Bölüm şarkısı: Model, Emre Aydın-Bir Pazar Kahvaltısı
Dirseğini, bebeklerinin beşiğine dayamıştı ve böylece, koluyla başına destek sağlayabiliyordu. Boşta kalan eliyle oğullarına temas ederken, gözlerini de onların üzerinde gezdiriyordu. Dışarıdan, bebekleriyle ilgilenen biri gibi görünebilirdi. Ancak, aklı çok başka yerlerdeydi: Aklı, kocasındaydı. Acaba, Savaş şu anda ne yapıyordu?
Onun, İstanbul'a vardıktan sonra ilk işinin, Utku'nun yanına gitmek olduğunu biliyordu. Hatta, tam da öyle olmuştu. Yarım saat kadar önce, Utku'nun kaldığı rehabilitasyon merkezine gitmişti Savaş. Bununla ilgili de Defne'ye haber vermişti. Gider gitmez karşılaştığı manzara, kim bilir onu nasıl etkilemişti? Mehmet Emin abisinin çok fazla etkilendiğini ve üzüldüğünü biliyordu. Acaba, Savaş'ta nasıl bir etki bırakmıştı? Defne, onu çok merak ediyordu. Arayıp, neler olup bittiğini sorup öğrenmek istiyordu. Hem belki, gördükleri yüzünden üzülme ihtimali olduğundan, ona destek olabilirdi. Ancak, sıkboğaz etmemek için arayamıyordu.
Aklındaki sorularla ve içinde körüklenen merakıyla bebeklerinin başında otururken, kulağına ilişen mesaj sesiyle tüm dikkatini telefonuna verdi. Ekrana baktığında, gelen mesajın kocasından olduğunu gördü. Neler olup bittiğinin merakıyla, yazılanları okumaya başladı. Savaş, Utku'nun abisi Osman Can ile birlikte sohbet etmek üzere bir yerlere oturmaya gideceklerine dair bilgilendirmede bulunuyordu.
Defne, o esnada derin bir nefes verdi. En azından, kocası yalnız değildi ve birileriyle sohbet etmek, belki de ona iyi gelebilirdi. Hem, o birileri olarak düşündüğü kişinin, Savaş'la çok fazla ortak noktası vardı. İkisi de, bir zamanlar birbirini çok seven ve yolları hüzünle ayrılmış iki gencin abileriydi. Birinin kardeşi ölmüştü, diğerininki de ya yaşayacaktı ya da ölecekti. Birbirlerini en iyi onlar anlardı, birbirlerine en iyi onlar teselli verirdi.
Defne, boş boş oturup durmaktansa, kocasıyla konuşacağı zamana kadar ders çalışmaya karar verdi. Yaz tatilindelerdi ama bu, onun ders yapmasına engel değildi. Şu an çalışmaya başlasa, en verimli olarak geçeceğini düşündüğü ders, İngilizceydi. Çünkü, bu dersin hayatına yansımaları oldukça fazlaydı. Mesela, Savaş'la film izlerken, yabancı filmleri ve dizileri hep dublajlı izliyorlardı. Oysa, geçenlerde Mehmet Emin abisiyle konuşan kocasına kulak misafiri olduğunda, onun izlediği dizi ve filmleri orijinal halleriyle sevdiğini öğrenmişti. Sevdiği bir şeyden, onun yeteri kadar dil bilgisi olmaması yüzünden feragat eden kocası için, üzülmüştü açıkçası. İtalya'ya gittikleri zamanı hatırladı sonra. O zaman da insanlarla iletişim kurma konusunda çok zorlanmıştı. Halihazırda İtalyanca bilgisi yoktu. Ancak, kendini ifade edebilecek ve derdini anlatabilecek kadar İngilizcesi de yoktu. Dersleri dolayısıyla az biraz da olsa gramer bilgisi vardı ama bunu uygulamaya dökememişti. Mehmet Emin abisi ve Savaş olmasa, İtalya tatili iletişimsizlik yüzünden çok kötü geçerdi.
Aklına akın eden gerçeklikler ışığında, boş kaldığı süreleri, dilini geliştirerek geçirebilirdi. Zaten, şu zamana kadar ki eğitim hayatı sayesinde, az biraz da olsa yabancı dil temeli vardı. Ders çalışarak, tekrar ederek ve pratik yaparak temelini daha da sağlamlaştırabilirdi.
Sessiz olmaya ve oğullarını uyandırmamaya çalışarak, beşiğin yanından ayrıldı. Diz üstü bilgisayarı ve not alabileceği defterlerini ve kalemlerini de hazır ettikten sonra, yatağının üstüne geçti. Gramer çalışabileceği bir siteyi açtı ve ders çalışmaya başladı. Bu sayede, eksiklerini ve yanlışlarını da gözden geçirme fırsatı elde etti. Sonra, boş zamanlarında izleyebileceği yabancı dizi ve filmler buldu. Duyarak ve görerek, işin uygulama kısmını da halledebilecekti böylece.
Ders çalışırken ve araştırma yaparken, çok fazla zaman geçirmişti. Bu süre zarfında, oğulları bile uyanmıştı. Onların altını değiştirmiş, onları emzirmişti. Hatta, onlarla biraz oynaştıktan sonra, geri uyumalarını bile sağlamıştı. Ancak, geçen bunca zamana rağmen, ne arayan vardı ne de soran. Demek ki, Savaş koyu bir sohbetin içindeydi. Onun, müsait olduğu zaman arayacağını bildiğinden, içi rahattı Defne'nin. Kalktı oturduğu yerden. Saatlerdir odasındaydı ve biraz da olsa insan içine karışsa iyi olurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UMUTSUZ
General FictionKapak tasarımı için @bsudeee ye çok teşekkür ederim 💜 13.08.2019- Umutsuz'un ilk yayımlandığı tarih