Savrulmayalım

6.7K 677 306
                                    

Kapı açıldığında Okan içeriye girmem için geri çekilmişti. Bende etrafıma bakarak içeriye ilk adımımı atmıştım. Kartal abim farklı bir ev derken evin hemen hazır olacağı aklıma gelmemişti. Rezidansın yedinci katına çıkarken aklımdan tek bir şey geçmişti. Keşke her şey bir rüya olsa yahut zamanı geriye alabilme şansım olsa. Hiçbir seçeneğim olmadığı için bana sunulanlarla yetinmek zorundaydım. Yetinmeyi bilmezken öğrenmek böyle bir şey olmalıydı.

Düşüncelerim arap saçına dönüştüğünde elimle başımı tuttum. Okan'ın onca sözünden sonra baş ağrım olmasa zaten şaşılacak bir şey olurdu. Bir saniye dur... Sen düşünme düşündükçe beyin devrelerini yakıyorsun... Düşünmemek adına salona bakındım. Salon gerçekten çok güzeldi. Keşke burası bizim evimiz olsaydı.

"Odanı göstermemi ister misin?" Arkamı döndüğümde Okan elinde anahtarla bana bakıyordu. Odan derken farklı odalarda mı kalacaktık. "Burada otursam olur mu?" Biraz dinlesem iyi olacaktı. "Sen bilirsin." Okan yanıma gelip anahtarı sehpanın üstüne bırakıp yüzüme baktı. "Ben çıkıyorum. Sorun olursa ararsın." Ben bu evde tek başına mı kalacaktım. "Geri gelecek misin?"

Evet, dediğinde içimden ılık bir şeyin aktığını hissettim. Yanımdayken sevememek sevip de söyleyememek dünyanın en kötü şeyiydi. Okan giderken erken gelmesi için içimden dua etmiştim. O gidince yapayalnız kalarak koltuğa oturdum. Çantamdan telefonumu çıkardığımda Lina yengem ve İrem'in mesajını görmüştüm. İkisine geri dönüş yaptığımda iyi olduğumu yazdım. Konuyu çok uzatmadan koltuğa uzandığımda günün yorgunluğuyla uyuya kalmıştım.

Uyandığımdaysa hava çoktan kararmıştı. Açlığımla elimi karnıma götürerek önce mutfağa gittim. Mutfakta tek bir damla su dahi yoktu. Dolapları tek tek açtıktan sonra bir bardak alıp çeşmeden su doldurarak içmiştim. Diğer odaları da hızlıca gezdikten sonra açlıktan bayılmadan önce kendime yemek siparişi verdim. Çantamı açıp cüzdanımı çıkardığımda kartımı bulamamıştım. Kartım yoktu ve çantamda yalnızca elli lira vardı. Yok, artık neden bu kadar az para vardı. Tabi ya bankadan hiç para çekmemiştim. Şükür ki bu para siparişimi karşılardı.

Yirmi dakika sonra kapı çaldığında elime anahtarı alarak kapıya koştum. Kapı deliğinden baktıktan sonra yemeğimi alıp elimdeki tüm paraya kuryeciye verdim. Bugün bitse de yarın para işini halledebilirdim yahut Okan'a söyler eve bir şeyler almasını söylerdim. Koltuğuma kurulup yemek paketini açtım. Yemeğimi on dakika gibi kısa bir süre de bitirdiğimde çatlama noktasına gelmiştim. "Allah'ım kimseyi açlıkla sınamasın." Açlık gerçekten çok zordu. "Bebeğim karnımız doydu mu?" Keşke onun bir bebek olmadığını bilseydim. Yalnızca beni zehirleyen ölümcül bir kan emici canavar olduğunu bilebilseydim.

"Televizyon çalışmıyor mu?" Kumandayı arayıp bulduktan sonra epeyce uğraşıp güzel bir kanal bulmuştum. Kapı çalındığında Okan'ın geldiğini anlayarak bir heyecan kapıya koştum. Okan bana şöyle bir baktıktan sonra içeriye girmiş sonra da yemek paketine bakmıştı. Okan kısa bir an daha öyle kaldıktan sonra koridor tarafına yürümüş bende onun ardından ortalığı toparlayarak yemek artıklarını çöpe atmıştım. Salona elimde bir bardak suyla geldiğimde kalktığım yere oturdum. Okan da içerde üstünü değiştirmiş olmalı ki değişik bir kıyafetle yanıma gelip olurdu. Televizyona öyle bir baktıktan sonra telefonuna gömülüp oyun oynamaya başladı. Bir saati aşkın oyun oynamıştı ki onun oyunundan benim canım sıkıldı.

"Artık uyumayacak mısın?" Henüz erkendi. "Uykum yok." Yeni uyanmışken bir daha uyuyamazdım. "o halde iyi geceler." Yüzüme bakmadan kalktığında dilimin ucuyla iyi geceler dilemiştim. Okan durup koridorun sonunda ki senin odan dediğinde tamam diyebilirdim. Aynı odada yatacağımı bilsem uykum vardı derdim de aynı odada yatmadıktan sonra ne anlamı vardı.

KAYIP İZ  🚬 BİZE SEN KALA 5Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin