Bölüm 4

20.2K 1.3K 152
                                    


Canım mı yanıyor? Okan vurulmuş muydu? Mermi sesleri kesilince Estella Hanım diyen korumalar etrafımızda etten bir duvar örmüştü. Ben ikinin üstünden kalkarken Okan kolumu kırdın abi diyerek benim gibi doğruldu fakat Estella'da en küçük hareket yoktu. Yoksa Okan vuruldu diye düşünürken o mu vurulmuştu. Onu kucaklayarak yüzünü kendime çevirdim. Okan da kızın içine gire gibi bakınca yalnızca şok geçirdiğini fark ederek korumaların bizi koruduğunu bilerek kollarından tutarak ayağa kaldırdım fakat ayağa kalkmasıyla kucağıma yığılması bir oldu.

"Estella. Abi vuruldu mu yarası mı var?" Estella'yı kucağıma aldığım gibi soluğu tekrardan içeriye aldım. "Estella kızım!" Karşıdan gelen sesle birlikte yere yatan herkes ayağa kalkmış ihtiyar ise soluğu yanımızda alarak kızın yüzünü avuçladı. "Vuruldu mu, yarası var mı?" Ardından gelen Selçuk Beye kötü bir bakış atınca başını eğmişti.

"Bir şeyi yok korkmayın yalnızca korkudan bayıldı."

"Arka kapı... Hemen arka kapıya gidelim. Veli hemen arabayı arka kapıya çek." Demiş sonra da kızına bir kez daha baktıktan sonra "Siz iyi misiniz? Okan oğlum bir şeyin var mı?" diye sordu.

"Bunca yıl merak etmeyen adam şimdi hiç merak etmesin. Nereye gidilecekse yol göster kızını taşımaktan yoruldum."

"Abi bana ver." Diyen Okan kötü bir bakış attım. Az önce kolunu ezdiğimi söyleyerek veryansın etmiyor muydu? İhtiyar acele edin diyerek önden yürümüştü. Selçuk Bey de etraftaki insanlara bağırarak işlerinin başına dönmelerini emretti. Arka kapıya ulaştığımda anında limuzinin kapısı açılmış ilk binen ise ben olmuştum. Kızı yatırdığımda ihtiyarda başucuna oturarak başını dizlerinin üstüne almıştı.

"Veli acele et eve gidiyoruz." Kapı kapanınca "Biz hiçbir yere gelmiyoruz ihtiyar hemen kapıyı açmalarını söyle." Demiştim ama nafile araba hareket edince Okan kolumdan tutarak "Otur abi lütfen."demiş bende bir sinirle yanına oturmuştum.

İhtiyar bize ne olduğunu anlatmak yerine birini arayarak ağzına geleni söylemişti. En sonda istediğimi yerine getirmezsen kefenini hazırla diyerek karşısında ki her kimse tehdit ederek telefonu kapatmıştı. "Okan hala bu mafya kılıklı adamla bir yerlere gitmek istiyor musun?"

"Ben senin babanım terbiyeni takın yoksa ben ne yapacağımı iyi biliyorum." Bana kızgınlıkla bakınca gülerek onu alkışladım. "Vay be ne korktum ihtiyar resmen titriyorum..." diye alayla konuşmuştum.

"Kemal Bey abimle konuşurken emredici tonda konuşmasanız iyi edersiniz. Korkutulmaktan asla hoşlanmaz."

"İyi bu benim oğlum olduğunu gösterir..." Kucağında ki kız hareketlenmeye başlayınca söyleyeceklerimi yutarak başımı çevirdim. Bugün hayatımda her ne oluyorsa ben hiçbirini sevmemiştim. Okan ve ihtiyar kızın içine düşerek onlarca kez nasıl olduğunu sormuştu. Şükür ki gideceğimiz yere geldiğimizde tantanaları bilmiş kapı açılınca rahat bir nefes almıştım.

Okan inince bende ondan sonra inerek karşımda duran villaya baktım. O an gözüm çatı katına gidince gözüm kararmış kulağımda sesler çınlamıştı. Seslerle birlikte gözlerimi kapatarak elimi enseme götürerek sıktım. Kulağımdan kadın sesleri eksilmezken oğlum diyen bir kadının yüzünü görmüştüm. Kadına koşarken düştüğümü ve hemen ardıma bakınca bana koşan bir adamı görmüştüm.

"Okan abi iyi misin?" Gözlerimi açınca herkesin bana baktığını gördüm. "Bu şartlar altında ne kadar iyi olunursa o kadar iyiyim." Diyerek olayı geçiştirmek istedim. Lanet olsun ki bu adam haklıydı. Çocukluğumu yine hatırlamıştım. Ve bu defa o adamın yüzünü seçtim. O adam bu adamdı. Babam!

KAYIP İZ  🚬 BİZE SEN KALA 5Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin