Bölüm 34

6.8K 597 198
                                    

"Yenge ben kahve yapsam olur mu?"

Bade yengem tabi dediğinde oturduğum yerden kalmıştım. Ben kahve yaparken biraz da kendimi motive ederdim. Aslında abimlere hemen söylemek istiyordum ama bir türlü fırsat olmamıştı. Abimler kahveleri içerken bende konuya girerdim. Zeynomu öperek ayağa kalktığımda Okan dik bir bakış atmıştı

"Hira canım Aysima'da seninle gelmek istiyor gelebilir mi?" Aysima annesini ondan mı çekiştiriyordu. Küçük kız başlarda benden korkarken şimdilerde çok seviyordu.

"Aysimacım elimden tutar mısın?" Olut dediğinde Reşat abime baktım. Yemekten sonra ortalıktan kaybolmuştu. Aysima'nın küçük ellerinden tuttuğumda beraberce mutfağa geçtik. "Seyçe ben bonbonu unuttum." Elimi bırakıp salona koşarken bende mutfak kapısına yaklaşmıştım. Oradan sesler geliyordu ama anlam veremiyordum. Biraz daha yaklaştığımda Reşat abimin sesini duydum.

"Mustafa son kez söylüyorum. Her ne olursa olsun gözünü dört aç. Okan'ın Serçe'ye olan bakışları ortada nedense sevgiden çok nefret görüyorum. Sen bizimkine karşı biraz daha ilgili ol. Belki sahiplenme arzusuyla karısına sahip çıkar."

"Söylediğim gibi gözüne batmak için elimden geleni yapıyorum..."

"Seyçe..." Aysima mutfağa dalınca hemen kapıda uzaklaşmıştım. Zaten sesler de kesildiği için cümlenin devamını duyamamıştım. "Seyçe sen ağlıyon mu?"

"Hayır, şirinem ben ağlamıyorum. Hadi sen burada uslu uslu otur ben kahve yapacağım tamam mı?" Aysima tamam dediğinde sandalyesine oturup bebeği ile oynamaya çalıştı. Bende burnumu çekiştirerek fincanları çıkarmaya başladım. Demek bu yüzden Mustafa bana ekstradan ilgiliydi. Tamam, bazen çok saf olabiliyorum. Bu da hiçbir şey göremediğimden... Çünkü küçük yaşta kaza geçirdim. Bir yıldan uzun süre yatağa mahkumdum. Uzun sürede kendimi bilmeden büyük bir boşlukta yaşadım. Benim ruhum sanki on dört yaşındaymış gibi hissediyorum...

"Ruhum çocuk olabilir ama aptal değilim." Aysima hemen bir şeyler söyleyince sana söylemedim demiştim. Ben... Ben gerçekten sevilmiyor muydum? Abimler bile yalnızca kan bağımız var diye mi seviyordu... Kendimi yaşlanmış gibi hissetmiştim. Bir yaş değil birkaç yaş daha yaşlanmış gibi hissetmiştim.

"Hira yardıma ihtiyacın var mı?" Yengemin sesiyle iç çekip hemen gülümsedim. "Hayır, yenge ben hallediyorum." Yengem sevimli kızıyla birlikte oturup Aysima ile ilgilenince onlardan tarafa hiç bakmayarak kahveyi yapmaya çalıştım. Kahveler olduğunda kendimi daha iyi hissediyordum.

Kahveleri dağıtan sonra yerimi bilir gibi bu defa abimlerin arasına değil Okan'ın yanına oturmuştum. Abimler dahil olmak üzere Okan bile bu hareketime şaşırmıştı. "Serçe iyi misin?" Doğan abimin sorusuyla gülümseyerek abimlere baktım.

"Biraz karnım ağrıyor galiba çok yedim birazdan iyi olurum." Bir an için gözlerim Raşit abimi bulsa da hemen başka yöne bakmıştım. Kartal abim doktora gidelim mi diye sorduğunda eve gidince dinlerim demiştim. Keyifsizce geçen dakikalar sonunda Okan kalkalım mı diye sordu. Bende dünden hazırmış gibi ayaklanmıştım.

"Bade yenge yarın size gelsem olur mu?"

"Tabi olur sormana hiç gerek yok istediğin zaman gel. Hem İrem de seni soruyordu." Yarın gelirim dediğimde Okan da abimleri eve davet etmişti. Doğan abim geleceğine dair söz verirken Kartal abim söz vermek yerine veda konuşması yapar gibi kardeşimiz sana emanet demişti. Bana kollarını açıp sarılmamı isteyince burnumun direği sızladı.

"Abi bir yere mi gidiyorsun? Neden veda konuşma yaptın."

Abimlere bir şey olursa aklımı sıyırırdım. Olmayan aklımda uçup giderdi. "Serçe'm ne vedasından bahsediyorsun seni bırakıp bir yere gitmem. Yalnızca enişte beye sana iyi bakmasını söyledim." Abime biraz daha sıkı sarılınca gözlerim dolmuştu.

KAYIP İZ  🚬 BİZE SEN KALA 5Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin