3. Hesaplaşma

83.9K 2.8K 319
                                    


Bölüm şarkısı: Gripin-Aşk Nerden Nereye

Keyifli okumalar dilerim...

Defne'den

Az önce, bu hayattaki tek varlığım olan amcam da gidecek diye çok korkmuştum. Neyse ki, doğruyu anlatıp, Savaş denen adamı bir nebze de olsa yapacaklarından vazgeçirebilmiş, onu yatıştırabilmiştim. Amcamı bırakıp gitmiş olması, içinde bulunduğumuz durumda imkansız gibi görünüyordu ama olmuştu işte. Ancak, bu badireyi atlattığımıza sevinemiyordum, aklım amcamın anlattıklarındaydı hala. Üzücüydü, hem de çok. Yengeme, para için yaptığını söylerken, işin rengi çok çok başkaydı. Bizi korumak içindi her şey, bizim için...

Şu an oturma odamızda, minderlerin üstünde yatan amcamdaydı gözlerim. Suratının her yeri yara bere içindeydi. Eli kırılasıca adam, her yerini ne hale getirmişti. O gidince, yengemle birlikte taşımıştık amcamı evin içine. İkisi de beni azarlamıştı, hatta yengem bununla kalmayıp bir de süpürge vurmuştu bacağıma. Yine de umursamıyordum tabii. Amcamın var olduğunu bilmek bile benim için güzeldi, yaşam sebebiydi. En azından hayatta olan bir akrabam vardı.

Oturduğum kanepeden geriye doğru yaslanıp pencereden dışarıya baktığımda, onun adamları vardı bahçemizde. Bekliyorlardı öylece, akılları sıra kaçmamızın önüne geçmeye çalışıyorlardı. Bilmedikleri bir şey vardı oysa: kaçacak bir yerimiz yoktu ki bizim. Adana'dan başka bir şehir bilmezdik, bizim topraklarımızdı, yerimiz yurdumuzdu burası.

Kanepeden kalkıp, ocağa koyduğum tarhananın taşmaması için mutfağa gittim. Benim yiyecek halim yoktu ama en azından dayak yemekten bitkin düşen amcamın boğazından bir iki lokma bir şey geçerdi. Pişen çorbayı, bir tepsiye koyup, yanına da bir iki dilim ekmek ekledim. Salonda bitkin vaziyette yatan amcamı uyandırıp, hazırladığım çorbadan yavaş yavaş içirdim. Zar zor da olsa, yapmamam ve karışmamam gerektiğini söylüyordu hala amcam. Ancak, omuz silkerek geçiştirdim onu. Göz göre göre ölmesine izin veremezdim sonuçta, yaptıklarım için pişman değildim.

İlerleyen saatlerde uyumak için yatağıma gittim. Bir şeyler olacak korkusundan olsa gerek gözüme uyku bile girmiyordu. Uzandığım yatakta uzun uzun dua ettim, dua etmekten başka çarem de yoktu...

■■■■■■■

Saatler önce Savaş'ın adamlarından Cevdet, Cihan Hamitoğlu'na olan bitenin haberini vermişti. İsmail'in evinde konuşulanların hepsinden Cihan'ın haberi vardı. O, önlemlerini çoktan almıştı. Herkes Cihan'ı, aylardır İstanbul'da olarak biliyordu. Cihan, Rıza Bey'i bile tehditleriyle susturmuştu. Böylece Savaş, evine ayak bastığında kendinden şüphelenmesi için hiçbir neden kalmayacaktı. Savaş yıllar önce ona ait olan şeyi almıştı. Şimdi ise bir şeylere sahip olma sırası Cihan'daydı. Haberi alır almaz havaalanına gitmişti ve oradaki irtibatları sayesinde kendisine İstanbul- Adana uçağı için bilet bile hazırlanmıştı. Kendisi üzerine gelebilecek tüm şüpheleri silmişti. Şu an geriye ise sadece olan biteni izlemek kalmıştı.

■■■■■■■

Yazardan

İki kişi için de kader ağları örülüyordu. Kesişmeyeceği düşünülen yollar, birbirine yakındı. Hayat sürprizlerle doluyken, bir yenilerini daha ekliyordu üzerine. Çıktığı derme çatma evdeki kızın ve adamın söylediklerinde dönüp dolaşıyordu aklı. Doğru olabilir miydi? Cihan mı yaptırmıştı gerçekten? Eğer, yaşananların sorumlusu oysa, eceli olacaktı onun. Ne demişti kız? "Biz ırgat, fakir, güçsüz olduğumuz için bizi ezmek kolay değil mi? Gücün, senin gibi olanlara yetmiyor mu?" Yeterdi elbet, alayına dünyayı dar ederdi. Küçük bir kızın söylediklerine, bu kadar takılıyor olmasına anlam veremiyordu. O hiçbir zaman güçsüzü ezen, güçlünün yanında olan bir adam olmamıştı. Kızın ön yargısı saçmaydı.

UMUTSUZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin