37. İmkansız Aşk

42.8K 2.1K 578
                                    

Bölüm Müziği: Gülşen-Bir Taraf Seç

"Benim küçük kuzularım annelerini tekmelemelere doyamadılar yine."

Defne bir yandan gülümsüyor, diğer yandan da elleriyle karnını okşuyordu. İkizleri altı buçuk aylık olmuştu ve her geçen gün varlıklarını biraz daha fazla hissettiriyorlardı.

Genç kadının kıkırtılarını ve oğullarıyla konuşmalarını, giyinme odasında üzerini değiştiren kocası da duyuyordu. Genç adam, iç geçirmeden edemiyordu tabii. Çünkü, oğullarının hareketlerini o da hissetmek istiyordu. Ancak, karısının vereceği tepkiyi kestirememesinden dolayı, çekimser kalıyordu.

Savaş, üzerini giyindikten sonra uyumak için odadaki kanepenin üzerine geçti. Bir hayli durgundu. Karısına dokunamamak, evlatlarını hissedememek boğazında bir yumru oluşturmuştu. Hak etmiyordu belki de. Hak etmediği için uzaktı karısı ve çocuklarına.

O, yerine geçtiğinde, Defne tarafından izlendiğinden habersizdi. Aylardır evlilerdi ve bunca zamandır, az çok birbirlerini tanıma fırsatı yakalamışlardı. Birbirleriyle ilgili her detaya hakim olmasalar da mimiklerinden duygu durumlarını ayırt edebiliyorlardı. Bundan dolayıdır ki, Savaş'ın durgun halini fark etmesi de zor olmamıştı Defne'nin. Genç adamın hali, hiç normal gelmemişti ona.

"Canını sıkan bir şeyler mi oldu bugün?" Geçenki gibi yine o kadın gelip, Savaş'ın keyfini mi kaçırmıştı acaba? İşleriyle ilgili bir sorun mu vardı? Herhangi bir olayla ilgili sıkıntıda mıydı ya da başka bir durum mu söz konusuydu? Savaş'ın halini, neye yoracağını bilmiyordu Defne.

Hiç beklemediği yerden gelen soru karşısında, Savaş uzandığı kanepede biraz toparlandı. Karısı, muhtemelen onun halini fark etmiş olmalıydı. İçten içe sevinmeden edemedi. Demek, Defne'si onu izliyordu. Merak edip, neyi olduğunu soruyordu bir de.

Ne olduğunu söylemeyecekti tabii. Geçiştirebildiği yere kadar geçiştirecekti. Karısına olan uzaklığından dolayı canı yansa da buna sebep olanın kendisi olduğunu bildiğinden, ses edemiyordu.

"Bir şey olmadı. Her zamankinin aynısı bir gündü." Yüzü, Defne'ye dönüktü. Sıradan bir günmüş ve normal hissediyormuş gibi davranıyordu. İyi bir oyuncuydu Savaş, güzel rol yapıyordu. İçi ağlarken, yüzü gülüyordu.

Defne, adamın sesinden bile bir şeyler olduğunu anlamıştı. Çünkü Savaş'ın bu ses tonunu, rahmetli Alara'nın hastalığı zamanında çoğu kez duymuştu.

"Bilmem, sanki biraz durgun gibisin bugün." dedi Defne ve kocasının vereceği cevabı beklemeye koyuldu.

Savaş'ta yattığı koltukta biraz doğruldu.

"Sadece şirkette işler çok yoğundu bugün, biraz yoruldum." Verdiği cevabın, Defne'yi tatmin etmiş olmasını diliyordu.

"Peki madem, dediğin gibi olsun." Üzerinde pek durmadı. Belki de anlatmak istemiyordu Savaş, olamaz mıydı? Belki de abartıyordu? İnsanlar, günün her dakikasında aynı ruh halinde olacak diye bir kural yoktu ki sonuçta. 

Aradan dakikalar geçmişti ve Defne'nin uykusu hala gelmemişti. Elleri, sürekli karnındaydı ve bebeklerinin tekme atmasını bekliyordu. Ancak, çocukları biraz nazlanmaya başlamışlardı sanki. Az önceki gibi hareketli değillerdi.

El mecbur yatmaya niyetlenirken, atılan tekmeyle uyumaktan vazgeçti. Bu anları yaşamak, Defne için oldukça heyecan vericiydi. Çocukları, onun mutluluğuna mutluluk katıyordu. Bir yandan da Savaş'ın uyuduğunu düşündüğünden sessiz olmaya çalışıyordu. Onun uykusunu, kendi heyecanı yüzünden bölmek istemezdi. Ancak, bilmediği bir şey vardı: Savaş, uyumuyordu.

UMUTSUZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin