Bölüm Şarkısı: Gülşen-Aşk Cinayet Sever
Bölüm yayımlanma tarihi: 26 Ocak 2022
Keyifli okumalar dilerim...
Defne'den
Kahvaltı sofrasından kalkalı yarım saat kadar olmuştu. O zamandan beri de gelen misafirlerimizle, evin geniş salonunda oturuyorduk. Nuran hanım ve Murat beyi tanıyordum, sık sık konağa gelip gidiyorlardı zaten. Ancak, çocuklarını ilk defa görüyordum ve bunun şaşkınlığı içindeydim. Onları, yapılan sohbetlerden ve evin duvarlarında asılı duran aile fotoğraflarından tanıyordum sadece. İlk defa yüz yüze, kanlı canlı karşımda görüyor olmak bir garipti.
Her ne kadar kabul etmem biraz zor olsa da Savaş'ın ailesi, benim de ailemdi artık. Onlarla aynı yemeği yediğim, aynı suyu içtiğim, aynı çatının altında kaldığım ve aynı ortak paydada buluştuğum sürece bu böyle olacaktı. Bu aile, yalnızca birkaç aya bir sürü ölüm sığdırmıştı. Öğrendiğimiz gerçekler, verdiğimiz kayıplar yüzünden, epey dağılmıştık. Bunca şeye rağmen, toparlanmış olmamız bile büyük bir mucizeydi. Kısacası diyeceğim o ki, şu an karşımızda oturan iki kardeş, bu anların hiçbirinde yanımızda yoktu. Anne ve babaları, bizi hiç yalnız bırakmamıştı, bunu asla inkar edemezdim. Ancak, onlar neden yoktu ya da bizi neden aramamışlardı hiç?
Savaş ve kuzeni Demir'in arasında geçenlerden, rahmetli Ezgi ablam sayesinde haberdardım. Onların arasının bozuk olması, belki de bu acılı anlarda yan yana gelmelerine mani olmuştu. Ancak, ne yaşanırsa yaşansın, onlar kuzen değiller miydi? Bir eli kanda bile olsa, Demir'in gelmesi gerekmez miydi? Sonuçta, ortada masum bir çocuk ölmüştü. Gülce, bu kadar mı derin bir yara açmıştı Savaş ve Demir'in arasında? Bir kadın, iki kuzeni bu hale getirecek ne yapmış olabilirdi?
Ya Dila? Tamam, abisi ile Savaş'ın arasında bazı problemler olabilirdi. Ancak, iki kişi arasında yaşanan bir olay, onu bağlamazdı ki. Üstelik, Ezgi ablamın hiç mi hatrı, hiç mi değeri yoktu? Dakikalardır, Alara'nın ölümü ve Gülce'nin yaptıkları üzerinden çeşitli sorularla kendimi meşgul ediyordum. Ancak ortada bir de Ezgi ablam vardı. O, karşımda oturan iki kardeşin de kuzeniydi. Sırf bir olay yüzünden tavırlılar diye, gencecik bir kızı da mı gözden çıkarmışlardı?
İçimdeki bir ses, sorularımın yersiz olduğunu söylüyordu. Kendi kuzenlerimle bile aram bozukken, onların haksızlığına uğramışken, Savaş'ın kuzenleriyle ilgili olan durumunu neden yadırgıyordum ki? Demek ki, her ailede aynı şey vardı. Sırf kan bağı var diye, herkes herkesle anlaşmak zorunda değildi. Hatta, benim için böylesine büyük önem arz ediyorken, yaşanan ölümlerde illa taziyeye gelmeleri gerektiği gibi bir kuralları yoktu kimsenin.
Ortamda, aile büyüklerinin arasında geçen sohbetler dönüyordu. Dila abla ve Demir abiye sorular yöneltiyorlardı ve onlar da cevaplıyordu. Mehmet Emin abi de katılıyordu bu konuşmalara. Kuzenlerine, İsviçre'de olanlarla ilgili takılıyordu. Nuran hanım ve Murat bey de bebeklerimle ilgili sorular soruyordu bana. Ben de kısa yanıtlarla geçiştiriyordum. Savaş ise konuşmuyordu hiç. Sessizliğe gömülmüştü. Konuşulanları dinliyordu sadece.
Belli etmemeye çalışarak, karşımdaki kardeşleri inceliyordum. Demir abi, ara ara Savaş'ı süzüyordu. Onunla göz göze geleceğini anladığı ansa, yüzünü başka bir yöne çeviriyordu. Bu arada, Savaş'ın da ondan geri kalır bir yanı yoktu. İki koca adamın bakışları, birbirleriyle köşe kapmaca oynuyordu sanki.
Demir abi gibi, Dila abla da bakışlarını kaçırıyordu. Ancak o, abisinin aksine Savaş'a değil de Mehmet Emin abiye yapıyordu bunu. İşin tuhaf olan kısmı da şuydu: Mehmet Emin abinin hiçbir sorusuna cevap vermiyor, onun konuşmalarına katılmıyordu da. Demir abiyi anlıyordum ama Dila ablanın yaptığı oldukça garipti. Onunla, Mehmet Emin abinin arasında da mı bir husumet vardı acaba? Ama öyle olsa, Mehmet Emin abi onunla konuşmaya çalışmazdı ki. Hem olsa bile, Ezgi ablam bana anlatırdı. Gerçi, neyi sorguluyorum ki ben? Bana mı düşüyor sanki kimin kiminle konuşup konuşmadığı? Merak butonum açılmış olmalıydı ve kapansa iyi olurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UMUTSUZ
General FictionKapak tasarımı için @bsudeee ye çok teşekkür ederim 💜 13.08.2019- Umutsuz'un ilk yayımlandığı tarih