Bölüm 46

6.3K 654 323
                                    

"Hadi ama güzelim en azından bugün aşağıya in."

İstemiyordum. Neden beni anlamak istemiyorlardı. Ben elimde olsa nefes dahi almak istemiyordum. Bedenim bana ağır geliyordu. "Hira abin söz verdi diyorum. Sana asla o konu hakkında sorular sormayacak." Sorsa ne olacaktı. Sorunca yine ağlayacak içim dışına çıkana kadar da susmayacaktım. "Tatlım altı gündür bu odadan dışarıya çıkmadın sence de artık aşağıya inmen gerekmiyor mu?"

O kadar olmuş muydu? Yat kalk günleri dahi saymamıştım. Okan... Onu şimdiden çok özlemiştim. Kendime kızsam da çok özlemiştim. "Beni duymuyor musun?" Bu defa başımı kaldırarak yengeme bakmıştım. Yine ben ve yine bitmeyen ızdıraplarım. Yengeme acıdan başka hiçbir şey getirmiyordum.

"Ben... Ben geleceğim. Biraz izin verirsen aşağıya ineceğim." Yengemin gözleri parlayınca derin bir iç çekip söz mü diye sormuştu. "Söz veriyorum biraz izin verirsen duşa girmek istiyorum." Duşa girmeyecektim ama benim ayağa kalkmam için en az yarım saate ihtiyacım vardı. Yengem seni bekliyoruz dediğinde başımı sallayarak gitmesini bekledim.

Yengem gidince boş gözlerle telefonumu açıp öylesine gezindim. Can sıkıntımı hiçbir şey dindirmiyordu. Telefonum elimde titremeye başlarken ekranda yabancı bir numara belirdi. Numara bana biraz tanıdık gelince çok bekletmeden açmıştım.

"Hira... Hira konuşmamız gerekiyor." Kimsin dediğinde bana adını telaffuz etti. Kızın adını bile sevmediğim için telaffuz dahi etmek istemiyordum. Müsait değilim dediğimde panikleyerek sözlerine devam etti.

"Yalan söyledim. Lanet olsun ki yalan söyledim. Bilmiyordum. Senin hamile olduğunu yalanım yüzümden bebeğini aldırabileceğini tahmin dahi etmedim... Hira ben Okan'ı çok seviyorum. Belki sen aradan çekilirsen yeniden bir araya geliriz diye düşündüm. Okul bitmeden ayrılırsanız biz bir daha boşanırız diye düşündüm."

"Sen... Sen nerden duydun?" Okan gidip ona bütün olanları anlatmış mıydı? En önemlisi o hamile değil miydi? Olmayan beynim dururken kafamın içi zonkluyordu.

"Okan yakın arkadaşına söylemiş o da bir başkasına derken kısa sürede bana kadar ulaştı. Hira ben ne desem boş. Ben bir bebeğin günahına girmek asla istemezdim."

"Sen hamile değil misin?"

"Hayır, değilim. O sonuçlar başkasına ait... Hira biz Okan ile senden sonra bir araya gelmedik. Hatta bizim hiçbir zaman için o denli ileri bir ilişkimiz olmadı. Hira..."

Kız konuşmaya devam ederken teflon elimden düşmüştü. İşte bunu hiç beklemiyordum. Hamile değildi. Bunca acı boşuna mıydı? Bunca keder boşuna mıydı? Allah'ım ben böyle ne yaptım. Elimi boğazıma götürdüğümde nefesim kesilir gibi olmuştu. Telefonum yeniden çalmaya başlayınca ekrana baktım. Yine aynı numara arıyordu. Telefonu açmak yerine ayağa kalktım.

Okan'a gitmek için bir hamle yaparken bebeğim acıyla varlığını hissettirdi. Doktor beni arasa da biraz zamana ihtiyacım var demiştim. Bebeğimden ayrılmak için zamana ihtiyacım vardı... Şimdi ben Okan'a gidersem beni dinlemeyecekti. Bebeği aldırmadım desem bile beni affetmezdi ki ona yalanlar söyledim. Her şeyi geçtim. Bugün olmasa bile bu bebeği aldırmak zorundaydım.

Ne yapacağımı bilmeden aşağıya indiğimde beni gören Kartal abim ayağa kalmıştı. Yengem de şimdi zamandı değil diyerek önünü kesmeye çalışsa da yetti artık diyerek abim yanıma geldi. Karşımda bana şefkatle baksa da sinirliydi. Yalnızca kendime değil onlara da acı çektiriyordum. Eskiden dedem saf kızım diye severdi. Hayır, ben saf değil ben gerçekten salağın tekiyim. Zerre aklım ermiyordu.

"Serçe biz Doğan abinle bir karar verdik. Yarın Okan ve ailesiyle buluşup sizin evliliğiniz hakkında konuşacağız." Yarın Okan'ı mı görecektim. İçimde kuşlar kanat çırpmaya başlarken Yengem de yanıma gelip elimden tuttu.

KAYIP İZ  🚬 BİZE SEN KALA 5Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin