Bölüm şarkısı: Gülşen-Saklandım İzlerinde
Bölüm tarihi: 3 Mayıs 2022 Salı
Güzel başlayan ve güzel de biteceğini düşündüğü gün, daha ilk dakikalarından hezimete uğratmıştı onu. Bir kere de planladığı gibi güzel bir gün geçirse kıyamet mi kopardı sanki?
Oturduğu çardakta hareket etmeden duruyor, bahçedeki belli belirsiz bir noktaya gözlerini dahi kırpmadan bakıyordu. Kardeşinin söyledikleri, dönüp duruyordu beyninde.
Demek, miniciğinin bir erkek arkadaşı varmış, hem de onun ölümünden sonra delirmiş. Nasıl olurdu bu? Hiç haberi yoktu, Ezgi'nin bir sevdiğinin olduğundan. Bu kadar mı kör kalmıştı ona?
Derin bir iç çekti. Bir an önce, Mehmet Emin'le konuşmalıydı. Telefonda konuşamayacaklarına göre, hemen onun yanına gitmeliydi. Oturduğu koltuktan, zorlanarak kalktı. Aklı çok doluydu, cevabını merak ettiği onlarca, belki de yüzlerce soru vardı.
Evden içeriye girdiğinde, soluğu Defne'nin yanında aldı. Daha, neyin ne olduğunu net bir şekilde bilmediğinden, onu da meraklandırmak istemedi. Bu nedenle de şirketlerinde önemli bir işin çıktığını ve bu yüzden de gitmeleri gerektiğini söyledi.
Genç kadının yüzünün düştüğünü fark etmişti Savaş. Onun bu halini düzeltmek için, sıkıca sarıldı bedenine. İşlerini halleder halletmez, yine geleceklerini söyledi. Hatta, yakın bir zamanda İzmir'deki evlerine gideceklerinin sözünü de verdi. Neyse ki, aldığı sözle Defne'nin yüzünde gülümseme belirmişti de Savaş'ın içi az da olsa rahatlamıştı.
Evden ayrılırken, aklı karman çorman olsa da Defne'ye belli etmemeye çalıştı. Sağdan soldan konular açarsa, bir süreliğine de olsa aklındakileri geriye atabilirdi. Bundan dolayıdır ki, arabalarıyla yolda süzülürken, sürekli olarak karısıyla sohbet halindeydi.
Konağa varmadan önce, yollarının üzerindeki bir kahvaltıcının önünde durdurdu arabasını. Mehmet Emin'le bir an önce konuşması gerekiyordu ama karısını da bir kenara atamazdı. En azından, onunla güzel bir kahvaltı yapıp, yarıda bıraktıkları planlarını telafi edebilirdi.
Kahvaltı faslının ardından, Defne'sinin yüzünün daha da canlandığını görebiliyordu Savaş. Dün gece birlikte uyumalarından olsa gerek, ara ara onun utangaç bakışlarını da yakalıyordu. Ah! Vuslata erdikleri bu günü, onunla doyasıya yaşamayı öyle çok isterdi ki... Ancak, işin içinden iş çıkmıştı işte. "Olsun" dedi, içinden. Yine yaşarlardı, hatta daha güzellerini yaşarlardı bu sefer. Nasıl olsa, tüm günler onlarındı artık.
Konağa vardıklarında, Defne'yle birlikte, evlatlarını odalarına götürdü. İkisini de beşiklerine yatırdıktan sonra eğilip, yanaklarına ve başlarına öpücük kondurdu. Sonra, Defne'yi de kendine çekip, onun da saçlarından öptü.
"Gitmesen olmaz mı? Mehmet Emin abim, sensiz halledemiyor mu bu işleri?" Defne'nin masum sesi kulağına gelince, tutuşunu daha da sıklaştırdı Savaş. Yüzünde, geniş bir gülümseme de peydahlandı hem. Karısı, onun gitmesini istemiyordu demek. Nereden nereye be!
"Normalde olsa gitmezdim ama bu sefer yoluna koyamamış işleri. Söz, hemen halledip geleceğim." Çocuk avutur gibi avutuyordu karısını. Hemen halledip geleceğini söylüyordu ama büyük bir bilinmezlik içindeydi Savaş. Kardeşi, bir laf söylemişti ama lafın devamını da getirmemişti. Olaylar, sandığı gibi hemen halledilebilir cinsten olmayabilirdi.
"Peki madem, gidip gel çabuk."
****
Savaş, istemeye istemeye karısının yanından ayrıldıktan sonra, soluğu arabasında aldı. Vakit kaybetmeden kardeşini aradı ve onun nerede olduğunu öğrendi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UMUTSUZ
General FictionKapak tasarımı için @bsudeee ye çok teşekkür ederim 💜 13.08.2019- Umutsuz'un ilk yayımlandığı tarih