''Nen var Zeze?”
”Hiç. Şarkı söylüyordum.”
”Şarkı mı söylüyordun?”
”Evet.”
”Öyleyse ben sağır olmalıyım.”İnsanın içinden de şarkı söyleyebildiğini bilmiyor muydu yoksa? Bir şey demedim. Bilmiyorsa bunu ona öğretmeyecektim.
Şeker Portakalı, José Mauro De Vasconcelos
****
I
çimden şarkılar söylemek istiyordum. Ağır arabesk söylemek mesela... Hatta nikahına çağır beni sevgilim demek istiyordum. Belki nikahında şahidi olurdum... Ah Estella belki şahidi olamayacaksın ama yüzük tepsini tutan küçük kız kardeşi olacaksın. Keşke biraz mutlu olabilsek. Koca hayatıma sığdırabileceğim tek bir mutlu gün..
Onunla yalnızca tek bir gün istiyordum. Tek mutlu bir gün fazlasında gözüm yoktu. Yattığım yerde burnumun direği sızlarken ağlamak için tırnaklarımı avuç içlerime geçirdim. Araba hareket ettiğinde neredeyse nefes almamaya çalıştım. Eğer Güven beni arabasında görecek olursa katiyen beni bir yere götürmez direkt arabadan indirdi.
Güven müzik açtığında dudaklarım yukarıya doğru kıvrıldı. Hiç değilse yol boyunca sıkılmayacaktım. Keşke bana kırgın olmasaydı ona decik diyerek güldürürdüm. Araba epey yol aldığında saklandığım yerden çıksam mı çıkmasam mı bilemedim.
Ha... Ha... Hapşu derken ağzımdan çıkan sesle yakalandım. Güven 'Siktir' diyerek gelişi güzel küfür ettiğinde yerimden çıkarak sağ sola savrulan araba tutunacak yer aradım.
"Korkutmak istemedim." Yüzüne dahi bakmadan aradan zorla geçerek ön koltuğa oturmaya çalıştım
"Senin burada ne işin var, neden saklandın."
Nefes nefese öne oturduğumda emniyet kemerimi bağlayarak yönümü ona döndüm. "Senden özür dilemek istiyorum. Evde yüzüme bakmadığın için bu yola başvurdum." Boynundaki damarlar kabarırken eliyle direksiyonu sıktı.
"Ilk kavşaktan geri döneceğiz."
Eve gideceğiz dediği anda yanımda ki kapıyı hızla açarak geriye çekildim. Güven yolda zikzak yapınca aralık kapıyı çok açmamaya çalıştım. "Aklını mı yitirdin hemen kapat o lanet kapıyı hemen!" Bana söylenirken omuz silktim.
"Hayır, beni dinleyecek özürümu kabul edeceksin." Kapı aralığında gelen rüzgar saçlarımı savurttururken Güven yavaşlamıştı.
"Lanet olsun, tamam affettim o kapıyı kapat."
"Hayır, ben senden özür falan diledim. Beni her sabah kahvaltı yaptığın yere götüreceksin yoksa kapatmam."
"Ya sabır! Sen cidden kafayı yemişsin..." Yüzüme bakınca aklıma bir şey geldi. Birini seviyorsun ama onun farkında dahi değil. Bu sizce hangi tür bir acı olabilir? "Tamam,baş belası tamam seni oraya götüreceğim." Oldu o zaman diyerek kapıyi çektim. O da saniyesinde benden tarafı kilitlemişti.
Sorun değil ben zaten alacağımı almıştım. "Eeee hâlâ nereye gideceğimizi söylemedin." Güven o günden sonra evde sabah kahvaltısı yapmıyordu. Hatta çoğu zamanda eve geç gelip akşam yemeklerine de katılmıyordu, sürekli o gün bugün diyorum. Arada çok uzun zaman olmasa da bana bir asır kadar uzun kalıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYIP İZ 🚬 BİZE SEN KALA 5
ActionSeni affedersem Namert olayım!.. Bana şiir yaz diyorsun hoş güzel de, peki sen kaç harf edersin. #Güven MAFYA ve AŞK SERİSİ 3... Keşke, her karşılaşma bu kadar güzel ve anlamlı olsaydı. Keşke, herkes ilk görüşte aşka inansaydı. Belki o zaman bu bütü...