1. İhanet

146K 3.4K 1.2K
                                    

Bölüm Müziği: Sezen Aksu-Zalim 🎵

Multimedya: Defne

Okumaya başladığınız tarihi bırakabilirsiniz buraya ♡♡

Keyifli okumalar dilerim...

19 sene önce,

Henüz 1.5 yaşındaydı Defne. Ailesi ile birlikte Adana'da yaşıyordu. Maddi durumları pek fazla iyi değildi. Babası ve annesi çiftçilikle uğraşıyor, Adana'nın zengin ailelerinin tarlalarına ırgatlığa gidiyorlardı. Hayat onlar için zorlayıcı olsa da boğazlarından geçen bir lokma, derme çatma olsa da bir evleri vardı. Bununla yetinmeye çalışıyorlardı. Zaman bir şekilde akıp giderken, bir gün Defne'nin çiftçi olan babası İbrahim'in ölüm haberi ile her şey tepetaklak oldu.

Genç adamın işe gitmek için bindiği traktör, yolda giderken virajı alamayıp devrildi. Uçurumdan yuvarlanan araç yüzünden, zavallı adam oracıkta can verdi. Defne'de küçücük yaşında yetim kaldı. Fakirlik içinde doğduğu evde, hayata 1-0 yenik başlayan küçük kız, babasının ölümüyle daha büyük bir darbe yemişti. Ancak olanlar bununla sınırlı kalmadı tabii.

Defne'nin annesi Suna, kocasının ölümünün üzerinden daha 2 ay bile geçmeden karşı köyden 2 çocuklu, karısı ölmüş bir adama kaçtı. Fırsat kollamıştı sanki, kocasının ölümü işine gelmişti. Minicik yavrusunun ne hale geleceğini düşünmeden, ona olacakları umursamadan, bir sabah kimselere haber vermeden evden çıkıp gitti. Tabii, bunu yaparken 1,5 yaşındaki Defne'yi evde tek başına bırakmıştı. Ölüm gibi bir darbenin üzerine bir de terk edildi küçük kız. Artık hem yetim, hem de öksüzdü.

Defne'nin amcasının karısı Melek, eltisini kaç gündür görmemişti ve bu işte bir terslik olduğunu düşünüp onu yoklamaya gitmişti. Kapıyı bir vurdu olmadı, iki vurdu olmadı. Annesine gitmiş olabileceğini düşünüp, oradan ayrılacakken içeriden Defne'nin ağlama sesini duydu. Kadın, küçük kızın sesini duyar duymaz kapıya tekrar vurdu. Belki de eltisi uyuyup kalmıştı ya da kocası öldü diye kendine bir şey yapmış olabilirdi. İkinci seçeneğin verdiği korkuyla daha çok vurdu kapıya ama ne yazık ki açan kimse olmadı.

Melek hemen koşarak kahveden kocası İsmail'e haber verdi. Karısının telaşlı halini gören adam da bir şeylerin ters gittiğini anlamıştı. Karı-koca eve gidip defalarca kapıya vurdular ama bir sonuç alamadılar. En sonunda çareyi kapıyı kırmakta buldular.

Melek ile İsmail endişe içinde içeriye adımını attıklarında gördükleri hiç de iç açıcı şeyler değildi. Küçük Defne'nin kucağında bir yoğurt tenceresi, her yere dökülmüş yoğurt ve yerdeki yoğurdu küçük elleriyle avuçlayarak yemeye çalışan Defne. Dahası da vardı, küçük kız altına yapmıştı ve yerler pislik içindeydi. Yoğurt ile bu pislikler çok şükür iç içe değildi, yoksa küçücük çocuk açlıktan kendi dışkısını yemek zorunda kalacaktı.

Bu manzarayı gören Melek hemen gidip Defne'yi kucağına aldı ve küçük kızın üstünü başını silmeye çalıştı. İsmail ise tek tek evin odalarına bakıyordu ama aradığı kişiyi göremedi. Acaba yengesi nerelerdeydi?

Köyde herkes abisi ölmeden önce yengesi Suna'nın ve karşı köyde karısı ölen balıkçı Hasan'ın adını çıkarmıştı. Rahmetli abisi İbrahim, kızı Defne için yanlışta olsa doğru da olsa bu dedikodulara göz yummuştu. İsmail'in hatırladığı bu detay, işine yarayacak gibiydi. Yengesine bakmaya gitmek için saat çok geçti ve ertesi gün gidebilirdi. Karısıyla ne yapmaları gerektiğine karar verdikten sonra, Defne'yi de kendi evlerine götürdüler. Melek, onu bir güzel yıkadı. Kendi kızlarının kıyafetlerinden giydirdi üzerine. Küçük Defne'nin yeni evi artık burasıydı, ancak o dahil kimsenin haberi yoktu bu durumdan.

UMUTSUZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin