Bölüm 52

6.9K 629 214
                                    

"Ayşe bugün temizliği halletmemiz lazım yarın siparişlerim gelecek."

Çatı katına çıktığımızda küçük odadan önce ben sonra da Ayşe girdi. Ayşe'ye temizlik için ne yapılmasını anlatacaktım ki balkonda Güven'i gördüm. O da benim sesimi duyarak arkasına bakmıştı. "Sen merdiveni şöyle koy ben seni çağıracağım." Ayşe elindeki merdiveni koyduğun da bir kez daha onu çağıracağımı söyledim. Kapıyı çekip gittiğinde bende balkona yaklaşarak kollarımı göğsümde birleştirdim.

"Buranın gizli mekânın olduğunu bilmiyordum." Güven istifini bozmadan öğrendin işte demişti. Bu tavrıyla canım sıkılmıştı. O an yüzüm düşse de belli etmemek adına dişlerimi sıktım. Geçen günkü açılıştan sonra benimle nerdeyse hiç konuşmamıştı. Eskiden bana karşı hep iyi davranırdı. Hiç değilse arkadaş gibi sohbet ederdik. O olaydan sonra aynı evin içinde düşman aileler gibi olduk.

"Neyse ben işimi haldeyim." Bana göz ucuyla baksa da oralı olamamıştı. Bende kendi kendime triplere girerek omuz silkerek yanından uzaklaştım. Ben bu adamla ne yapacaktım. Yoksa Serçe haklı mıydı? Açılıştaki agresif halleri bana bir işaret miydi? Asık surat merdiveni doğrultarak avizenin altına kadar getirmiştim. İlk olarak bu aptal avizeden kurtulacak daha sonra burayı kendime hobi odası yapacaktım.

Merdivenin sağlamlığından emin olunca ayağımda ki terliği çıkartarak iki basamak çıktım. "Sen ne yaptığını sanıyorsun?" Güven beni görmüş olmalı ki ne yaptığımı sorguluyordu. Ona şöyle bir baktıktan sonra iki basamak daha çıkmıştım ki ayağımda kasılma hissettim. "Ah!" Canım yanınca şokla öyle kalmıştım.

"Estella!" Güven'in sesini duyunca daha çok kasılarak "Yardım et." Diyebiliyordum. Öyle bir şekilde kalmıştım ki her an düşebilirdim. "Bana tutun." Başımı çevirip ona baktığımda "Güven damar damar üstüne bindi galiba canım çok yanıyor." Diye yakındım. "Söylenmek yerine bana tutun." Sağ elimi boynuna doladığımda beni kucağına almıştı. İki elimle de boynuna sarıldığımda en sevdiğim kokusu ciğerlerime doldu. İstemsizce burnumu boyun boşluğuna götürecektim ki Güven'in yüzüme dönmesiyle yüz yüze geldik. Saniyelik bakışmadan sonra beni yavaşça yere bıraktı.

"Dikkat et." Dediğim de benim gibi yere oturarak hangi ayağın diye sormuştu. Sağ ayağım dediğimde ayağımı avucunun içine aldı. "Lütfen..." Birkaç defa lütfen diyerek gözlerimi kapattım. Güven eliyle hafif şekilde masaj yaparken yüzümü buruşturmuştum. Kısa bir süre aynı şekilde devam edince kasılmam neredeyse son buldu. Acımın son bulmasıyla gözlerimi aralamıştım ki Güven de bana bakıyordu. Tekrardan gözlerimiz kesiştiğinde ellerini üstümden çekti.

"İyi misin yoksa doktora mı gidelim?" İyiyim dediğimde ayağa kalmıştı. Bende ayağa kalkarak işime devam etmek istedim. "Sen ne yapıyorsun burada benim odama sahip çıkmayacaksın umarım."

"Burası senin mi odan? Burası düne kadar kullanılmayan boş bir odaydı. Artık burası benim hobi odam olacak. Ve sen buna karışamazsın ben babamdan izin aldım." Sinirle merdivenlere tekrar çıkıyordum ki kolumdan tutup beni kendine çekti.

"Bu dünyada her istediğin yerine gelmeyecek küçük hanım burası benim!"

Bana hodri meydan okuyordu. İşaret parmağımı göğsüne vurarak " Burası benim dedim, babamdan izin aldım. Babam buranın sana ait olduğunu falan söylemedi." Diye çıkıştım.

"İyi birkaç aylığına senin olsun. Ne de olsa ölene kadar babamın yanında kalacak olan oğlu benim. Sende evlenmeye heveskar olduğun için birkaç aya kalmaz evlenir gidersin."

"Avucumu yalarsın sana bu odayı yar etmem. Gerekirse ölene kadar evlenemem yine de odası sana kaptırmam."

"O işte imkansız bak şuraya yazıyorum sen birkaç aya kalmaz evleneceksin... Hatta şu geçen ki oğlanın adı neydi?"

KAYIP İZ  🚬 BİZE SEN KALA 5Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin