Bölüm şarkısı: Buray-Sen Sevda Mısın
26 Şubat 2024
Bölüme geçmeden önce,
Ben, psikoloji alanında eğitimli biri değilim. Araştırmalarım sonucunda, ancak böyle bir bölüm yazabildim. Eksiklerim varsa, profesyonel bulmazsanız, lütfen kusuruma bakmayın.
Keyifli okumalar dilerim...
Bugün, Defne için önemli bir gündü. Çünkü, onun bundan sonraki yaşantısını ruhen daha sağlıklı hale getirebilmek için ciddi bir adım atılacaktı. Savaş, onun terapiye gitmesi için randevu almıştı ve bugün, terapinin ilk seansı vardı. Hatta şu an arabadalardı ve psikologlarının kliniğine doğru yola çıkmışlardı.
Defne, bir hayli gergindi. İlk defa, profesyonel bir yardım alacaktı ve neyi nasıl anlatması gerektiğini bilmediğinden rahat hissetmiyordu. Sorulacak sorulara doğru cevap verememekten, derdini doğru düzgün anlatamamaktan ve bu yüzden de terapiden verim alamamaktan korkuyordu. Yol boyunca Savaş, hem konuşarak, konuşmanın da yeterli gelmediği noktalarda müzik açarak, onu rahatlatmaya çalıştı. Başarılı da olmuştu. Çünkü Defne, ilk baştaki gergin halinden az da olsa kurtulmuş, bunu da aynı kulak burun boğaz doktoruna gidiyormuş gibi düşünmüş, rahatlamıştı. Haksız da sayılmazdı aslında. İkisinin amacı da onarımdı, birininki solunum yollarını diğeri de ruhu onarıyordu.
Hedeflerindeki yere geldiklerinde, arabadan inmeden önce kısa bir konuşma yapması gerektiğini düşündü Savaş. Bu yüzden de kontağı kapattıktan sonra, yönünü Defne'ye döndü ve başladı konuşmaya:
"Çok zor zamanlardan geçtin, çok kırıldın, çok yıkıldın, çok fazla hırpalandın. Aslında, çok önceleri gelmemiz gerekiyordu ama bir türlü fırsat bulamadık. Neyse, geç olsun güç olmasın. Bundan sonrasında her şey çok güzel olacak ve bu terapiler, sana çok iyi gelecek. Ne konuşmak istiyorsan konuş, içinde kalan ne varsa mutlaka anlat. Psikoloğunun işi bu ve onun görevi, seni objektif bir şekilde dinleyip, sana iyi gelmek. Sakın utanma, sakın korkma, sakın çekinme." Söyledikleri, Defne'yi biraz daha rahatlatırken, son sözlerini de eklemeyi ihmal etmedi:
"Bir de unutmadan, ben her zaman senin yanındayım."
Onun desteği, Defne için çok önemliydi. Eğer, sağlıklı bir ilişkinin içinde olmak istiyorlarsa, atılan bu adımların değeri paha biçilmezdi. Genç kadın, yüzüne yerleştirdiği tebessümle kocasına teşekkür etmekle yetindi. Çok fazla şey söylemek isterdi ama heyecanı buna engel oluyordu. Savaş'ta bunu anlamış olacak ki, vakit kaybetmeden indi arabasından ve Defne'nin de inmesine yardımcı olduktan sonra, önlerindeki binaya doğu yürüdüler ve içeriye girdiler.
Randevularına tam saatinde gelmişlerdi. Defne, kapıdaki sekreter tarafından psikoloğunun odasına doğru yönlendirilirken, Savaş'ta bekleme salonunda kalacaktı. Genç kadın gitmeden önce, arkasına döndü ve kocasına el salladı. Amacı, ondan biraz daha güç almaktı. Savaş'ta, yüzüne yerleştirdiği tebessümle, Defne'ye el salladı ve kısık sesle "Her şey çok güzel olacak." deyip, onun içini rahatlatmaya çalıştı. Bu, ikisi için de yeni bir serüvendi. Geçmişin acılarını arkalarında bırakabilmek için önemli bir adımdı. Bu yolda birlikte yürüyorlardı ve takılıp tökezleyip düşmemeleri için, birbirlerine destekleri şarttı.
Defne, derin bir nefes alarak, psikoloğunun kapısını çaldı. İçeriden duyduğu "Gelebilirsiniz." emrini takiben kapıyı açtı ve odaya doğru yol aldı. İçeri girdiği zaman, ellili yaşların ortalarında olduğunu tahmin ettiği bir kadın tarafından karşılandı. Kadın, aralarına beyazlar karışmış sarı saçlara, etrafı kırışıklıklarla çevrelenmiş mavi gözlere, yüzüne orantılı güzel bir buruna ve süt gibi bembeyaz bir tene- ki bundan dolayı, kollarındaki damarlar bile masmavi görünüyordu- sahipti. Fiziği, yaşının da etkisiyle birazcık topluydu. Defne, karşısındaki kadını çok güzel bulmuştu. Bu yaşlı kadın, şu an bile böyle güzelse kim bilir gençliğinde nasıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UMUTSUZ
General FictionKapak tasarımı için @bsudeee ye çok teşekkür ederim 💜 13.08.2019- Umutsuz'un ilk yayımlandığı tarih