VOLKAN – GÜVEN – OKAN
"Lan oğlum bir kere de insan ol da şu ardını topla annen gibi sürekli pisliğini toplamak zorunda değilim."
Bu Okan bir gün beni öldürecekti. Konuşmalarıma kulak asmayınca elimde tutuğum çorapları başına atmıştım. "Abi ya senin yüzünden oyunu kaybedeceğim." Allah'ım sen bana sabır ver bu çocuk ne zaman büyüyecekti.
"Okan ya kalkıp odanı toplarsın ya da oyun setini pencereden aşağıya atarım haberin olsun." Kardeşim başını telefondan kaldırmadan yüzsüzce cevap verdi. "Onlar senin doğum günü hediyendi, ben, aşağıya atarsın onları atamazsın." Tam bir sinirle cevap verecektim ki telefonum çalmaya başlamıştı.
"Efendin, Selçuk Bey..."
"Güven kardeşin yanında mı?" Evet, dediğimde hazırlanın geliyorum demişti. Ben ne için desem de cevap vermek yerine yalnızca hazırlanmamızı söyleyerek telefonu kapattı.
"Ne oldu Abi, Selçuk Bey neden aramış?"
"Bilmiyorum hazırlanmamızı söylediği galiba hep beraber bir yere gideceğiz. Hadi kalk da hazırlanalım." Okan sessizce yerinden kalkarak acaba ne giysem diye sormuştu. Bende cevap vermeden odama giderek hazırlanmaya başladım. Selçuk Bey babacan bir adam olduğu için asla bir dediğini iki etmezdik. Buna Okan da dahildi. Yetimhane köşelerinde büyüdüğümüz varsayılırsa kendimize baba profilinde birini bulduğumuz için gerçekten çok şanslıydık.
Hazırlanıp odadan çıktığımda bi beş dakika Okan'ın hazırlanıp gelmesini bekledim. Selçuk Bey arayıp geldiğini haber verince apar topar aşağıya inmiştik. Okan benden önce nereye gittiğimizi sorunca Selçuk Bey ikimize çok iyi bir iş bağladığını söylemişti. Ben yalnızca iki hafta önce mezun olmuştum. Okan ise hala okuyordu. Beni anladım da kardeşim ne alakalıydı. Aynen bu şekilde sorduğumda kardeşim için staj olacağını söylemiş çokta detaylı bilgi vermemişti.
Bize geldik dediğinde aşağıya inip holdinge baktık. Bu şaka mıydı? Güleçoğlu Holding! Böyle bir holdingin varlığından haberimiz vardı da aynı soyada sahip olduğumuz holdinge iş görüşmesine gelmek fazla tuhaftı. Okan bu konuyu tiye alarak konuşsa da Selçuk Bey fazla gergindi. Onu daha önce hiç böyle görmedim diyebilirdim. Bize karşı her zaman sevecen ve güler yüzlüydü.
Bizi en üst kata patronun odasına getirdiğinde önden geçmemizi söylemişti. İlk içeriye Okan daha sonra da ben girmiştim. Ardımızda duran Selçuk Bey misafirlerinizi getirdim dediğinde önce gözüm ihtiyara oradan da bize pür dikkat bakan kıza gitmişti.
İhtiyar cevaben Selçuk Bey ese işine dön dediğinde bizi yalnız bırakarak kapıyı çektiği gibi gitmişti. İhtiyar elini uzatarak hoş geldiniz diyerek bizimle tokalaşmıştı. Neden ben odada yüksek gerilim seziyordum. O kız neden bize can çekişiyormuş gibi tuhaf bakışlar atıyordu. İhtiyar kıza dönerek bizi adı gibi iyi tanıyormuş gibi takdim etmişti. Bir saniye ağabeylerin mi dedi? Bizim için kıza ağabeylerin mi dedi.
O an fazlasıyla gerilerek yanlış mı telaffuz ettiniz yoksa ben mi yanlış anladım, diye sordum. Benim yalnızca bir tane kardeşim vardı. İhtiyar lafın gelişi diyecek sanırken konuya öyle bir girdi ki baştan tırnağa sinirden titredim.
"Öyle direkt konuya dalmak olmadı fakat olayı uzatmanın lafı evirip çevirip hiçbir anlamı yok. Böylesi herkesin açısında daha iyi olacaktır. Soyadımdan da anlaşılacağı gibi ben sizin babanız Estella da küçük kız kardeşiniz..." Sözleriyle birlikte bende bütün kayışlar kopmuştu. İhtiyara yumruk atmamak için öfkeden ellerimi yumruk yapmış daha sonra da şoka giren kardeşime bakarak hemen gidiyoruz demiştim. Hayatımda çok saçmalık görmüştüm de bu kadarını hiç görmemiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYIP İZ 🚬 BİZE SEN KALA 5
ActionSeni affedersem Namert olayım!.. Bana şiir yaz diyorsun hoş güzel de, peki sen kaç harf edersin. #Güven MAFYA ve AŞK SERİSİ 3... Keşke, her karşılaşma bu kadar güzel ve anlamlı olsaydı. Keşke, herkes ilk görüşte aşka inansaydı. Belki o zaman bu bütü...