanım her ortamda masumluğunu bariz şekilde belli ediyormuş.

Abim gittiğinde Hira'yı arayacaktım ki dışarıdan araba sesi geldiğinde oturduğum yerden kalkarak pencereye doğru yürüdüm. Hira'nın eve koşarak girdiğini gördüğümde yağmurun yağdığını gördüm. Gökyüzünde önce bir ışık parladı daha sonra da gök gürültüsü işitildi. Bende diyorum abim neden gelip bana bunları söyledi. Meğerki havanın durumu görüp bu yüzden nerede kaldı diye sordu.

Başta yukarıya odama çıkmak istesem de sonradan vazgeçtim. Masaya tekrar kurulduğumda notları açtım. Birkaç dakika bakındıktan sonra küfür ederek ayaklanmıştım. Bu kafayla ders falan çalışamazdım. Işığı kapatıp çalışma odasından çıktıktan sonra direkt yukarıya çıkacaktım ki Ayşe elinde bir bardak çayla geliyordu. "Onu kime götürüyorsun?" Yoksa Estella hasta mı olmuştu.

"Gelin Hanım istedi odanıza götürüyordum." Hira hasta mı olmuştu. Bana ver diyerek elinden çayı aldım. Çayı dökmemek adına yavaştan yukarıya çıkmıştım. Ben odaya girdiğimde Hira üstünü giyiniyordu. Beni görünce alelacele üstünü düzelterek geceliğinin eteğini indirdi. Unutma Okan, bugün seni gereğinden fazla sinirlendirdi. Özür dilemediği sürece taviz vermek yok. "Ayşe'den çay istemişsin."

"Evet, biraz üşüttüm galiba teşekkür ederim." Elimden çayını alınca koltuğa geçip oturdu. Bu kadar mı? Çayını yudumlarken kaşlarım kendiliğinden çatılmıştı. Ona kısa bir an baktığımda o da başını hafif kaldırarak baktı. "Abimlerin çok selamı var, sınavların bittiğinde beraber gidelim olur mu?" İşim gücüm yok her hafta Abinlere ziyarete gideceğim... Ona bakılırsa bugünkü olay zerre umurumda değildi.

Önünden geçip pencereye yaklaştığımda yağan yağmura baktım. Bu gece uzun olacak gibi duruyordu. Yağmurun kokusunu almak için pencereyi açtığımda içeriyi gök gürültüsü doldurdu. Arkamda hareket gördüğümde başımı çevirip ona baktım. Başta yanıma gelmek istediğini sanırken tekrardan şimşek çakınca gözlerini kapattı. Onun korktuğunu anlayınca pencereyi kapatarak yatağa geçtim. Hira da tekrar yerine oturup çayın kalan kısmını içmişti.

"Uyuyacak mısın?" Hira sürekli arkasına bakıyordu. "Şey ışık açık kalsa olur mu?" Gerçekten korkuyor olabilir miydi? "Hayır, ışıkta uyuyamam..." Bu da vicdansızlık olurdu. Küçüklüğümdeki korku dolu anlarımı hatırlayınca abime sarılıp uyduğum geceleri hatırladım. "Korkuyorsan yanımda yatabilirsin..." Cevap gelmeyince yanımda yatmak istemediğini anladım. Zaten neden o koltukta yattığını zerre anlamıyordum. Ben ona git orada yat demedim. Kendi kendine orayı yatağı ilan etmişti. İstese her zaman yanımda uyuyabilirdi. Neyse uyumak istemiyorsa zorlama. İstemediği sürece bir şey yapamazsın.

"Söz veriyorum yarın yerime geçerim." Dediğinde iç çekmiştim. Anlaşılan uzun bir süre daha orada yatmak istiyordu. Işığı kapat dediğimde yatağa uzandım. Hira da ışığı kapatır kapatmaz koşarak yatağa girdi. Benden tarafa dönüp iki büklüm yattığında yüzü ışıkla saniyelikte olsa aydınlanmıştı. "Neden bu kadar korktuğunu anlamıyorum evin içinde bir şey olmaz." Özür dilerim dediğinde ya sabır diledim. Bugün için de özür dilesen hiç fena olamayacaktı.

"İstiyorsan gel." Kolumu açtığımda sanki bunu bekliyormuş gibi kollarımın arasına girdi. Bana iyice sokulup yüzünü boyun boşluğuma gömdüğünde saçmalama demiştim. Kız korkudan sarılıyordu. Elimi göğsündeki elinin üstüne koyarak korkma demiştim. Nedense ona sarılmak hoşuma gidiyordu. Onunla böyle günlerce kalabilirim gibi hissediyordum.

"Korkma." Dediğimde biraz daha kıpırdanarak burnunu boynuma dayayarak kesik kesik nefesler alıp vermişti. Kendimi kötü hissetsem de bir süre sonra nefes alışverişleri düzene girdi. Uyuduğunu anlayınca hafif şekilde doğrularak üstümüzü örttüm. Anlaşılan ben sabahı sabah edecektim. Aslında iyi ki Hira yanımda uyumuyordu. Kendimi dizginleyemez henüz mezun olmadan baba olabilirdim. Neden korunmak istemediğimi anlamasam da baba olmak için henüz erken olduğunu düşünüyordum. Beni geçtim Hira, henüz anne olmaya hazır değildi.

Sabaha kadar bunları düşünüp durmuştum. Diğer günlerse Hira söylediği gibi koltukta yatıp orada kalmıştı. Bende onu zorlamamak adına hiçbir şey söylemiyordum. Tek sevindiğim detay Estella ve Hira'nın iyi anlaşmasıydı. İkisi şimdiden iyi arkadaş olmuştu. Bende derslerden başımı dahi kaşıyamaz olmuştum. Sınavlarımın başladığı her gün Hira'nın ağladığını görsem de artık ağlaması benim için normalleşmişti.

Ona neden ağlıyorsun diye sorduğumda abi diyor başka bir şey demiyordu. Anladığım kadarıyla Kartal ağabeyi ortalarda yoktu. Doğan abisi yok bir şey dese de o bir inat abime bir şey oldu diyip duruyordu. "Peki, ya haklıysa... Hira'nın zaten iki gram aklı vardı. Abilerine bir şey olsa onu da kaybederdi." Yarın sınavım olmasına rağmen dersimi bırakarak odaya çıktım.

"Hira..." Odaya girdiğimde yatağın üstünde küçük bir el çantası vardı. Hira banyodan eli dolu çıktığında içi kan ağlıyormuş gibi gözyaşı döküyordu. "Neyin var?" Bu ağlama hiçte diğerlerine benzemiyordu.

"Kar... Kartal abim ameliyat olmuş... Abim ameliyat olmuş. Ben... Ben şimdi yanına gidiyorum."

"Ne... Ne ameliyatı olmuş."

"Epilepsi... İki abimde elipsiydi. Doğan abim olduğunda hafıza kaybı yaşamıştı. Şimdiyse Kartal abim olmuş... Okan ben çok korkuyorum iyi dediler ama ben inanmıyorum. Bu yüzden Mustafa ile beraber yurt dışına gidiyorum."

"Ne!"

"Kartal abimin hastalığı ne desem fazla tehlikeli bu yüzden yurt dışında olmuş... Okan abim benim için özel uçak ayarladı. Benim hemen hazırlanıp çıkmam lazım." Hira ellerindekini çantaya tıkıştırırken ellerimi yumruk yapmıştım. Madem sevgili korumasıyla gitmek istiyordu. Cehenneme kadar yolları vardı.

Sinirle odadan çıktığımda merdivenleri ikişer ikişer inmiştim. Estella bana seslense de sonra diyerek spor salonuna geçtim. Şuan bir şeylere vurup kırmazsam içimdeki volkan patlamayacaktı. Nasıl bir kadınla evliydim ki beni insan yerine koyma zahmetinde bulunmuyordu. Spor salonuna girince kum torbasına vurmaya başladım. Öfkem dinecek gibi değildi. İki elimi başımın arkasına götürerek onunla evlendiğim güne lanet ettim. Bu kadının gerçekten de iki gram aklı yoktu.

"Git Serçe Hanım git ve bir daha asla geri gelme!"



Beni anlamıyorlar,

Ben bu kulaklara göre ağız değilim.


Ameliyat sahnesini daha önceden okuduğunuz için ikinci defa yer vermeyeceğim.







KAYIP İZ  🚬 BİZE SEN KALA 5Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin