Sabahın köründe kapıya dayanmış güneş
Pencereleri zorluyor sızmak için odalara
Sesleniyorum uyanın millet uyanın
Gelinlik kızların AVM'si çerçi geldi
Rengarenk yazmalar desenli bluzlar
Kırmızı renkli kamyonlar, 5110 Nokia telefon oyuncaklar
Tezgahta duruyor,
Heyecanlı çocuk yürekleri
Dalmış hayallere
Avuç avuç cevizler, kuru meyveler
Ve en ilkel ödeme biçimi
Mastercard vısa da neyin nesi
En namuslu ticaretin adıdır takas dolarıAh o eski günler demiyeceğim
Yolda yalnız başıma geçeceğim kalabalıkların arasında
Bilmediğim bir yerde duracağım
Evde onca mendil olmasına rağmen
Kağıt mendil alacağım bir çocuktan
Metroya koşacağım, yürüyen merdivenlere yaslanacağım
Rıhtımdan martılara bir selam çakacağım Küçük lokmalar şeklinde simitleri serpeceğim denize
Bir cigara yakacağım gururla
Dumanını semaya salacağım onurlu bir şekilde
Sonra küle döneceğim ben bu yangından
Bırakacağım ardından kefensiz bir şiir
Okuyanlar toprağı avuçlayacaklar
Okyanusta boğulmuş bir balık kadar şanslıymış diyecekler
Ve sonra unutacaklarYerli yersiz uyanıyorum geceleri
Kendimde değilim
Hangi çağdayım nerdeyim
Zamandan ırak meskensizim
Bazen dalıyorum vakitsiz
Soluksuz bir boşlukta debeleniyorum
Kime ne anlatsam kim var ki yanımda
Kendi kendime konuşuyorum anlamsızca
Kendime teselliler fısıldıyorum, geçerken aynanın karşısınaSoluksuz kalıyorum, göğsüm taş kesiliyor Öksürmelerden yüreğim yırtılıyor yedi yerden
Yedi parçaya bölüyorlar kalbimi
Paylaştırıyorlar yedi tepeye
/Tüm çocukların yaşlarının yedi olması tevafuk mu
Şairlerin yedi yaşında gömülmesi
Yüreğime yedi kişinin hissedar olması
-yedi mısradan sonra taş kesiliyor kelimelerim-/Ciğerlerim fena sayılmaz aslında
Cigarayı da bıraktım zaten
-Çok mantıklı değil bu /
Şair olur mu hiç cigaraya içmeyenden/
Bu açıklamalar da anlamsız zaten/
Beni dinleyen kimse yokken-Ey istanbul boğazımdan geçmiyor hayat
Keskin dönüşleri yok kalbimin
Hep cezaya kalır şiirlerim
Martılara kafa tutamam, kanatlarım yok ki
Karaköy'den Galata'ya durmadan koştum
Öç almak istedim sadece
Niçin kimden almak istedim bilmiyorum
Herkes gibi takıldım bir sürünün peşineOysa kartal sahilinde bir çocuk oynuyordu kozalaklarla
Afrikalı bir çocuk atlıyordu susuzluktan Marmara'ya
Elimde asa yoktu Musa gibi yaramadım ortadan ikiye denizi
Arkamı döndüm koştum kendimden
Ayaklarım ağrıdan çatlayıncaya dek koştum
-Nerede kaldı yedinci mısra-E5' ten en kestirme yoldan gideceğim bu hayattan
Kusacağım yarım kalmış hayatın tadından tuzundan
Bir aylık kusacağım belkide
Bakmayacağım yazdığım şiirlerin yüzüne
Izdırap içinde vebalı bir anne gibi kaçacağım çocuğumdan
Kalemi kıracağım, bir kilit çakacağım kalbime
Ağzımdaki ağrıyı yutacağım, yırtılmasına bakmayacağım boğazımınDuvara çakacağım boş bir çerçeve
Gelen hep meraktan soracak; "bu ne?"
-Kim ne görmek isterse-
Herkesin görmek istediği
Herkesin hayal ettiği şeyi
Herkese mutluluk verebilecek özgürlüğü
Bağışlayacağım boş bir çerçeveyleÜstüme doğru yağdı keder gecelerce
Izdırap göğsüme kondu senelerce
Perdeler sırdaş oldu gamlı odalara
Yedi yaşına kadar anlamlıydı yaşamak
Bir kuşluk vakti gitti selamsız sabahsız
Yüreğim yırtıldı yedi yerden
Pay edildi yedi tepeye
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mısralarımdan akan yaşlar
PoetryZaman ilk oluşumuna döndü İlk doğum serüvenine Her şey ilkine dönme koşusundaydı En arkalarından yüreğim vardı Çünkü yine sana koşacaktım ......................... ......................... Akdeniz bir akşam göğe yükseldi Böylece oluştu...