40. Değişim

41.9K 2K 865
                                    

Bölüm şarkısı: Duman-Yürek

Bölüm yayımlanma tarihi: 7 Şubat 2022

"Ama daha hazırlanmamışsın. Yoksa dışarıya çıkmayacak mıyız?" Savaş, kucağındaki bilgisayarıyla beraber, salonlarındaki L koltukta yayılmış bir şekilde oturuyordu. Amacı, karısı hazırlanıp gelene kadar, bir şeylerle meşgul olmaktı. O, meşgul olmuştu olmasına ama daha hazırlanan kimse yoktu ortada (!).

"Hazırım ya." Defne, olduğu yerde bir tur döndü. Kocasının dediklerine bir anlam verememişti. Savaş'ın gözlerinde bir problem mi vardı?

"Hazır mısın? Güzelim, üzerinde bir şey yok ama. Git, giyin ve gel haydi." Gözü, karısının giydiği, onun dizlerinin az biraz üzerinde biten etekteydi. Genç kadının bacakları, sütun gibi ortaya serilmişti. Hazırlanmaktan kastı bu olamazdı değil mi? Eteğin altına giyeceği bir çorap falan olmalıydı ya da pantolon.

"Giyiniğim ya Savaş! Bak, üzerimde bir tişört ve bir kot etek var." Elleriyle üzerindekileri gösterdi.

"Tişörtün neyse de altında bir etek göremiyorum ki ben." Aslında, abarttığının farkında bile değildi Savaş. Üstelik, farkında olmadığı çok şey vardı. Mesela, birazdan ortalık feci şekilde karışacaktı ve bunun fitilini ateşleyen de bizzat kendisiydi.

"Göremiyor musun?" Şaşkınlıktan, ağzı beş karış açıldı. Kocası, onunla maytap mı geçiyordu?

"Evet, göremiyorum. Görmediğim bir şeyi de giyinmiş sayılmazsın."

"Ne demek giyinmiş sayılmam? Bal gibi de sayılırım." diye cevap veren Defne, elindeki kot ceketini bir tur katlayıp, çantasının üzerine astı. Savaş'ın söyledikleri yüzünden yavaş yavaş bozuluyordu.

"Sen beni delirtecek misin? Etek giysen izin vereceğim ama ortada etek yok ki!" Savaş, elinin altındaki bilgisayarı orta sehpanın üzerine koyup, Defne'nin tam karşısına geçti. Ne yapıp ne edip, o etek zımbırtısını çıkarttıracaktı.

"İzin mi vereceksin? Giyindiğim kıyafetler konusunda, senden ne zamandır izin alıyorum ben?" İçten içe, fokur fokur kaynıyordu. Ancak, bunu belli edip, kocası gibi huzur kaçırmayacaktı. Görmezden, duymazdan gelmeye zorladı kendini. Elini, açıkta kalan saçlarına çıkardı. Onlara şekil verse iyi olacaktı.

"İzin verip vermemeyle alakalı bir durum değil bu. Sadece, karımın varla yok arasında bir eteği giymesini istemiyorum." Niye inada bindiriyordu ki? Savaş, salonda bir o tarafa bir bu tarafa gidiyordu. Sinirliydi. Peki ya neden?

"İstesen de istemesen de giyeceğim. İstersen, burada kendini yırt ama bana hiç fark etmez! Ben yine de bu varla yok arasındaki eteği giyeceğim." Varla yok arasında derken, vurgu yaptı. Aslında hiçte öyle söylediği gibi değildi. Eteğinin boyu gayet idealdi.

"Benim söylediklerimin bir önemi olmadığını biliyorum. Peki çocuklarımızın da mı bir önemi yok? Daha doğmadan üşütecekler." Savaş, kararlıydı. Defne o eteği ya çıkaracak ya da çıkaracaktı. Bu yüzden de onu can evinden, çocuklarından vuruyordu.

"Emin ol, ben de onları en az senin kadar düşünüyorum. Farkında mısın bilmiyorum ama Nisan ayındayız ve burada hava çok sıcak, merak etme üşütmeyiz biz." diyen Defne, Savaş'ı umursamadan saçlarıyla uğraşmaya devam etti.

UMUTSUZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin